Hased kelimesi, başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânların kendisine geçmesini veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrum kalması yönündeki istek ve niyeti ifade eder. Hased öncelikle bir duygu ve temenniyle ortaya çıkar, bazen fiile dönüşür bazen de dönüşmez. Hasedin yoğunluk durumu fiile dönüşüp dönüşmemesinde etkilidir.
İnsanın, şahsın kendisine veya şahıstaki bir nimete hased etmesinin temelinde muhatabın hased eden kişiye bir kötülük yapıp yapmamasıyla ilgisi yoktur. Hased, kişinin kendi eksikliğinin veya olmak istediği şeyin bir başkasında olduğunu görmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Mesela insanları etkileme isteği olan biri, insanları etkileyen birini görünce ona hased etmeye başlar.
Böyle birini gördükçe nimete olan hırsı ve muhatabına olan hasedi artar. Bu döngü kendisini çıkmaz bir sokağa, iflah olmaz bir yola sürükleyebilir. Hased eden kişi o nimete ulaşmadıkça veya o kişiden nimetin yok olduğunu görmedikçe muhatabına olan hırsı ve hasedi geçmeyecektir. Ancak bu şekilde kurtulacağını sanır, halbuki bu durum onun acziyetini ve nefsine olan bağlılığını gösterir.
Hased edilen kişi de hased eden insanlara karşı dikkatli olmalıdır. Zira hasedin uykusu hafif ve kolaydır. Kim de ne zaman ve hangi durumda ortaya çıkacağı belli olmamaktadır. Her halini, her mutluluğunu herkesle paylaşmamalıdır. İnsan hissedilmek ister, bundan dolayı içinde bulunduğu durumunu paylaşmak ister. Fakat hased eden kişi muhatabını hissetmez, sadece işitir ve görür, sonra da hased eder. Hatta bu tehlikeli durum bazen fiile de dönüşebilir....
Hased, özünde Allah'ın yaptığından razı olmamaktır: "Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanları kıskanıyorlar mı?" (Nisâ sûresi, 54) Hased eden kişi nimeti alanın da verenin de Allah olduğunu bilirse, Allah'ın kendisine verdiği kabiliyetin ve karakterin farkında olursa hased hastalığından kurtulabilir. Çünkü Allah'ın vermediği nimeti bir başkasının veremeyeceğini bilen, Allah'ın verdiğine razı olan, Allah katında değerli olmanın insanların nazarında değerli olmaktan çok daha önemli olduğunu idrak eden biri yaptığı bu hatadan vazgeçecektir.
Hased asit gibidir, bütün amelleri eritip yok edebilir. Hased eden kişi yaptığı salih amellerin yok olup gitmesini istemiyorsa şu hadise kulak vermelidir: "Haset etmekten sakının. Zira, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir." (Ebû Dâvûd, Edeb 44) Yaptığı amellerin yok olmasını istemeyenler hased etmekten uzak durmalıdırlar. Allah'ın verdiğine de, vermediğini de razı olmalıdırlar. Allah'tan gelene ve gelmeyene razı olmak insanı olumsuz duygu ve düşünce durumlarından koruyacaktır. Selam ve dua ile kalın...
Mücahit Güler
YORUMLAR