SEBEP VE ÇÖZÜMLERİ
Her birey dünyaya gelişinde ; mutlu olma hak ve özgürlükleri ile günahsız olarak hayata gözlerini açar ...
Hepimizin bildiği gibi ; her bireyin yaşam serüveninde geçireceği evreleri , gerek kader dediğimiz meçhûl bir gerçek , gerek şans olarak belirlediğimiz kısmetli bir yapı , gerekse küçük yaşta , yakınlarının bilinci ve imkânları doğrultusunda verilen eğitim ile birleşen , sosyâl faktörler belirler ..
Yukarıdaki saydığımız bu üç olgu da , bireyin mutluluğu , toplumun içinde kabûl görmesi , başarısı ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için gereklidir ..
Aslında kaderimiz ; bizlerin ve bizler üzerinde etkisi olan yakınlarımızın , kendi elleri ile çizdiği gibidir..
Kaderimizin düzgün seyri : danıştığımız kişilerden aldığımız yardım , kararlarımızı verirken sahip olduğumuz öz- güven ve bize verilen değer kadardır .Çünkü bütün bunlar eksiksiz ve doğru tecelli ediyor ise ; mutlu ve başarılı bir birey olarak toplumda ve kendi öz dünyamızda yerimizi alırız ..
Bu durum ise , düzgün bir yaşam için bize gerekli olan temel şans kapısını aralamış olur ..
Biz bu yazımızda ; toplumun bütüncül sulh ve huzur içindeki seyrine aykırı bireyleri , bu bireylerin günümüzde artış sebeplerini , gerek bireysel , gerek ailesel , gerekse toplumsal sebepleri ile ; yukarıda anlattığımız bilgiler ile bağlantısını sağlayarak göstermeye çalışacağız
Bilindiği üzere topluma aykırı ve düzen bozucu davranışların başında ; şiddet , öfkeyi kontrôl edememe , ve en kötüsü de bir başka bireyin yaşam hakkına tecavüz gelir..
Yalan , hırsızlık , yaptığı işi kötüye kullanma gibi yine kamu düzenini bozucu faktörler ise daha sonra gelmektedir ..
Genellikle Şiddetin olduğu toplum ve bireylerde ; genel bir mutsuzluk , kontrol edilemeyen öfke , merhamet duygusu verilmemiş çocukluktan gelen bir yapı , kısacası bir sevgisizlik söz konusudur ..
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi , saf ve suçsuz dünyaya gelen bir birey , nasıl olurda yaşam serüveninde ; sevgisizlik , yalnızlık duygusu , öfke kontrôlsüzlüğü ve vicdan eksikliği ile dolu bir ruh haline gelmiştir ??
Bizce bu durumun üç önemli ana sebebi bulunmaktadır :
1 ) kişinin ailede ; merhamet ve acıma duygusu verilmeksizin , kavga ve şiddetin içinde sevgisiz büyümesi ve mutsuz bir Aile yapısından gelmesi ,
2) Kişinin biyolojik yapısından kaynaklanan bir durum olan , beyinde salgılanan sıvının denge noksanlığının bulunması , ( Dopamin ve Serotonin )
3)Toplumun ; yukarıda saydığımız bu iki maddeye cevap verebilen bilgi , eğitim idrâk ve kamu kuruluşlarının yetersizliği ya da yeterli olanlara danışma farkındalığının azlığı ..
Dilerseniz bu üç maddeyi , çözüm yoluna doğru odaklanarak inceleyelim :
Ailede yada kendisini yetiştiren kişilerin elinde ; sevginin ve saygının öğretilmediği , toplum kurallarının verilmediği , edep ve ahlâk gibi kavramların öneminin anlatılmadığı çocuk , yarın bir birey olacaksa ; tehlike burada başlıyor demektir ..
Önemseme ve değer vermeyi öğrenemeyen bir birey , kendisi de değer göremeyeceği için toplum tarafından dışlanmaya başlar , bu dışlanma duygusu : yalnızlığını ve sevgisizliğini daha çok büyüteceği için ; her türlü kurgu ve plânla , topluma zarar vermeye yöneltecektir onu ..
Peki !!
Şansızlık , ekonomik ve sosyâl sebepler , ailesizlik , eğitimsizlik yada biyolojik sorunlardan ötürü zararlı hâle gelen bu kişiler , topluma sorun yaratmayacak bir duruma gelebilmeleri için , nasıl doğru bir şekilde yönlendirebilinilir ??
Ailede eksiklik ve dolayısı ile de kişilik bozukluğu gösteren yada toplumdaki düzeni korumak adına oldukça gerekli olan öğrenim hayatını gerçekleştiremeyen yada bu bağlamda biyolojik sorunları olan bu bireyler , toplumun çeşitli kamu kuruluşları ile tespit edilir ; pedogoji içeren eğitim sektörleri , psikolog ve psikiyatri kuruluşları , milli eğitim bakanlığı ve Aileden sorumlu Bakanlık ve sosyâl hizmetler kurumu ile birlikte hareket ederek tespit ettikleri bu kişi veya bağlı oldukları kurumları ; gerek biyolojik , gerek sosyôlojik , gerekse psikolojik bağlantıları ile edinilen bulgularla vardıkları sonuçları toparlayıp , bir çözüm süreci başlatılır ..
Bu çözüm süreci içinde bu kurumlar ; biyolojik eksiklikteki bireyleri ilaç tedavisi ve terapi yöntemi ile iyileşene kadar takip ettiği bir tedavi sürecine tabi tutar .. (Bunun için ; o toplumda hukuksal yaptırım ve formlar yoksa , hızla oluşturulmalıdır )
Sosyolojik eksikliklerini tespit ettikleri bulgular için ise gerekli sosyâl doyumları sağlayacak bir süreç başlatılır ..
Ekonomik eksiklik , yetersizlik , bilgi eksikliği ve ailevi sorunları olanları ; sanat , kültür ve tespit ettikleri kendilerine ait yetenekleri için uygulayabilecekleri ekonomik bir fon ve oluşum hazırlanır ..
Ailelere terapi seansları düzenlenir ..
Unutmayalım ki :
Bir bireyin kendisine ,
Bir ailenin kendisine ait olan bireyine ,
Bir toplumdaki ailelerin birbirlerine ve ait olduğu Millete ,
ve de
Bir Devletin , Milletine sorumlulukları vardır ..
Yukarıda irdelediğimiz tüm sorun , sebep ve çözümleri bu sorumluluk içinde ; yapıcı bir şekilde gerçekleşmelidir ..
Psikolog , psikiatr , eğitim , öğretim , sanat , kültür ve ailenin önemi gibi ; kişilik geliştirici değerlerin farkında olan ; formlarını , sosyâl yaşamlarını buna göre geliştiren toplumlar aydın toplumlardır ve daima ilerler .
Böyle toplum ve bireylerde huzur , öz - güven ve dolayısı ile kendisi ile barışıklık vardır ..
Hâl böyle olunca da ; o toplumdaki şiddet de ciddi ölçüde azalır , hâtta yok olur ..
Hep birlikte bu önem arzeden konularda duyarlı olalım !!
Gördüğümüz ve hissetiğimiz bulguları o konularla ilgili kurumlara iletelim ..
Daha fazla Kadınlarımız , çocuklarımız insanlarımız ölmesin ..
Her gün gazete ve televizyonlarda şiddet haberleri yerine , sanat , kültür ve maneviyatımızı doyuracak haberlerle beslenelim artık !!
Her insanın ; ait olduğu toplumda özgürce , mutlu , birlik ve beraberlik içinde yaşamak hakkıdır !!
Sevgilerimle ..
Meltem Doğanay
YORUMLAR