Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Kemal Albayrak

Kemal Albayrak

BAYRAK
albayrakk@haberpars.com

SORUN YARATMAK MI, ÇÖZMEK Mİ? 

20 Eylül 2023 - 11:00


İnsanoğlu, yaratılıştan itibaren, çok şeye odaklanır, bilmek, öğrenmek, tabi olmak için, kendine göre bir yol çizer.

Tabi bir vesayetin altında iken, doğduğu yerin, ana, babanın, çevrenin ve bulunduğu mekanın etkisinde kalır. İsmini bile,  kendinin koyabilme becerisi yoktur, koyanlar farklı, aklın erdiğinde,  bunu fark ediyorsun. Sorumluluğun yok gibi. Sorun yaratsa bile farkında olmayabilir insan. Ancak, rüşt haline erdiğinde, bu durum farklıdır, kimisi aklını kullanır, kaderine yön verir, kimisi de hazırcıdır, alışkanlıklarını devam ettirir, nakil, töre, çevre , vesayetin etkisiyle bugünün teknolojisi ile” google” olma cabası göstermez. İşte sorun burda ve sorun yaratmaya ortak olur.

Yeri gelir “halo” etkisi ile gördüğünün veya duyduğunun etkisiyle, en az bildiğine, en çok inanır. Sorunlara yaklaşmak, sorun çözmek,  hiç önemli değildir bunlar için.Ardından da acınacak durumlarda da “Kadir Mevlam, senden bir dileğim var,  beni muhannete muhtaç eyleme” sitem türkülerini dinler ve söyler.
Siyasette, dinde, tarihte, insani ilişkilerde,yaşantı da ve hayatın her alanında bunları görürüz. Çocukluktan itibaren, mecburiyet hissi altında, duygusal olarak, ezilmek üzere eğitildik. Kesin inançlarla büyütüldük. İnsanlar, kendilerini ne kadar umursadığını bilmedikçe, ne kadar bildiğinizi umursamaz.

Robert. B. Cıaldını” İknanın Psikolojisi” eserinde, insanların başkasının isteklerine nasıl ikna olduğunu anlatır. İknada, beyin kestirme yollarının,  severini anlatır. Hele ki,  otorite, itaat ettirmeyi sevdiği için,  sorgulatma ve düşünceyi sınırlar. İnsan duymak istediklerinden, vazgeçmedikçe de uyanamaz. İnsanın klavuzu, alışkanlıkları olunca,  hür düşünce olmadığı için sorunu çözme olayı yoktur. Beyin herkeste var ama akıl yoktur. Korkutarak itaat ettirmekte, aklın düşüncesi olmaz, sorun da çözmez. İnsan zorunlu olduğu için, iyi davranacağı gücü bilir. Kötü olmadığının nedeni de iç güdüsünden kaynaklanır. İşte kötü bir çoğunluğun, parçası olmaktansa, iyi bir azınlığın parçası olmak, sorun çözmenin yolu olabilir.  Alexander Boschwitz’in “Yolcu” eserinde, karşısına çıkan bütün fırsatlara rağmen, namuslu kalabilen insanlar da olabilmeli der. İçinde yuvarlanabileceği, pis bir su birikintisi bulunca,  domuza dönüşmeyen insanlar sorun yaratmaz, sorun çözer anlayışını ortaya kor.

Günümüze bakınca eğer bir düşünce, din, tarih, görev, sorumluluk, makam, mevki, yönetim, mahalle, ideoloji, kimlik ve daha çok şey “sorun yartıyorsa” onlardan uzak durmak, sorun çözmeye koşmak ve mücadele en büyük insani ve ahlaki görevdir. Başlangıcını ve sonucunu bilmeyen bir hayat anlayışı,üzerine hayatını zehir edenlerden fayda gelmez. Yüksek mevkiler, ayak öpme yolları ile sorunlara çare olamaz. Egemen güçlerin ve şahsi , adaletsizlerin maymunu, darbeciler, despotik saltanatlarla, sorun çözebilir mi? Bunların nedenleri ortaya konacak ki, gelecek, terakkide, gelişimde, uygarlıkta insanımızı yaşadığı hayatta, mutlu ve huzurlu yaşatsın.

Hayatın, siyasetin, sorumluluğun uzunluğu, kısalığı, değerlerle ölçülür, sorunların çoğalması ile değil, çözümü ile olur.
Eldeki güç ve devlet imkanları ile, merkezin rantıyla doymayanlar, yerelin rantına da ulaşalım anlayışı ile sorunlar çözülmez. Herkes karekterinin senaryosunu oynuyor ki, toplumsal barışın yok edildiği, adaletin kurallarının dibe vurduğu bir rejim, çözüm üretmez. Rasyonellik, mantık üretir, hakikati arar. Gelecek siyaset,  değişimi bunda arasın, akılla, bilimle, ahlakla, hukuk ve demokrasi ile yeni bir anlayışı ve geleceğin sorunlarını çözsün. Liyakat ve bilim, hür düşünce önemlidir.Evcilleşmiş protokolün, beyinlerden,kurtulmak gerekir. Tahtı verenler bellidir, ancak baht ne olacak bilinmez. Aklın görevi , iyi düşünmek, iyi söylemek ve iyi yapmaktır. Muhittin Arabi” bilmediklerini bilenden öğren, bildiklerini de bilmeyenlere öğret” diyor.
  Kemal Albayrak

YORUMLAR

  • 0 Yorum