Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

SAYIN MEB, SICAKTAN KAVRULUYORUZ

YAZ OKULUNDA ÖĞRENCİLERE KLİMA YOK, MÜDÜR BEYLERİN MAKAMLARINDA ÇOK

SAYIN MEB, SICAKTAN KAVRULUYORUZ
14 Temmuz 2023 - 19:23
 
SESİMİ DUYAN VAR MI? 
SAYIN MEB, SICAKTAN KAVRULUYORUZ
 
Bu yazımı da yine her yazımda olduğu gibi kuldan değil, Allah'tan korktuğum için kaleme alıyorum.
 
Çünkü bir kadın öğretmen olarak sınıflarda o minicik yavruların sırf ilim öğrenmek için yaz mevsiminin yakıcı sıcağında nasıl kavrulduklarını görünce kalbim parçalanıyor...
 
YAZ OKULUNDA ÖĞRENCİLERE KLİMA YOK, MÜDÜR BEYLERİN MAKAMLARINDA ÇOK
 
Müdür Beyler bunu görmüyor mu, bilmiyor mu?
 
Görüyor ve biliyorlar elbette, fakat her nedense bilmiyor”muş” gibi yapmaya devam ediyorlar...
 
Çünkü kendi makam odaları son teknoloji ile donatılmış, klimalı, ultra lüks. 
Kendi makam odalarında yok yok...
 
Fakat güneşin tüm o yakıcılığına maruz kalarak ders gören minicik yavruların halini de deyim yerindeyse, klimalı makam odalarından anlamak maalesef mümkün değil...
 
Bir kadın öğretmen ve gazeteci olarak öğrencilerim adına adalet arayışımı yine sonuna kadar sürdüreceğim...
 
HAVA SICAKLIKLARI HERKES TARAFINDAN MALUM
 
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Bilim ve Sanat Merkezinde kadrolu bir ilköğretim matematik öğretmeni olarak bu sene de yaz okulu atölyesinde görev aldım.
 
Fakat gelin görün ki okullar sanki öğrencilerin rahat ve ferah bir ortamda eğitim almaları için yapılmamış da müdür beylerin rahat ve konforları için yapılmış gibi...
 
SINIFLARA YOK, MÜDÜR BEYLERE KLİMA ÇOK 
 
Okulların kuruluş amaçlarına baktığımızda tamamı öğrenci esaslıdır...
 
Bir okulda öğrenci olmasa orada idari personelin veya öğretmenin ne işi olur, ne de görevi...
 
Okulların esas temel taşları öğrenciler olduğu halde, iş konfor olayına gelince öğrenciler hiç mi hiç düşünülmezken makam ve mevki sahibi olan müdür beyler maalesef kendi konfor ve rahatlarına çok düşkünler...
 
Demek ki yöneticilik sadece evrak kürek işi değilmiş...
 
İşin içinde rahatlık ve konfor da varmış...
 
Kışın sıcacık, yazın da serin mi serin makam odaları varmış...
 
ŞAHSEN OKUL MÜDÜRÜ VEYA BALIKESİR İL MÜDÜRÜ OLMUŞ OLSAYDIM
 
Yaz okulunda mini minicik çocuklar (kimi daha 7-8 yaşında), sınıflara full vuran güneşin altında pişip sıcaktan kavrulurken kendim bir yönetici olarak full esen, serin mi serin makamımda oturmayı kendime zül sayarım...
 
İçim içimi yerdi…
 
FAKAT ÖĞRENCİLER SANKİ KİMSENİN UMRUNDA DEĞİL 
 
Okullar sanki öğrenciler için yapılmamış, makam sahibi müdür beylerin rahatları için yapılmış gibi adeta...
 
Ayıptır, günahtır...
 
Bu bunaltıcı sıcakta, güneşin yakıcı etkisi altında kavrulan çocukların vebalini kim nasıl ve ne şekilde ödeyecek?
 
YAZ OKULUNDA KLİMA ÖĞRENCİLERE Mİ GEREKLİ, MÜDÜR BEYLERİN MAKAMLARINA MI?
 
Çocuklar sınıfta yaz sıcağı nedeniyle buram buram ter içinde… 
 
Çalışma kağıtları çocukların ellerine yapışıyor. Dakikalar içinde neredeyse bir hamura dönüşüyor.
 
Tüm gün, o minicik elleri ter içinde… 
 
Okulda kantin kapalı, idare getirtmese su bile yok.
 
Yeme-içme olanağı kantin açık olmadığı için yok denecek kadar az...
 
YAZ OKULU AÇILMIŞ, FAKAT ALT YAPISI HİÇ DÜŞÜNÜLMEMİŞ 
 
Alt yapısı, konforu, kliması gibi temel fiziki koşulları dahi hiç mi hiç düşünülmeden açılan bir yaz okulundan hangi öğrenci ne kadar verim alabilir?
 
Bu sene kışın sınıfta donduk (mobbing gördüğüm için), şimdi de kavrulup pişiyoruz...
 
Bir öğretmene uygulanan mobbinglerden maalesef en çok da öğrenciler zarar görüyor...
 
O yüzden öğretmene yapılan mobbing bir insanlık suçudur.
 
Buradan açık açık, net bir şekilde söylüyorum.
 
Sayın MEB hala kulağının üzerine yatsın, her şey harikay”mış” gibi devam etsin...
 
Sanki öğrencilere “Bir daha yaz okuluna gelmeyin, gelirseniz güneşin alnında böyle pişersiniz! ” mesajı verilmek isteniyor…
 
Klimasız sınıflar öğrenciler için adeta bir ceza sistemine dönüşmüş durumda...
 
İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ YAZ OKULUMUZU ZİYARETE GELDİ 
 
Ziyarete gelmesi tabii ki hem bizim için hem çocuklarımız için çok kıymetli, çok önemli; sefa gelmiş, hoş gelmiş. “Bizden bir isteğiniz var mı?” demesi çok nazikçe bir davranış. Öğrencilerimiz de biz de memnun olduk.
 
Ama amaç sınıfa gelip sadece 5 dakika durup fotoğraf çektirip o fotoğrafları sosyal medyadan yayınlamak değildir diye düşünüyorum.
 
Fotoğraf çektirip sosyal medyadan yayınlayınca her şey harika olmuş olmuyor zira...
 
YAZ OKULUNDA SINIFLAR YANIYOR
 
Hadi, yaz okulunun yapılacağı sınıflardaki fiziki koşullara tüm idarece bakılıp çözüm aranmamış, pat diye açılmış… 
 
Bu ekstra çalışma için kantininden havalandırmasına tüm okul ortamı uygun mu, değil mi diye bir kontrol listesi hazırlanıp ön çalışma yapılmamış, eğitim için en temel gereksinim olan fiziki koşulların yaz mevsimine uygunluğu kontrol edilmemiş. Peki.
 
Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz geldi, bizzat gördü; sınıflarda nasıl bir güneş ve nasıl bunaltıcı bir sıcak var...
 
İyi de, çözüm nerede? Çözüm yok maalesef. Tüm öğrencilere klimalı bir sınıfta ders yapabilme imkanımız yok... 
Koskoca atölyeleri de tüm malzemeleriyle birlikte kısıtlı sayıdaki klimalı sınıflara taşıma imkanımız da yok, ne yazık ki…
Bu durumda olan tek Bilsem olmadığımızı da biliyoruz…
 
Çin işkencesi gibi, yaz okulu atölyelerinde öğrenciler pişmeye devam ederken...
 
Klimalar makam ve mevki sahiplerini serinletmeye devam ediyor.
 
Sayın MEB, bu işin içinde çok acayip bir terslik yok mu?
 
Minicik öğrenciler büyük bir hevesle koşa koşa geldikleri dersleri klimalı sınıflarda, uygun şartlarda görecekken yetişkin müdür beyler klimalı makam odalarında serin serin oturuyorlar...
 
SAHİ SAYIN MEB, SİZİN MAKAM ODALARIMIZDA KLİMA VAR MI?
 
Yoksa dünya tersine dönmüş de ben mi fark etmiyorum?
 
Ya da her şey düz de bir ben miyim ters olan?
 
İllaki her şeyi analitik zeka olarak benim mi düşünüp söylemem, yazmam gerekiyor?
 
İki hafta geçti, yazmadım, bekledim. Ziyarete gelen bir amirimiz mutlaka olur, geldiklerinde görürler halimizi, anlarlar diye...
 
Daha çooook bekleriz…
 
Eğer öyleyse, “Sınavı kazandığıma göre yönetici olmak hakkım” diyorum...
 
“Senin yönetici olmanı istemiyorum” diyorsunuz.
 
O olmaz, bu olmaz sistemi içinde, güneşin alnında, minicik öğrencilerim ile birlikte tüm gün piş, dur...
 
Zaten geçen gün okulumuzda görevli hademe hanım gördü halimi, sıcaktan baygınlık geçiriyordum az daha.
 
Öyle bir şey olursa zaten, MEB dahil kimse kusura bakmasın, doktorun vermiş olduğu rapora istinaden tüm yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım.
 
Çünkü yaz okulunda maruz kalacağımız önceden belli olan kavurucu yaz sıcağına dair alınması gereken hiçbir önlem alınmamış ki...
 
Buradan da kayıtlara geçmesi için altını çize çize yazıyorum; yalan veya iftira değil, yaz okulu atölyelerimizin tamamında klima yok.
 
MAKAMDAN ELEMEK İÇİN IŞIK HIZI İLE SAĞLIK KURULUNA SEVK ETTİNİZ..
 
İlçede sağlık kuruluna sevk edilen ilk öğretmen ünvanına sahibim...
 
Çünkü kimseden icazet almadan EKYS’ye girdim... Kendi hür idaremle.
 
O zaman, bir zahmet yaz okullarındaki sınıflara da aynı ışık hızı ile klima takılsın da görelim sizdeki yöneticilik anlayışınızı...
 
Örgün eğitimde atölye derslerini açmaya gelince “İşimiz çok, yoğunuz” diyip eylül ayında temel derslerle senkronize açılması gereken atölyeler, ocak ayında ancak açılıyor...
 
Fakat makamdan elemeye gelince her ne hikmetse, hiç kimsenin işi gücü hiç olmuyor...
 
Merak edenler için söyleyeyim; sağlık kurul raporum usul ve fenne uygun çıktı...
 
20 yıllık öğretmenlik hayatımda sağlık konusundaki genel tutumuma ve sağlık kuruluşlarına başvurduğum zamanlara dair dökümüme bakıldığında aksi de mümkün değil zaten...
 
Ama maalesef makam hakkım yine verilmedi...
 
Çünkü Ankara’da dayım yok...
 
Çünkü MEB’de makamlar torpillilerin...
 
Liyakatli olduğum herkesçe bilinse de müdür beylerin çöp kutusuna o atılalı çok oldu...
 
Makama bakan çok, liyakate bakan hiç yok...
 
Sonra bana gelince “Makamda gözün mü var?” diyorlar...
 
Siz oturun makamlarda, benim gözüm yok. Makamlar maalesef rezervasyonlu hale gelmiş durumda...
 
Torpil sistemi içinde liyakate bakan yok nasılsa…
 
Sayın MEB hiçbir şeyin farkında değil”miş” gibi yapmaya devam etsin...
 
Neyse konumuza dönelim...
 
Hava sıcaklığı daha da artmaya devam ederse öğrencilerim sınıfımda bayılmaya başlayacak...
 
Sayın MEB, buradan yazıyorum: o zaman hiçbir mesuliyet kabul etmiyorum...
 
Çünkü minicik öğrencilerim ile hep beraber sıcaktan bayılabiliriz...
 
Bizi kim kurtarır o zaman bilemiyorum...
 
Üstelik sınıfımda kaynaştırma öğrencisi de mevcut…
 
Sıcakta o çok daha fazla bunalıyor...
 
Yaz sıcağında kaynaştırma öğrencisinin ve minicik çocukların sınıfta kavrulmalarına hangi vicdan el verir?
 
Sayın MEB, bir daha üstüne basa basa, gür bir sesle haykırmak istiyorum:
 
Okullar öncelikle öğrencilerin rahatını ve konforunu düşünerek kurulmalı, makama oturan müdür beylerin ayrıcalıklı rahat ve konforu için değil…
 
Bilmem, anlatabildim mi?
 
Çünkü yazıyorum yazıyorum hiçbir şeyin düzeltildiği, telafi edildiği yok. Israrla görülmemeye, duyulmamaya devam ediliyorum...
 
Did you understand me?
 
هل أنا واضح ؟
 
Dr. Meryem ÇILDIR
 
 

YORUMLAR

  • 1 Yorum