Türkiye’de gibi siyaset demokrasisi oturmamış ve siyaseti milletine hizmet için değil ,cebini ve yandaşlarını zengin etmek için yapılan ülkelerde ilginç tipler ortaya çıkar.
Bazıları millî duyguları okşamak için ,bazıları ise vatan millet ayakları ile milletin oyuna talip olur .Bazıları ise dini söylemlerle halkı kandırır.
Sonucuna bakarsanız genel olarak hepsi cebini doldurur, Daha sonra gelen de aynisini yapar, kendisinden önceki siyasetçileri yaptıkları yolsuzluk nedeniyle yargılayamaz, yargılarsa kendi yaptıkları içinde yargılanacaktır.
Ülkeyi soyup soğana çeviren hangi siyasetçi yargılandı?. Hangi siyasetçinin Mal varlığına el konuldu. Gençliğimiz, Demirel ve Ecevit’in siyasi yaşamını izlemekle geçti, Birbirlerine sataşıyorlardı ama bir seviyede duruyorlardı,
Birbirlerine ,edepsiz ,ahlaksız, cibilliyetsiz, namussuz dediklerini hatırlamıyorum.
Daha sonra ABD orjinli Özal siyasi hayatimizi renklendirdi. Onun da hafızalarda kalan bazı sözleri ve davranışları var, örneğin şort giyip askeri taburu teftiş etmesi, Kürt devleti kurulsa ne olur demesi.
Demirel’in meşhur şapkasını , benzin var da ben mi içtim demesini unutmadık. Mesut Yılmaz vardı. Sinsi güvenilmez ,insanları arkadan bıçaklayan bir kişilikli siyasetçiydi, rakibine zarar vermek için yapamayacağı şey yoktu.
Bir gazetenin hafta sonu röportajında Turgut Özalin ekonomi politikalarını eleştirerek dikkatleri üzerine çeken Tansu Penbe Çiller yıldırım hızı ile merdivenleri tırmanarak DYP nin genel başkanı olmuştu.
Fizik olarak Türkiye’de yaşıyordu ama ruhen hala ülkeye gelememişti. Bir Amerikalı gibi konuşup yaşamını sürdürüyordu, neyse ki bazı danışmanları onu biraz da olsa düzelmesine sebep oldu. Terörle mücadelede erkek siyasetçilerden daha cesaretli idi ve nerede ise terörün bitirilmesi onun liderliğinde gerçekleşti.
Amerika’daki mal varlığı gündemi yıllarca meşgul etmişti. Kuşadası’ndaki Suna Pelister çiftliği ve esinin Kuşadası yat limanından jet ski alması ayrı bir konu,
Erzurum’da halka hitap ediyordu, sevgili Erzurumlular size liman yapayım mi demez mi.
Bu bir şey mi.1994 yılında Samsunda konuşuyor ‘sevgili Samsunlular sizi Büyükşehir yapayım mi ‘dedi,. Samsun 1993 yılında Büyükşehir olmuştu.
1997 yılında Trabzon’daki konuşmasında ‘sizi Akdeniz’in incisi yapacağım dedi’ izleyen halk ise orada hamsi yok biz burada kalalım diye cevap vermişti. Meclis kürsüsünden konuşurken “Mesut Yılmaza istikrarsız diyeceğine iktidarsızdır demez mi….
Burdur da konuşmada “size seker Fabrikası açacağım dedi, hemen bir kişi kulağına ,efendim zaten Burdur’da seker Fabrikası var deyince, olsun ikinciyi açarım dedi, Yine bir mitingde izleyicilerden biri “pittigini yerim senin diye bağırdı, yanındaki il başkanına pittik nedir diye sorar, pittik halk dilinde cinsel organdır. Ne diyeceğini bilemeyen il başkanı “efendim yürek demektir’ der bu kez Çiller ‘bu bacinizin piiitgi size helal olsun diye bağırır.
Tüm bu siyasi gaf ve sataşmalara rağmen belli bir seviye vardı, günümüz siyasetinde seviye yârlerde, hakaretler ,küfürler sıradan hale geldi Ya bir siyasetçi ,namussuzsun, cibilliyetsizsin, alçak sin der mi? Daha da ileri giderek insanların soy kütükleri ortalarda dolaştırıldı.
Tansu Çiller AKP’ne yakın bir görüntü veriyor, partinin bazı toplantı ve gösterilerine katılıp boy gösteriyor, tabi bunun ödülünü kısmen de olsa aldı, Rumelihisarı’nda yaklaşık bin donum arazisine imar aldığı konuşuluyor, bu kamuoyuna yansıyanı daha neler vardır kim bilir.
Seçimlere yaklaşık bir buçuk yıl kaldı. AKP’nin cilası gün geçtikçe dökülüyor, ihale yolsuzlukları, is takipçiler, adam kayırmalar, din istismarlıları, Beşli çete, yandaş kayırmaları, toplumda yozlaşma ,hayat pahalılığı, üretimde yetersizlik , enflasyon gibi bir çok faktör AKP ve Erdoğan in tekrar seçilmesini imkânsızlaştırıyor.
Muhalefetteki IYI partiyi zora sokacağını ve yahut oylarını böleceğini düşünerek Çilleri siyasete davet eden Erdoğan, bu hamlesinin bir kazancı olmayacağını kısa zamanda anlar.
Çiller de havaya girmiş olacak ki gördüğü her mikrofon karşısında sahibine ve rakip gördüğü partiler aleyhine kısa kısa beyanatlar veriyor. Hani bazı deyimler vardır “eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı, son kullanma tarihin geçti” gibi.
Sayın Çiller sen sen ol acele et ,çünkü artık gülmek istiyoruz.
Nazmi Çelenk
YORUMLAR