Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Müjdat ÖZTÜRK

Müjdat ÖZTÜRK

Gazeteci - Yazar - Araştırmacı.
ozturk@haberpars.com

TÜRK SİYASETİNDE İTTİHATÇI-İTİLAFÇI CEPHELEŞMESİ..

24 Mayıs 2022 - 08:57


Türk siyaseti iki ana damardan beslenir.
Siyasetin görüntüsü çok partili gibi gözükse de aslında iki siyasi çizginin mücadelesidir.
Bu iki çizginin başlangıcında İttihatçılar ile Hürriyet ve İtilafçılar var.
2.Meşrutiyet çok partili siyasi yaşamımızın miladıdır.
Hürriyet Devrimi Türk Milletinin egemenlik anlayışını kökten değiştirmiş,
Egemenliği saraydan alarak millete teslim etmiştir.
Artık padişah tek adam değil Meclise karşı sorumludur. Seçimler yapılacaktır.
İktidar mücadelesi İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilafı arasındadır.
Prens Sabahaddin’in Ahrar’ı kısa ömürlü olmuştur.
Bu partiler arasındaki sert iktidar mücadelesi günümüz siyasetindeki cepheleşmenin de ilk nüvesini oluşturur.
İttihat Terakki geri kalmış bir toplumu dönüştürmek isteyen Osmanlı’nın ilk modern siyasal kitle hareketi,
Türk siyasi tarihinin en önemli siyasal oluşumlarından biridir. 
Milli, hürriyetçi, antiemperyalist ve anti İngilizci bir harekettir.
Bu çizginin tam karşısında âdemi merkeziyetçi, liberal eğilimli Hürriyet ve İtilaf Partisi durmaktadır. 
**
Cumhuriyetin ilk yıllarında İttihatçı çizgi Cumhuriyet Halk Partisi’nde varlığını sürdürür. İlerleyen yıllarda bu çizginin belki de en kuvvetli temsilcisi Türk Milliyetçiliğini parti programı yapan MHP olacaktır.
Hürriyet ve İtilaf çizgisi ise önce Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisinde hayat bulacaktır.
Partilerin isimleri değişmiş gerilim hiç düşmeden sürmüştür.
**
İttihat Terakki karşıtlığı medyada da güçlü bir damara sahiptir.
Hiçbir konuda mutabık olamayan 2.Cumhuriyetçiler, siyasal İslamcılar,  Kemalistler İttihat Terakki karşıtlığında birleşmiştir.
İmkân buldukça İttihat Terakki geleneğine olumsuz atıf yapılması,
İttihat Terakki’nin darbe ile iktidarı ele geçirdiğinin ima edilmesi,
İttihat Terakki ile darbeciler arasında bir bağ kurulma çabası hep bu tarihi arka planın ürünüdür.
**
Dün olduğu gibi bugün de kendine saldıranların iddia ettiğinin aksine İttihat ve Terakki modernleşmenin, değişimin, millileşmenin, emperyalizme başkaldırının adıdır.
İttihat Terakki tarihin talihsiz bir döneminde Osmanlıyı yeniden diriltme, ayağa kaldırma, modernleşme, millileşme çabasının adıdır.
Osmanlının ekonomik ve siyasi bağımsızlığını ayaklar altına alan kapitülasyonları kaldıran, 
Osmanlı ekonomisini milli iktisat yaklaşımıyla yapılandıran, milli şirketler kuran,
Devlet okullarında eğitim dilini Türkçe yapan, Türk Milliyetçiliğini kitleselleştirmeye yönelik Türk Ocaklarını, Türk Bilgi Cemiyetini, Türk Gücü Cemiyetlerini kuran, 
Kız çocuklarının zorunlu olarak ilkokula gitmesini sağlayan, kadının toplumsal rolünü sağlamlaştırmak için kadın eğitimi alanında kurumsal çalışmalar yapan, 
Kadına boşanma hakkı tanıyan, reşit olmayan kız çocukları ile evliliği yasaklayan İttihat Terakki’dir.
**
Her şeyin ötesinde Milli Mücadeleyi yapan kadrolar İttihatçı kadrolardır. 
Müdafaa-i Hukuk Teşkilatlarının, Karakol örgütünün kadrolarının tamamı İttihat Terakki kadrolarıdır. 
Mustafa Kemal ve silah arkadaşları İttihatçıların bıraktığı yerden devam etmişlerdir.
İşte tam da bu yüzden İttihat ve Terakki’nin sloganlarının İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından sahiplenilmesi, Meclis kürsüsünden seslendirilmesi çok önemlidir.
Çünkü İttihatçı çizgi milli bir çizgidir.
Çünkü “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sadece bir slogan değildir.
Tek adamlığa, keyfi iktidarlara, baskıcı rejimlere kulluğa karşı bir başkaldırış, bir umut çağrısıdır.
İttihat Terakki karşıtları bilinmeden anlaşılamaz.
“Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat” sloganının Meclis kürsüsünden seslendirilmesine, Abdülhamit’in baskıcı ilan edilmesine karşı çıkanların asıl hedefi;
Cumhuriyetin kurucu felsefesi, Türk kimliği, Türk Milliyetçiliğidir.
Çok partili demokratik siyasal yaşamdır.
Ne Sultan Abdülhamit’i mitleştirenler ve hiç toprak kaybetmedi yalanına sığınan Yeni Osmanlıcılık heveslilerinin saldırıları, 
Ne de satılık kalemlerin karşılığı ödenmiş yazıları İttihat ve Terakki’nin tarihsel varlığını ve hakikatini örtemez.
İttihat ve Terakki varlığı tarih sahnesinden silinmiş olsa da çizgisi, düşünceleri sahipsiz değildir.
Bu çizgi kazanacaktır.
Bu çizgiyi sahiplenenler de kazanacaktır.

Müjdat Öztürk

YORUMLAR

  • 0 Yorum