Yargımız Topluma Artık Güven Vermelidir.

Ülkemizde 15 Temmuz Hain kalkışma girişiminden sonra Polis, Asker, Öğretmen, Doktor gibi mesleklerin içine sızdırılmış olan bu alçak örgütün birçok üyesi deşifre edilerek uzaklaştırıldı.

Çoğunluğu Polis ve Asker içine sızdırıldığı kanıtlanan Fetö terör örgütü elamanları kısa süre içerisinde temizlendi.

Hala farklı illerde yine bu tür operasyonlar temizlik adına yapılmakta.

İlk dönemlerde toplumumuz kendi Askeri tarafından bombalanmanın şokunu yaşamış olsada, kısa süren panikten sonra ihaneti anlamış uçak bombardımanına, İnsanları ezip geçen tanklara, zırhlı araçlara meydan okurcasına çıplak elle müdahale etme cesaretini göstermiştir.

Hain kalkışmayı önleyen en önemli unsur Türk milletinin dik ve kararlı duruşudur.
Aylarca meydanlarda nöbet tutarak ikinci bir kalkışmanın önüne geçmiştir.

Sonuç olarak ençok hainin yerleştiği ordumuz, içlerine sızmış olan bu örgüt üyelerinden temizlenmiştir.
İstisna olan bazı kendisini gizlemeyi başaranlar için zamanla operasyonlar delliler doğrultusunda yapılmakta onlarda ordutan temizleniyorlar.

Geldiğimiz noktada ordumuz (TSK) en güvenilir kurum olarak görülmektedir.

Aynı akibeti yaşamış olan Türk poliside bu örgütten temizlenmiş olarak yine ikinci sırada güven duyulan kurum olarak yerini korumaya devam ediyor.

Adalete güven ise 17- 25 Aralık sürecinde kendisine olan güvenin yok olmasını sağlamış  birdaha düzelmesi ve toplumun güvenini kazanma adına gözle görülür bir adım atmamıştır.
Adalete olan güven oluşmamıştır.

 Hala başta siyasiler olmak üzere  mahkemelerimizin Adil kararlar vermediği kanaati  görülmektedir.

İşte yıllarca Türk Subayı olarak görev yapmış Emekli bir subay olmanın dışında 19 ve 20 dönem TBMM de Milletin vekili olarak görev yapmış bir milletvekilinin Adaletin yerini bulması için mücadele ettiği bir olayda neredeyse suçlanmış ve cezaevine girmeyle karşı karşıya kalmıştır.

Adalete olan güven duygusu derhal yerine getirilmelidir...

Toplumumuz eskiden olduğu gibi "Adaletin kestiği parmak acımaz" diyebilmelidir.
İşte adalete olan inancını yitirmiş bir parlamenterin sessiz çığlığını duyurmaya çalıştığı (HSK) için yazılmış bir makale...

Sayın Mehmet YILMAZ

HSK BŞK.V.

Manisa İli Alaşehir Devlet Hastanesine çökmüş seks ve gayri meşru ilişkiler çetesiyle, liyakatsizlerle yaptığım mücadele  Sağlık Bakanlığı  Teftiş Kurulu Müfettis Raporuyla sonuçlandı.

Başhekim ve Başhemşire bazı personel görevden alındılar başka yerlere tayin edildiler iki personelin iş akdi fesh edildi biri korunarak son anda verilen %70 malul raporuyla malûl emekli yapıldı. Hastane müdürü istifa etti.

Çete mensupları intikam için hakkımda suç duyurusunda bulundular dava açtılar.

Hepsinin iddialarındaki ortak nokta kabul etmediğim facebook ve İnstagram hesaplarıdır.

Mevcut savcıların büyük bir kısmı KYOK KARARI verdi.

Bazıları aynı iddiaya dava açtı.

1. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi doktor raporuma rağmen ve facebook hesabı hakkında hiçbir araştırma yapmadan başka delillerle kararını desteklemeden beni mahkum etti.Yaptığım araştırmada 

hukuka uygun olarak elde edilseler dahi, facebook, instagram veya diğer yollardan ulaşılan bilgilerin, belgelerin, fotoğrafların veya yazışmaların tek başına ispat gücü yoktur. Bunların delil olarak değerlendirilebilmesi, hüküm tesisinde etkili olabilmesi için olayın kesinlikle başka delillerle de desteklenerek kanıtlanması gereklidir.Denilmektedir.

Çete mensuplarının taleplerine uygun hareket ederek 74 yaşında Temiz Toplum, Temiz Şifa Merkezi Bir Devlet Hastanesi için canımı yok sayarak mücadele eden beni hapishanede yatırmak için rol misyon üstlenerek hareket eden yargı mensupları hakkında gerekli işlem yapılmasını arz ediyorum.

SAYGILAR.

TEVFİK DİKER 

19 ve 20 nci Dönem Milletvekili E.Subay

Araştırmacı YAZAR ve YOLSUZLUKLA MÜCADELE DERNEĞİ'NİN KURUCU BAŞKANI  olan tek  Milletvekili...



www.haberpars.com