Kendisini İstanbul ülkü ocakları il yönetiminden tanıdığım, yıllar geçse de arkadaşlığımızın devam ettiği İbrahim Erdem Karabulut’un yönetim kurulu başkanı olduğu Haberpars.com sitesinde bugünden itibaren yazılarım yayımlanacak. Bu fırsatı verdiği için Karabulut başkan'a teşekkürlerimi sunarım.
Okuyucularıma "merhaba" diyerek başlamak istiyorum.
Köşe yazılarımın ana konusu dış politika ve iç siyasetten oluşacak.
Ülkemizi son elli yıl süre içinde meşgul eden ve bu zaman çizelgesinde devlet idaresini ele alan tüm partilerin temel sorunu terör ve ekonomi olmuştur.
Öncelik Pkk terör örgütü idi, fakat daha sonra dinci GLADYO devreye girdi, Dinci gladionun Türkiye’ye verdiği tahribatın ikinci derece sorumlusu mevcut hükümet ve onun bakanlarının büyük bir kısmıdır. Buna (Devlet dışı silahlı güçler)de diyebiliriz.
Güvenlik kuvvetlerimizin sayesinde büyük oranda tasfiye oldu.
Pkk terör örgütü ise adeta ülkede kurumsallaştı, Bir siyasi partisi, iş adamları ve azımsanmayacak tabanı bulunmakta, gelinen durumda da maalesef ki mevcut hükümetin sorumluluğu var, neyse bu ileriki günlerde ayrı bir yazı konusu olacak.
Neyse ki bu terör örgütünün siyasi uzantısının partisinin kapatılması için bazı adımlar atılmakta, baş rolü MHP oynamaktadır, sanırım YC başsavcılığı harekete geçmezse MHP yasal müracaatını yapacak.
(Parti kapatmak kesin çözüm değil.)
Burada sıralayacağım tespitlerim parti kapatmanın kökten çözüm olmadığını ortaya koyacaktır.
Mecliste grubu bulunan ve Pkk ile bence organik bağını inkâr edemeyen HDP’nin kapatılması politik gündemin ana konusu, zaten terör örgütüne verdiği maddi, manevi ve fiziki desteği kendi milletvekilleri de reddetmiyor, cep telefonunu tahsis edip, maaşını bile terör örgütünün elemanlarına veren vekiller var.
Peki bu suç teşkil edecek davranışlar sabit iken bugüne kadar neden dava açılmadı bu da AKP’nin günlük ve çıkmaz sokak siyasetinin bir turu.
Öyle veya böyle dava acildi ve Hdp kapatıldı varsayalım.
Milletvekilleri kısa bir süre bağımsız olarak devam ettikten sonra, Hdp yerine Mdp veya Kdp olarak yeni parti kurup siyasi yaşamlarına devam edebilecekler. Bunun önüne geçmek için iki temel yol var.
Birincisi: Suçu sabit görülüp parti kapatılınca tüm milletvekillerine ve il başkanlarına da siyasi yasak getirilmeli, çünkü parti dediğimiz obje dosya kâğıdına yazılı isimlerden ibaret, bu partiyi kapatılmaya sürükleyen davranışları sergileyen başkanı, milletvekilleri ve il başkanlarıdır.
Parti kapatılıyor, Yeni tabela altında ayni figürler şebek gibi sırıtarak medyaya poz verip adeta dalga geçiyorlar, teröristin takım elbiselisi faaliyetlerine devam ediyor.
( Tayyip Erdoğan’a siyasi yasak.)
Yaklaşık yirmi yıldır ülkeyi yöneten siyasi kadroyu bizzat Erdoğan belirliyor. O istemezse kimse siyaset yapamaz. Bu da siyasetin kadro hareketi değil, liderlerin kararları ile şekillendiğini gösteriyor, bu tablo diğer partilerde de farklı değil. Sorarım size Erdoğan bugün siyaseti bıraksa AKP önümüzdeki ilk seçimlerde barajı bile aşması imkânsız, Girdiği türbülanstan eriyerek veya yok olarak çıkar.
Demek ki siyaset kadro hareketi değil lider sultası yönetimi imiş.
Hdp milletvekillerinin bir tanesini güvenlik kuvvetlerimiz bir silahlı çatışmada teröristler ile birlikte öldürse, kimse bir şey konuşamaz, çünkü silahlı terör faaliyetinde oldurulmuştur.
Yani terörist in takım elbiselisi gebertildi diyebiliriz.
O yüzden savcılık dağdaki bölücü örgüt mensupları hakkında ne karar verecekse meclistekiler içinde aynı kararı vermek zorundadır.
Terör örgütünün silahlı grupları tamamıyla bitirilse de siyasi uzantısı tasfiye edilmediği sürece ülkemiz bu sorundan kurtulamayacaktır.
Tüm bu tablodan hareket edecek olursak, benim bakış açım.
Bukalemunun rengine değil hareketlerine bakarak karara verilmeli ve parti kapatmak yerine kişilere siyasi yasak getirilmelidir.
(Yeni Dünya Düzeni.)
Artık hiç bir şey eskısı gıbı olmayacak.Bır ulke varlığını sürdürmek ıstıyorsa küresel salgında öncelikli yatırımda lıstenın basına tarımı koymali.
Bu konuda listenin başında. ABD, Kanada ve Rusya bulunmakta, Türkiye ise gıda ve tarım ürünleri üretiminde listenin son sıralarında.
Bu konuda uzunca yazılar yazmayı düşünüyorum. Tarımda bağımsız olmayan ülke kendini güvende hissetmesin.
NAZMİ ÇELENK
YORUMLAR