Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Mücahid Güler

Mücahid Güler

mguler@haberpars.com

Ramazan Kültürü Ve Orucun Psikolojik Etkisi

25 Mart 2023 - 12:01



Bin yıldan hayırlı olan, gönülleri iman ile dolduran, küsleri barıştan, ayrılığı birleştiren,
doğudan batıya bütün müminleri bir araya getiren, bereketi artıran, kardeşliği pekiştiren,
cömertliği öğreten mübarek Ramazan ayına şükürler olsun ki kavuştuk. Merhaba ey kutlu ay,
gönüllere merhamet ve sevinç dolduran ay, merhaba.
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cennet olan bu ay, müminlerin kurtuluş ayıdır. Yani
cennete gitmek istiyorsan Allah'ın rahmetini kazan, Allah'ın rahmetini kazanmak istiyorsan
geçmiş günahlarına tevbe et ve yaptığın tevbeye uygun bir hayat yaşa ki cennete girme
hakkın olsun. Böylece Yüce Allah, her bir ibadetle kullarının olgunlaşmasını murad
etmektedir. Bundan dolayı yapacağımız her bir ibadetle kişiliğimizi olgunlaştıracağız. Tabii
ibadetlerin hakkını verirsek....
Kişiliği oluşturan en önemli ibadetlerden birisi de, Ramazan ayında tutulan oruçtur. Oruç
Mü'min'in iradesini koruyarak ve geliştirerek terbiye eder. Oruç eğiticidir, bir aylık eğitim
bütün yıla yayılacak şekilde öğrenilmelidir. Oruç hem zihnen hem de bedenen eğitir ve
disiplin sağlar. Doğal eğilimlerin/fizyolojik ihtiyaçların üst benlik(değerler sistemi) tarafından
kontrol altına alınması olgun bir kişiliği açığa çıkarır. Oruçla kazanılan irade eğitimi günlük
yaşamda dürtüleri/vesveseleri kontrol etmeye yardımcı olur.
İnsanın en temel ihtiyaçları yemek, içmek ve cinselliktir. Bunlara fizyolojik ihtiyaçlar deniyor.
Ramazan ayı boyunca sahur ile iftar arasında bu fizyolojik ihtiyaçlardan uzak durmamız
emredilmektedir. Bunlardan uzak durmak yeterli midir? Elbette değildir. Oruç sadece
davranışları değil, zihni ve kalbi de uyanık tutma eylemidir.
Fizyolojik ihtiyaçların taşkınlığı nefsin irade üzerindeki gücünü gösterir, bu durum ruhsal
olgunluğa bir engeldir. Bu engeli aşmanın yolu da nefsi ve şeytani dürtüleri kontrol etmekten
ve fizyolojik güdüleri ertelemekten geçmektedir. Bunu sağlayan bireyin ruhsal gelişiminin
önündeki engeller kalkmış olacaktır.
Oruç şekilsel olarak tutulunca fizyolojik güdüler ertelenir; oruç aklen ve kalben tutulunca
nefsi ve şeytani güdüler ertelenir. Usulüne uygun tutulan oruçta, kalpte bedene eşlik eder ve
kötü düşüncelerden ve niyetlerden insanı uzaklaştırır. Ruhsal olgunluk isteyenler fizyolojik
güdüleri ertelemekle yetinmemeli, nefsi ve şeytani dürtülere karşı da kendisini korumalıdır.
Bunu sağlayan bireyin iradesi korunacak ve gelişecektir. Fakat nefsi ve şeytani dürtülerden
korunmak için kendi iradesine değil, Allah'a güvenmesi gerektiğini de unutmayacaktır (Araf-
200). Çünkü Allah'a dayanmayan irade, nefsin alt katmanlarına yolculuk yapılmasına sebep
olur.
Haz duygusunu erteleyerek iradeyi koruma yöntemi Marshmallow tarafından da
ispatlanmıştır. İnsanın arzu ve isteklerini erteleyerek sosyal hayatta daha başarılı olduğu bir
gerçektir. Bundan dolayı oruca sadece sevap odaklı değil, aynı zamanda kişiliğimizi
geliştiren ve irademizi olgunlaştıran bir yöntem olarakta bakmalıyız. Netice itibariyle oruç,
kişinin Allah ile arasındaki bilişsel ve duygusal bilinci güçlendiren etkenlerdendir.

Ramazan ayındaki her bir yöntemin insanın kişisel gelişimine müthiş etkisi vardır. Mesela
Oruç insanda şükür ve minnettarlık duygularını ortaya çıkarır. Fizyolojik (açlık, susuzluk ve
cinsellik) istekleri ertelemek, belli bir süre (sahur ve iftar arasında) bu isteklerden uzak
durmak Allah'a karşı şükür bilinci oluşturur ve nimetlerden bir süre uzak durmak nimetlerin
önemini ortaya çıkartarak minnettarlık duygularımızı besler.
Konuya burada ara verelim ve bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam edeceğiz
inşallah. Rabbim bu ayı hakkıyla eda eden kullarından eylesin bizleri. Mübarek Ramazan
ayının heyecanını yaşamayı ve yaşatmayı nasip etsin. Bu ay da günahlarından arınan ve
kurtuluşa eren kullarından eylesin bizleri.


Mücahit Güler

YORUMLAR

  • 0 Yorum