Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Nazmi ÇELENK

Nazmi ÇELENK

Keskin Kalem.
nazmi@haberpars.com

İran nükleer anlaşması ve Türkiye ilişkileri...

30 Kasım 2021 - 22:26

 

İran nükleer programında ABD’nin tek taraflı anlaşmadan geri çekilmesinden kaynaklanan sebeplerin ortadan kaldırılması amacıyla  tekrar Cenevre’de görüşmelerin başlamasından pek ümitli değilim.

Çünkü İran anlaşmaların içeriğini boşaltarak devam etmesinden yana ,hem anlaşmaların içini boşalttı ,hem de devam etmesini istiyor, uzun suren ambargoda Rusya, Çin ve Güney Kore’den bazı zaruri ihtiyaçlarını karşılasa da Şah Pehlevinin temelini attığı bati yanlısı teknolojik ve askeri alt yapıyı modernize etmesi ambargonun ve müzakerelerin devamına bağlı.

Molla İran'ın yeni Cumhurbaşkanı’nın ülkede ki lakabı katildir 1988 yılındaki özgürlük olaylarında yüzlerce masum insanın ölümünün altında  imzası olduğu  bilinmekte.

İran  uluslararası demokratik ve insan hakları sistemine entegre olmak istiyorsa öncelikle yönetim ve silahlanmada şeffaf olmalıdır, İran bunu reddederek belirli kalıplar içerisinde Cenevre’de masadan galip olarak kalkma amacındadır,.

Katil lakaplı Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, su an yüksek olan popülaritesinin devamı için Cenevre’deki görüşmelerden anlaşamamakta anlaşmak tabiri ile kalkmayı düşünmektedir. Katil lakaplı Reisi  İran in sanayi ve teknolojik alt yapısını değiştirerek uzak Asya ve Rusya’ya entegre etme düşüncesindedir.

Şayet ABD tek taraflı çekildiği anlaşmaya tekrar geri dönecek olursa  İran’a büyük mesafe kazandırabilir.

İran in modern dünya düzenine dahil olabilmesi için önce halkının özgürleşmesi gerekmektedir. Bu da molla rejimin tasfiyesi ile olur.

Türkiye ,İran ilişkilerini ele alacak olursak, sürekli İran bu ikili ilişkiden karlı çıkmaktadır. Hem PKK terör örgütünü desteklemek te ,hem de Ankara’nın dış politikasına müdahale etmekten geri kalmamaktadır.

Tabi bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  Müslüman kardeşler ideolojisini benimsemesini de göz ardı edemeyiz...

Erdoğan ait olduğu dünya ile ülke yönetimini  karıştırmıştır, daha açıkçası kendi ilkeleri doğrultusunda ülke yönetimini şekillendirmeyi başarmıştır.

Bu da dini referans ile devlet işlerinin birbirine karıştırılması demektir.

Dis politikada attığı hamlelerin yanlışlığını gören Erdoğan ,bu yanlışlarından geri dönmede ikilem yaşasa da bazı danışmanlarının etkisi ve akdenizdeki yanlış politikası nedeniyle  BAE ile  barışmıştır.

Mısır  ile de barışma görüşmeleri yapılsa da Mısır bazı Şartları ileri sürmüştü, bunlardan bir tanesi gerçekleşti ve BAE ile barışıldı.

Şimdi sırada İsrail ile barışma planları bulunmakta, Erdoğan sunu anlamakta güçlük çekiyor ,kimse kolay lokma değil, mahallede top oynama kavgasında ,oynamıyorum topumu alıp giderim diyerek küsmekte, az sonra ben geldim tekrar oynayalım demekte.

Halbuki yeni oyuncular sahada bunu görmemektedir.

Ne İsrail, ne Mısır ,ne BAE eski anlayışta değildir, devletler arası anlaşmalar ve ilişkilere duygusallığı ve dini karıştırırsan ilişkilerde kopma kaçınılmaz olur

İste Suriye, her şey ortada.

Daraltılan ,hayalperest düşünceler ile yürütülen dış politikada gelinen durumda kendi münhasır alanımıza bile sahip çıkamaz duruma geldik.

Erdoğan ,yaklaşık yirmi yıldır yönettiği Türkiye'de yaşanan tüm olumsuzlukların sebebini muhalefete yüklemektedir. Peki hangi kararı almakta muhalefetin engeli ile karşılaştı kendisine sormak lazım.

Nazmi Çelenk

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum