Sevgili Cumhurbaşkanım: Siyasi olarak sizinle aynı istikamette hiç yol almadık. Yaptıklarınızı alkışlayacak kadar tarafsız, yapamadıklarınızı eleştirecek kadar taraflı oldum.
Sokağın nabzını takip etmek gibi bir alışkanlığa sizlerde, bende fazlası ile önem veriyoruz. Size taraf olmamış olsam da size hiç düşman da olmadım. Yazdıklarımı bu pencereden okumanız ona göre yorumlamanızı beklemek sanırım bu şartlarda talep edilebilecek en doğal haktır.
Cumhurbaşkanım: Sizin yönettiğiniz 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyetinden benim penceremden çok daha büyük, çok daha fazla özen ve önem sorumluluğuna sahibim. Ben evlatlarımın devletiyim. Dört kız çocuğu babası bir ülke vatandaşı olarak bu cümleyi çok rahat kullanabiliyorum. Ülkenin ekonomisi, siyaseti, iç veya dış güçleri, iktidarı veya muhalefeti, eğitimi, sağlık sistemi, İHA veya SİHA sı, sporu veya dış politikası, Sağlık sistemi veya bankacılık sistemi umurumuzda değil. Sayın cumhurbaşkanım: KORKUYORUZ. Biz bireysel güvenliğimizi, bununla beraber yaşama sevincimizi de kaybettik.
Her gün ölüm haberleri, sapkınlıklar, kontrol altına alınamayan uyuşturucu kullanımı, başa çıkılamayacak olan zorunlu göçmen sorunu bizi artık paranoyak vatandaş durumuna taşıdı. Kız evladınız olduğunu bildiğim için dümdüz sorayım. Her gün kızınızla alakalı korkular içerisinde yaşamak sizde yaşama sevinci bırakır mı? Kızınıza zarar gelebilme olasılığına karşı yıkamayacağınız dağ, yakamayacağınız dünya var mı? Cumhurbaşkanım: vatandaşların olarak hiç ama hiç iyi bir ruh haline sahip değiliz.
Bunun nasıl düzeleceğinizi bilmiyorum ama bunu sizin düzeltemeyeceğinizi biliyorum. Çünkü siz siyasi bir dehasınız, bir çözümünüz olsa şimdiye kadar bunu çoktan yapardınız. Ülkenizi ne kadar sevdiğinizi biliyorum sevgili Cumhurbaşkanım.
Sırf bu sevgi için bile olsa risk almayı düşünmeden kabul edeceğinizi tahmin ediyorum. Yaşınızın ilerlemiş olması sizin siyaset yapmanızın önünde engel olamayacağını biliyorum ama size bu hayatta verilecek en büyük hayali ve keyfi vaat ediyorum.
Evlatlarınız ve torunlarınız ile pek vakit geçirme şansınız olmadı. Hatta evlatlarınız nerdeyse siz olmadan büyüdü. Torunlarınıza bu duyguyu yaşatmayın ve bu hayatta sizi en çok mutlu edecek olan onlarla vakit geçirirken arada bir bana teşekkür veya dua edin. Pişman olmayacaksınız buna lütfen inanın.
Sevgili ve Kıymetli Cumhurbaşkanım: Seçim mağlubiyeti ile hatırlanmak, başarısız son hamlelerle anılmak, saçma sapan sıfatlarla yaftalanmak bizim size konduracağımız şeyler değil. Kendinize ve ülkenize yapacağınız son bir iyilik var.
Ülke insanın motivasyonu ve yeni nesil kurtuluş savaşı için emekliliğe karar vermenizi ve daha önce aday olmuş hiç kimsenin dahil olamayacağı yeni Başkomutan seçimleri için karar almanızı sizden rica ediyorum.
Ülke insanı bunca yıl size inanmaktan vaz geçmedi.
Sizin de bu noktada vatandaşınıza inanmanızı ve sizi bin yıl boyunca unutturmayacak bu kararı almanızı yüce Rabbimden niyaz, sizden de talep ediyorum.
Sadık Bayram
YORUMLAR