Kendini yetiştirmiş ama komplekslerinden kurtulamamış insanlar acz içindeki insanlara bile paye verir ve yüceltirler...
Onlar, kendinden daha düşük liyakatsız birilerinden emir alan hale gelmişlerdir artık...
Ve toplum sayelerinde yozlaşarak çürümeye başlar...
Ayaklar baş, başlar ayak olunca vücüt dengesini yitirir devrilir...
Had bilmek iyidir, ama hadsize had bildirmekte elzemdir...
Toplumun dinamiklerini bireyler sarsmamalı...
Köydeki bir çoban dahi, okumuş mevki sahibi bir insana akıl verecek seviyedeyse, ben çobanı dinlerim ona değer veririm....
Türk toplumunda artık okumuş/okumamış, cahil/bilgili kavramı laçkalaşmış değerler yitirilmiştir...
Makamlar bireyi değerli yapmaz, eğer layıksa o makama gelmeli...
Hak etmeyen her kişi o makamı, bulunduğu kurumu çürütür...
Bu düşüncelerle günümüz Türk siyasetçilerini analiz edersek, Dünya’da gelişen siyasi atmosferin dışında kaldıklarını görürüz...
Seçilirken kimin adamıysa, nereden önerildi ise ona göre adaylıklar belirlenir...
O görevin hakkını verecekmi diye bakılmaz...
Ama ya referans veren şahıs liyakat sahibi değilse ve kendi amaçlarına en uygun adayı önerirse ne olur? Bu böyle zincirleme şeklinde gider ve ülke yönetilemez hale gelir...
Muhtarından en tepeye, siyasal parti makamlarından belediyelere yayılan adamın adamı profillerden Türkiye kurtarılmalıdır...
Liyakatsız siyasetçiler kendi eksenlerinde ticari işlerinin peşinde koşarlar...
Bu kez ne olur?
Kahvede ki vatandaş bile hükümet kurup devirecek seviyede bilgi sahibi olurken, yöneten/denetleyen siyasi parti kurumlarında seçilmişler, halkın bilgi ve kıvrak zekasının gerisinde kalırlar...
Siyasetçiye güven hissi kaybolur...
Sosyal medya günümüzde tüm siyasetçilere ayna olmuş ve halka yansıttıkları ile kabul görmeye başlamışlardır...
Eskiden, kimin nasıl gündemi yorumladığını bilmez hükümet icraatlarına bakar, siyasi parti başkanlarının açıklamalarına göre oy vereceğimiz insanı Lider eksenin de seçerdik...
Türk siyasi hayatını Fethullah Gülen'in üzerinden yeni cumhuriyette yine dizayn ettiler...
İnönü ve Öztrak Hanedanı cumhuriyetimizin ilk yıllarından bugüne kadar küreselcilerin arzularını yerine getiren masonik bir yapı kurdu...
Bu sadece iç siyasette değil dış siyasetteki uçbeyliklerimiz olan büyükelçilikleri de Türk Milletinin aksine yapılandırdılar...
Savaştan çıkmış yoksul halkın okur yazarlığı ilkokul seviyesindeyken, savaşa katılmayan azınlıklar her alanda gelişme fırsatı bulmuşlardı...
İlk mecliste Atatürk Türk Milletinin her kesiminden temsilciye yer vermiş ve yoksul halkın gelişiminin önünü açacak halkevlerini açmışken, cumhuriyeti başbakan olarak teslim ettiği İnönü’nün icraatları karşısında küskün vefat etmiştir/ettirilmiştir...
Osmanlı'nın çöküşünü sağlayan bu düzen kaldığı yerden yine siyasi hayatın içine enjekte edilmiştir...
İlk icraatları, Halkevlerini etkisizleştirmek için yetkin ve liyakat sahibi kişileri görevden almak ve hariciye mensuplarını yine İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika’da tahsil görmüş milli olmayan efendilere teslim etmek olmuştur...
Cumhuriyetin ilk on senesinde okuma yazma oranında ki artış bu yapıyı oldukça rahatsız etmiştir...
Türk köylerde yaşardı. Şehirler ise cemiyet diye tabir edilen üst zümrenin yaşadığı yerler olmuştu. Köylü ancak bir zenginin yanında çalışıyorsa şehre yerleşebilirdi. O da şehrin gelişmemiş, tepe yerlerinde gece kondudan bozma alanların yoğun olduğu varoş tabir edilen bölgeler...
Cemiyet erbabı ile köylü arasında tatlı suyun tuzlu suya karışamaması gibi bir yaşam tarzı oluşturulmuştu...
Kıbirli üstten bakan bir anlayışla biz sizden daha iyi bilir ve sizi yönetiriz, siz cahil topluluk olarak aklınız siyaset gibi işlere ermez söylemleriyle siyasetten geri bırakılmışlardı...
Amaçları, Türk’ün DNA'sındaki güçlü olma yapı taşlarını psikolojik olarak baskı altına almaktı...
Onlara bağımlı, ezik, kompleksli bir Türk Milleti yaratmakta gayet başarılı oldular...
CHP'li Kasım Gülek Amerikalılar ile görüşmelerinde Türk Milleti’ninin nasıl ele geçirilebileceğinin ip uçlarını sunarak İnönü sülalesinin has adamı konumuna gelmişti...
Türk toplumu dinini herşeyden üstün tutuyor ve hayat tarzını ona göre şekillendiriyordu...
Herkesi mason yapamayacaklarına göre mason localarına hizmet edecek din bezirganları seçilip Türk halkı onlara teslim edilecekti...
Köylerde yaşayanlar, Osmanlı'da taba olarak gariban bırakılan köylü, cumhuriyette de halkevlerini kapatarak cahil bırakılacaktı....
İmanlı Türk köylüsü hedefti...
Türk gelişmeyecek, makam verilmeyecek, zirveye çıkamayacaktı...
Tarikatlar köylerde önce yetişkinlerin sonra onların çocuklarının sahibi oldu...
Şeyhlere masonlar ne derse onlar da köylüleri öyle eğitiyorlardı...
Kuran'ı Kerim'i hepsi kendi isteğine göre yorumladı...
6236 ayet, 600 sayfadan oluşan kutsal kitabımızdan her bir ayete binlerce yorum ekleyip 10 binlerce kitap yazdılar...
Atatürk'ün en güzel şekilde Muhammed Hamdi Yazır Elmalılı'ya yazdırdığı Türkçe mealini Türk Milleti okuyup anlamasın diye Mustafa Kemal'e Yahudi, müslüman değil dediler...
Şeyhlikleri kendilerinden menkul bu şahıslar peygamber soyundanım diye birde Seyyid ön ismi koyduklarında, köylü bunlara Allah'ın elçisi gibi tapmaya başladı...
600 sayfayı okumak yerine, Allah’a şirk koşan bu sapkınların, din üzerine saçma sapan hikayelerini inançla dinleyip beyinlerini yıkadılar...
Milli Eğitim kişinin bilgilenmesi, kendine güvenli oluşu için önemlidir...
Milli Eğitimi Amerikan eksenli hale getirerek Türklük şuurunu yitirmemize sebep oldular...
Pasif bir konuma getirilen Türk Milleti onu yönetenleri sorgulamaktan uzun bir zaman geri kalmış ve bulunduğu yerde seçilmişlerin karşısında acz içinde hissetmişlerdir...
15 Temmuz 2016 Türk Milletinde bir uyanışa vesile olmuştur...
Her şerde bir hayır vardır deriz ya aynen bu gerçek olmuştur...
2023 seçimleri Milli bir Türkiye yaratmak isteyenlerin hedefidir...
Yoksul bırakılan halktan eğitilmiş binlerce liyakat sahibi Türk evladı görev beklemektedir...
Bu kez her zamankinden daha güçlü bir yapıyla, uyanış yaşayan Türk Milleti'nin üzerine geliniyor...
Ticari, ihaleci, adamın adamı, gençlerden kopuk, geçmişi ve geleceği iyi analiz edemeyen kişilerle bu ülke korunamaz...
Tusunami gibi gelen bu dip dalgasına ancak liyakat sahibi Türk Milliyetçisi şahıslar ile karşı durabiliriz...
Her sahada yetkin bireylere makamlar 2023 için teslim edilmeli...
Türkiye ya batacak, ya çıkacak. O seviyeye malesef getirildik...
Günümüzde, akılcıl politikalar üreten Cumhur İttifakı'nı tavandan tabana yayacak kadrolar titizlikle seçilip yerleştirilmeli...
2023 Türk siyasi hayatının en çetin seçimleri olacak....
Buna hazır olan eğitimli, Türk Milletine sadık binlerce neferi öne çıkarın ve kadrolara yerleştirin...
Türk milletinin, merkeze vatanı koymuş milliyetçi bir neferinin tabandan gelen çığlığını iş işten geçmeden duyun...
Sürçülisan ettiysem affola
Leyla Düzel
YORUMLAR