Buruc suresinde geçen bir olay var. Adı Ashabı Uhdud kıssası.
Kur'an bu konuyu kısaca şöyle açıklamaktadır: Bir şehrin halkının Rabbim Allah'tır dedikleri için ateşe atılarak
yandığından bahsediliyor.
O dönemin zalim hükümdarı, bu zulmü yapmak için kocaman
büyük çukurlar kazdırmış ve insanlar içi ateş dolu olan bu çukurlara atılarak öldürülmüştür.
Bu insanlar iman ettikleri için ateşe atılarak öldürülürken şehrin geri kalanı bu olayı oturup
seyretmiş. Rabbim o zulmü yapanları, onları destekleyenleri ve zulmü seyredenleri lanetliyor ve tevbe etmeden ölürlerse sonlarının cehennem olacağını, imanlarından ötürü şehit olanların ise cennette nimetlerle karşılanacağını bizlere haber vermektedir.
Bu olay tarihte yaşanmış zulümlerden bir tanesidir. Kur'an böyle olaylara nasıl tepki verilmesi gerektiğini bir örnek üzerinden bizlere aktarmaktadır. Bugün yeryüzünde Ashabı Uhdud misali vereceğimiz birçok yer bulunmaktadır.
Bunlardan bir tanesi de Gazze halkıdır. İsrail terör örgütü sadece inançlarından ötürü Gazze
halkını katlediyor, onları açlığa, susuzluğa terkediyor. Şehri açık cezaevine çevirmesi
yetmediği gibi hareket eden ne varsa yok ediyor.
Kadın, çocuk demeden gördüğünü
indiriyor, Müslüman bacılarımıza tecavüz ediyorlar ve daha nice işkenceler yapıyorlar.
Bu kardeşlerimizin hali perişan vaziyette, inançlarından ötürü böyle ağır işkence ve zulüm
altında olan kardeşlerimize bizler ne yapıyoruz? Bazılarımız sadece seyrediyor, bazılarımız
seyretmeyi bile layık görmüyor, banane diyor, bazılarımız da zulmü duyurmaya, kalben
buğzetmeye gayret ediyor, bazılarımız da bu zalimleri dost edinmiş, kardeşlerimizi şehit
edenlerin karnını doyuruyor, onların ihtiyaçlarını gideriyor.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi bir çoğumuz seyre dalmış, bazıları da zalime destek veriyor. Az
önceki bahsettiğimiz ayetlerde ise Rabbimiz zalimlere destek vereni, zulmü seyredeni
lanetlediğini söylemiştik. Farkında mıyız bilmiyorum ama lanete uğrayan grubun içerisinde
olma ihtimalimiz var.
Lanete uğramak demek Allah'ın azabına uğrayacağımız anlamına geliyor. Bu bizleri
korkutmuyor mu? Allah'ın kayıtlarına zalimin tarafında durdu veya zalime destek verdi diye geçmenin korkusu oluşmuyor mu? Biz bu günahın hesabını nasıl vereceğiz, biz bu azaptan nasıl kurtuluruz diye hiç mi düşünmüyorsunuz?
Allah'a düşman olmak kula düşman olmaya benzemez. İsrail Allah'tan büyük değil, İsrail'den korktuğunuz kadar Allah'tan korkmuyorsunuz. Gerek toplumsal olarak gerekse de siyasal açıdan bu zulme gösterilmesi gereken tepkiyi göstermiyoruz. Toplum, hükümeti bu zulmü durdurması için ikna etmeli, hükümet bu zulmü durdurmak için harekete geçmeli, gerekirse savaşı da göze almalıdır.
Hiçbir siyasi çıkar Allah'ın emrinden önemli değildir, hiçbir bahane Allah'ın emrini çiğnemeye sebep değildir. Ahirete gittiğimizde Rabbim Allah'tır dedikleri için zulme uğrayanlara neden destek vermediniz diye sorduklarında konuşacak yüzümüz olması için harekete geçmemiz
gerekiyor.
Mankurtlaşan zihinlerden artık uyanın, yoksa yarın çok geç olacak. Ve sessiz kaldığımız bu
zulüm bir gün bizim içinde gelecek ve o gün yardım eden kimse olmayacak. Çünkü bizler
dostlarımızı arap baharıyla düşmanlarımız için harcadık, düşmanlarımız da bizlerle işi
bittiğinde tuvalet kağıdı gibi çöpe atacaklar. İşte o gün uyanacağız ama uyandığımız gün
öldüğümüz gün olacaktır.
Mücahit Güler
YORUMLAR