Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 seçimleri çok önemli, meclis tatil olunca sahaya çıkın, ev ev gezin, sadece internette faaliyet yürütmeyin, gerçek insana dokunun dedi.
Bir süre önce MHP'li Milletvekilleri de sahaya indi. Kovid sürecinin bitmesini dahi beklemeden halkla bütünleşme, derdini dinleme ve çözüm üretmede, birinci elden sorunları dinlemek için sahaya inmek en etkili yöntemdir.
Geçmiş dönemlerde teşkilatlarda çalışanlar seçimlere 6 ay kala sahaya iniyorlardı. Bazı teşkilatlar ise son dakikacı. Parti içi siyasi tarihimiz, seçildikten sonra teşkilatını bir sonraki seçime kadar ziyaret etmeyen vekillerle dolu.
2018 genel seçimlerinde MHP zorlu bir eşik atladı. Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra ülkücüleri ikinci defa bölenler amaçlarına ulaşmışlardı. (BBP geçmiş kırılmalara rağmen Cumhur İttifakı içinde yerini aldı, Yerli ve Milli olduğunu kanıtladı.)
Şahsen benim derdim Akşener'in birkaç bilinen şahsiyet ile partiden kopuşu değildi. Zaten Truva atı gibi olduğunu anlamamış olup, MHP'ye almak hata idi. Ben, tabandaki kırılmaya çok üzüldüm.
İyi Parti kurucularının mutlaka kendilerine ait gündemleri vardı. Bunları bugüne kadar izledikleri politikalarla ifşa etseler de, birçok samimi ülküdaşımızın gerçeği hâlâ fark edemediğini görüyorum.
Bu ülküdaşlarımızın gözlerine perde inmesindeki tek sebebin, AKP'nin yanlışları olduğunu biliyorum.
Peki MHP'liler bu yanlışları unuttu mu?
Veya halen AK Parti'lilerin yaptığı hataları görmüyor mu?
Görüyoruz ve biliyoruz.
MHP'de kalan hiç kimse değişmedi.
Aynı irade ile 60 yıldır devlete yerleşen yapı ile mücadelemizi sürdürüyoruz.
Bu kez dışarıdan değil, bunu Cumhur İttifakı’nı kurarak içeriden yapıyoruz.
Fark sadece bu.
Yeni Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kılcal damarlarına yerleşip makamlardan milli şahsiyetleri uzaklaştıran Amerika ile, dışarıdan savaşılamayacağını anlamış olmanın siyaseti bu.
Cumhur İttifakı öyle bir gün uyanıp hadi ittifak kuralım deyip kurulmadı. 15 Temmuz 2016, Milli ve yerli olanlar ile kuyrukları dışa bağımlı olanları Musa'nın asası gibi ikiye ayırdı.
Yenikapı ruhunu iyi incelemek gerekir.
Oradaki ruh devam etse idi gördüğümüz bu ayrışma bugün ortada olmazdı.
Davet üzerine zoraki o gün orada olan bazı parti temsilcileri Yenikapı'da düzenlenen birlik mitinginin sahne merdivenlerinden inerken daha "Darbe girişimi bir tiyatrodur." demeye başladı. Sonrasında hükümetin güvenlik sebebiyle Olağanüstü Hal kararı aldığı gün olan 21 Temmuz 2016'ya "Darbe" diyen bu akıl, Amerika'nın Ankara Büyükelçiliği desteğiyle söylemlerini Gayri millî düzlemde yapmaya devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi Protestoları öncesi uyanış yaşaması ve büyükelçilikler eliyle yönetilen Gladyo'nun Çocuklarına karşı kararlı duruşu, Türk Milleti tarafından destek buldu.
15 Temmuz gecesi ise bu desteğin sokağa yansımasını yaşadık. Devlet ile halk bütünleşmişti.
O gece meclisin sığınağında zafer işareti yapan HDP’lileri ve sokağa çıkmayın diye Tweet atan, selalar ile dalga geçen CHP'lileri bu halk unutmadı.
Henüz İYİ Parti kurulmamıştı. Ama artık inanıyorum ki, onlar da aynı tutumu, bu yapı ile birlik olup sergilerlerdi.
Çünkü kurulduktan sonra Darbe Tiyatrosu söylemine onlar da katıldılar. Seçimlerde CHP'nin üzerinden dolaylı da olsa HDP'nin ve Kandil'in desteğini aldılar. Hatta F. Gülen'in Akşener desteklenmelidir emriyle seçimlere girmesi için kiralık 15 CHP'li Milletvekilini partilerine yamadılar.
Bunun karşılığı Demirtaş'a özgürlük isteyip, HDP ile ağaç diktiler. HDP'nin kapatılma davasında ise suspus oldular.
Bahçeli'nin saklanmayı tercih etmeyişi ve MHP Genel Merkezi'nin tüm ışıklarını yakması sonrası hükümet yetkililerine destek açıklamasını da bu halk unutmadı.
O karanlık gecede İttifaklar kuruldu. Sokaklarda Cumhur İttifakı kurulurken, kahve içip keyifle Erdoğan'ın ölüm haberini bekleyenler, sonrasında Millet İttifakı'nın siyasi bileşenlerini oluşturdu.
O gece Hak ile Batıl'ın, Milli ile Gayri Milli'nin, Gladyo’nun çocukları ile Türk Çocuklarının savaşı yaşandı.
Gün doğarken Hak galip gelmiş, Milli olanlar şehit vermiş ama Türk Çocukları savaşı kazanmıştı.
İşte bu tabandaki birlik Cumhur İttifakı’na MHP'yi zorlamış ve Türk Bayrağı altında huzur içinde yaşamanın tek yolunun Milliyetçilik fikriyatı ile olacağını AK Parti tabanına öğretmişti. Cumhur İttifakı’nın gücüyle partilerindeki ayrık otlarını büyük oranda temizlediler.
Yenikapı Mitingi bu duygularla Amerika'ya karşı gövde gösterisine dönerken, üst akıl olaya el koydu ve Millet İttifakı'nın bu günkü bileşenlerine hizaya gelin dedi. Devlete destek vermenin Erdoğan'a destek vermek olacağı yanlışına düşerek, bazı partiler gemiden indiler.
Halbuki Yenikapı'ya güçlü bir şekilde sahip çıkılsaydı ve Amerika karşıtı politika yürütülseydi 2018 seçimlerini CHP kazanabilirdi.
Çünkü halkın AKP'ye tepkisi büyüktü. Ki tepki oyları ile birçok büyükşehir belediyesini kazandılar ama milli olmayan tutumları ile halk yönetimi CHP'ye teslim etmedi. Yapmadı çünkü "AtaTürkçü" ilkelerden biri olan Türk milliyetçiliği yerine "AtaKürtçü" Kürt Milliyetçiliği partiye çoktan hakim hale gelmişti.
CHP kuruluş köklerinden kopmuş yeni Ata'sı Kandil olmuştu.
Kılıçdaroğlu marifetiyle parti PKK’nın eksenine uzun zaman önce girmişti. Megri megri diye eleştirdikleri AKP'yi fersah fersah geçecek kadar Kürtçü oldular.
Hükümetin 2018 seçimleri zamanı TRT Kürdi‘ye Kürt halkının gerçeği görmesi için çıkardığı Osman Öcalan'ın "PKK terörist bir örgüttür." demesinin üzerini çizip, "Teröristi devletin kanalına çıkardılar." algısını yarattılar. Şu anki hedefleri ise, eğer 2023 seçimlerini kazanırlarsa Terörist Başı Abdullah Öcalan'ı TRT 1'e çıkarmak.
Geçtiğimiz gün TBMM'de bir CHP'li bayan vekil kürsüye çıktı. Üzerinde PKK’nın üniforma rengi haki bir ceket vardı.
Aman Allah'ım bu nasıl olur diye izlediğim bir görüntü idi.
O görüntü dillendi ve Türkü söylemeye başladı. "Hakkımızda devlet vermiş fermanı, ferman padişahın hey dost dağlar bizimdir." sözleriyle Dadaloğlu türküsünü seslendiren Nurhayat Altaca Kayışoğlu, salonda bulunan milletvekillerinden yoğun alkış aldı. Bu nasıl bir gevşeklik. Böyle bir demokrasi anlayışı hiç bir gelişmiş Dünya ülkesinde yok.
Meclis kürsüsünde yaşanan bu ikinci PKK skandalı olmasına rağmen, medya tarafından gerekli tepkiyi görmedi.
Kayışoğlu yerine dönerken AKP grubunda ön sırada oturan AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir beğenisini elini havaya kaldırarak gösterdi, Kayışoğlu da AKP’li vekilin yanına giderek ‘çak’ yaptı.
Daha ne olmasını bekliyorsunuz? PKK renkleri olan paçavra ile meclis kürsüsünde yemin eden Leyla Zana'ya tepki gösteren O meclis nerede, gıkı çıkmayan hatta alkış kıyamet koparan bu meclis nerede?
Bu CHP'li Milletvekili meclis kürsüsünden aleni PKK'ya selam çakıp, devlete karşı gelmek için dağa çıkmanın meşru bir yol olduğunu sözleriyle ifade etmiştir.
TBMM Meclisi Başkan vekili cHP'li Haydar Akar Türkü için teşekkür etmiş, CHP, İYİ ve HDP’li vekiller elleri patlayıncaya kadar alkışlamışlardır.
Sevgili dostlar, kardeşlerim işte bu haldeyiz. Nasıl da her şeye alıştırıldık ve körleştik. Gidişatın daha da kötüye gideceğini öngören MHP, HDP kapatılsın diye konuyu yargıya taşıdı ve maalesef diğer partilerden güçlü desteği bulamadı. Aynı FETÖ konusunda 15 Temmuz öncesi defalarca hükümeti uyardığında kulakların sağır olduğu gibi sağırlık yaşıyorlar. Sessiz kalanlar bunun ceremesini 2023 seçimlerinde göreceklerdir.
Eğer HDP 2023 seçimlerine bu kadro ile katılırsa ve kazandıklarını düşünürsek Türkiye’yi yönetmeye talip olacaklardır. Bu onlar için bir hayalden öte meşru hale gelmiştir. HDP’yi bu seviyeye taşıyan geçmiş Türk siyasetinin hoşgörülü yanlış uygulamalarıdır. CHP, demokratik hak adı altında kanatları altına aldığı Kandil'in çocuklarına bakanlık verme seviyesine gelmiştir. Kazanırlarsa hangi makamlara kimlerin geleceği konuşulur oldu. Bu cesareti nerden buluyorlar? Devlet hoşgörü ile yönetilmez. Kurallar ve kanunlar ile yönetilir. Kanun koyucu kuralları koyar, yargı uygulamakla yükümlüdür. Bunca delile rağmen eğer HDP biran önce kapatılmazsa iş iyice çığrından çıkacaktır. Türk Milleti bu kadar stresi kaldıramaz ve bir gün ağır tahriklere karşı gelmeyi kişisel hak sayabilir ve bir kıvılcım bizi felakete sürükleyebilir.
Millet İttifakı'nın resmi partisi olmasa da CHP, İYİ, Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin fikriyatı ile HDP’nin siyasi projeksiyonu aynıdır. Bu görünürde 5 benzemez partinin yönetim kadrolarının tek bir hedefi vardır. O da eşit yurttaşlık fikri ile Anayasa’nın değiştirilemez olan ilk 4 maddesini tartışmaya açıp Özerk Belediyeler adı altında yerel yönetimler ile Ankara bağını koparmaktır. Bu proje Amerikan Projesidir. Bunun oluşumu için Biden seçildikten sonra erken seçim konusu gündeme oturtulmuştur.
Amerika'nın dostları olan Millet İttifakı yöneticileri, kurdukları ve paraca destekledikleri yandaş medyalar, sosyal medya trolleri, STK'lar, Akademisyenler, Eski Amiraller, bazı tarikatlar ve Botokslu Mafya Lideri ile topyekûn Cumhur İttifakı’nı yıpratma çalışmaları tam gaz devam ediyor.
İşte bu yürütülen projeyi ekseninden çıkaracak olan HDP’nin kapatılması ve Milletvekillerinin yasaklı hale getirilmeleridir. Hükümet buna konsantre olmalıdır. Samimi Kürt kardeşlerimiz PKK'nın gücünü yitirmesiyle baskıdan kurtulmuş ve HDP'den hesap sorar hale gelmişlerdir. PKK zulmünden bıkanlar ile güçlü Türkiye'den korkanların dostu Millet İttifakı'nın destekçisi Kürtçüler ayrışmıştır.
Geçtiğimiz hafta İzmir mitingini düzenleyen HDP, korkusuzca "Öcalan'a özgürlük" isterken yanında O'nu destekleyen "Her şartta yanındayız" diyen CHP'li Tunç Soyer vardı. Sabır çeken Türk Milleti sizi sandığa gömeceği günün hayaliyle yaşıyor.
Bu sınırsız küstahlığa önce Türk Yargısı sonra da sandıkta Türk Milleti tokadını atmalı ve milli hamlelerle güçlenen Türkiye’nin önünün kesilmesine engel olunmalıdır.
YORUMLAR