Mafya Devlet Siyaset İlişkileri.
Ülkemizde eskiden var olan bir "Kabadayı" kültürünün varlığı toplumun her katmanı tarafından bilinmekle beraber Siyasetin ve Devletin kurumlarının bildiği toplumda adeta hatırı sayılan kanaat önderleri gibi görülmeleri, yaşadıkları il ve ilçelerde Ticarette, Siyasette, Anlaşmazlık durumunda konulardan vakıf olur hiç kimseyi incitmeden tarafları saygınlıkları ve Babacan tutumları ile bitirir konunun uzamasını engellerlerdi.
Değişen ve gelişen Dünyada bu tutumdaki toplumda adeta kanaat önderi durumundaki Babacan insanların yerini Baba, Baron, Mafya aldı. Onlar iki tarafın anlaşmazlığında devreye girerek kendilerine göre "Rejon" Tabir edilen bir kural koyarak anlaştırdıkları tarafların birde kendilerine bedel ödemesini talep etmeye başladılar. Bu durum gün geçtikçe şekil değiştirerek kesilen "Rejon" yerine getirilmeyince cezalandırmaya kadar gitmeye başladı.
Artık toplumda bir uyuşmazlık olduğunda "Rejon" kesen Mafya, Baba, Baronlar yerine Devletin adli yargı organlarına gitmeye başlamaları,Yargının tez elden karar verememeleri nedeniyle zamanla mağdur tekrar Mafya 'ya baş vurma gereği duyarken, suçlu başka bir Mafya bularak gelecek olan saldırılara karşı kendisini korumaya aldırmayı düşünüyordu.
Mafya değişen dünyada sürekli şekillenen bir pozisyon alırken gücü elinde tutmak ve daima söz sahibi olmak için kendisi gibi büyüyen karşı Mafya ile savaş açmak durumuna girerek gücünü arttırmayı tercih etti.
Devlet bu çatışmaları Mafya, Çete ilişkisi, Çek senet tahsilatçılığı olarak değerlendirdi.
Sokaklarda karşılıklı çatışmaların yaşandığı, bölge hakimiyetlerinin kurulduğu, yasal para kazanmayanlara çöküldüğü, yeni rant kapıları için imkanlar araştırıldığı, adeta sokakların parsellenerek adına "Değnekçi" denen grupların sokaklara park edilen araçlardan park parası talep etmesine kadar gitti.
Güçlü olmayı başaranların ek ticaret yapmak adına sahillerde, Çay bahçeleri, Plajlar işletmeye başlaması el altından işlettikleri, Kumarhaneler, Bitirimhaneler, Birahanelerin devam etmesini engellemedi.
Mafya rant olarak büyüdükçe çevresi ve ekibini büyütüyor, ünü yurt dışına kadar yayılan gruplar oluşurken Türkiye'de artık Devlet'i yönetenlerle işbirliği yapılmaya başlaması gözlerden kaçmıyordu.
Bu durum sade vatandaş tarafından çok fazla dikkat çekmiyor, Akşamları TV kanallarında Şu çete grubu bu isimli çete grubu ile çatışmaya girdi 1 Ölü 3 Yaralı var şeklindeki haberleri ilgisizce izliyor herkes kendince farklı anlam yüklemeye çalışıyordu.
Cezaevi İsyanı olarak bilinen isyanda Nuriş takma isimli Nuri Ergin Cezaevi içerisinde Sabancı suikastı failini Öldürüp ele geçirdikleri cezaevi çatısından "Veli Paşaya" Veli Küçük selam söyleyin ifadesi ile vatandaş gözünü açmaya olayların seyrini araştırmaya başlıyordu.
Ülkemizde yaşanan ekonomik krizler üst üste yaşanırken Vatandaş Başbakanlık önünde Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e bittik diye yazar kasa atıyor, İşçi, Memur, Esnaf artık Devletin ne vereceğini değil ne yapacağını, nasıl yapacağını takip etmeye başlıyordu.
Mafya yaşanan ekonomik sıkıntıların Millet üzerindeki etkiyi anlıyor, Batan, Biten esnafın, iş dünyasının ödemediği, ödeyemediği senet, çek ve bonolara talip oluyor, tahsilat yapmak için adeta silahların sıkılarak cezalandırmak adına insanların vurulması sağlanıyordu.
Artık bacaklarından vurulma yönteminin adı "Mafya usulü" cezalandırma olarak biliniyordu.
Mafya yöntemini tahsilatta Devlet bankası olan bir bankanın Genel müdürü olan Engin Civan'ı aracında vurdurmaya kadar gidiyordu.
Saldırıyı gerçekleştiren tetikçi özenle seçilmiş bir cümle ile "Ben bu kuş beyinliyi öldürmek isteseydim öldürürdüm sadece ders verdim" şeklindeki ifadesiyle Mafya ders almayan diğer kişilere mesaj göndermeyi sürdürüyordu.
Dünya'da birçok devlette büyük olan İstanbul Asayişinden sorumlu Emniyet müdürüne "Seni Öldüreceğim, Ayağını denk al" diyerek canlı TV yayınlarında tehdit edebiliyordu.
Mahkeme salonlarına Avukat kılığı ile giren Mafya üyeleri Adalet sarayında Devletin adalet dağıttığı yerde cezalandırma amaçlı silah kullanıyordu.
Artık para kazanan ve ticarete atılan güçlü ses sanatçıları dahi sahnede kendilerine hakaret eden, tehdit eden kişileri şikayet edip yakalanıp Adliyeye getirildiğine onlarda bu şahısları Adliye içerisinde Adeta "Ben senden daha güçlüyüm" diyerek ayaklarından vurdurarak güç gösterisinde bulunuyordu.
Susurluk kazasında Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, Milletvekili Sedat Edip Bucak ile Devlet tarafından Aranan Abdullah Çatlı aynı araçta çıkınca aylarca TV kanallarının haberlerinde ve yapılan özel programlarında Devlet, Siyaset, Mafya ilişkisi masaya yatırılıyordu.
Toplum olayın aydınlanması için her akşam saat 21.00'da karanlığa ışık tutmak adına ışıkları açıp kapatıyor, bu ilişkilerin sonlandırmasını talep ediyordu.
Ülke içerisinde istihbarat savaşları yaşanıyor Mit Mensubu Tarık Ümit gibi insanlar bir gecede sırra kadem basıp ortadan kaldırılıyordu.
Bu dengesi bozulmuş olan yapıda ülkemiz üzerine oynana oyunların dış temsilcileri masumane kurdukları vakıf, Dernek gibi kuruluşlarla Devletin içerisinde önemli noktalarda bulunan Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu, Necip Hablemitoğlu gibi örnekleri arttırılacak değerlerimizin katledilmesini, Mühendislerimizin uçaklarının düşürülerek ölümlerini gerçekleştirdiği bütün haberlere yansıyordu.
Devlet bir konuyu çözmek için mücadelesini sürdürürken bir ikincisinin yaşanması ülkede adeta panik havası yaratıyordu.
Ülkenin Dönem Cumhurbaşkanı helikopter kazasında çalınan kara kutu için "Bunu Uzaylılar mı" söktü diyerek olayın aydınlatılmasını istemesi At izi ile İt izinin adeta birbirine karıştığını gösteriyordu.
Faili meçhul cinayetler artıyor, kimin kim için çalıştığı, ne yaptığı anlaşılamıyordu.
Devleti yöneten İktidar partisinin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın Devletin bütün imkanlarının elinde olduğu halde Organize suç örgütü lideri olarak bilinen Sedat Peker'in kumar kaseti Şantajı ile tehdidine boyun eğerek 5 Milyon Dolar Para ile Peker'in Cezaevinden çıkartılarak Özgürlüğüne kavuşturmasını sağladığını itiraflar ve şahitlerle öğrenmiş olduk.
Mafya, Çete, Derin Devlet, Devletin içerisine girmiş çıkar amaçlı suç örgütleri tüm acımasızlığı ile ülkede söz sahibi olmak için inanılması güç mücadelelerini sürdürürken millet artık "Maymun Gözünü Açtı" misali artık her şeyi yakından takip etmeye başlıyordu.
Türk milleti artık her gelişmeyi yakından izliyor, gelişen teknolojiye ayak uyduruyor Görsel Medya ve Gazete manşetleriyle verilmek istenen haberlere inanmıyor, her şeyi kendi analiz etmeyi bir sonuç çıkarmayı deniyordu.
Devlet Türk Devleti olarak bütün Türk Dünyasının umudu olarak bilinip attığı her adım Türk dünyası tarafından heyecanla beklendiği bir dönemde Ülkemiz Mafya ve Çete savaşları ile uğraştırılırken asıl sinsi planın Devletin neredeyse sızılmayan bir biriminin kalmadığı Alçak Fetö kumpası olan Hain, Alçak kalkışmayı yaşaması ise siyasette Liyakat gerçeğinin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.
İşte bu hain kalkışma ülkede her zaman ilişkilerini devlet ve siyasetle sıcak tutan Mafya yapılanmalarının daha-da önünü açmasına vesile oldu.
Devlet tarafından Organize suç örgütü lideri olarak kayıtlı olan Sedat Peker doğduğu il Rize'de Miting yaparak AK Parti iktidarına zarar veren Fetö yapılanmasına meydan okuyarak hala devletin içerisinde kırıntılarının olabileceğine mesaj vererek "Kendilerini cezalandırmak için yargıya gitmeden Elektrik direklerinde sallandıracağını" ifade ediyordu.
Dün Devletin Organize suç lideri dediği Sedat Peker artık Devleti yöneten İktidar ile sıcak ilişkiler içinde olduğu gibi Devletin Polis korumasında bir iş adamı olarak Devlet Bakanlarından ödül alıyordu.
Devlet Mafya Siyaset ayrılmıyor adeta tekrar kenetleniyordu.
Siyasette adeta senin Mafyan kötü benim mafyam iyi algısı yaratılmaya çalışılıyor Yıllarca Mafya lideri olarak anılan Devletin Emniyet Müdürüne seni öldürteceğim diyen, Alaattin Çakıcı MHP lideri tarafından yattığı hastanede ziyaret edilerek "Eski dava arkadaşımızı sadece İnsani duygularla rahatsızlığından dolayı ziyaret ettik" mesajı veriyordu.
Dün iş adamı durumunda olan, Hükümet sarayında ağırlanan, ödül verilen Sedat Peker bugün Devletin aradığı bir suç örgütü lideri olarak siyasette oluşan kirli ilişkileri deşifre ediyor olması Türk Siyasetinde Mafya, Çete ilişkilerinin kopmayacağı, kopamayacağını göstermektedir.
Ak Parti iktidarında Organize suç örgütü lideri olarak Türkiye'nin tanıdığı Sedat Peker şimdi adeta AK Parti iktidarını devirecek eylem ve söylemlerini belgeleriyle ortaya koyarak Türkiye'de siyasetin günlük şekillenmesine neden olurken MHP Genel Başkanı'nın Türk toplumu tarafından Mafya babası olarak tanıdığı Alaattin Çakıcı ile MHP Genel merkezinde kol kola gezerek verdiği fotoğrafın sosyal Medya'ya düşmesiyle Mevcut MHP seçmenleri dışında diğer siyasi partilerde ve MHP dışında siyaset yapanları şaşkınlığa uğramasına vesile olması dikkat çekti.
Alaattin Çakıcı'nın sosyal Medya hesabında MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin kendi koluna girdiği fotoğrafın altına "Bugün Liderim Devlet Bahçeli'yi MHP Genel merkezimizde ziyaret ettim" paylaşımının altı yorumlarla doldu.
Dün AK Partinin Organize suç örgütü Lideri Sedat Peker'i Devlet korumasına alıp sarayda ağırlayan Ak Parti, Organize sevgi lideri gösterip, Aile babası olarak tanıtıp, İş dünyasının saygın adamı olarak plaketle ödüllendirirken Bugün uluslararası ilişkilerle Peker'in yakalanıp Türkiye'ye getirmeye çalışması, verdiği Aile babası ve Organize suç örgütü ismini tekrar yaftalaması ve İş insanı olmadığını göstermeye çalıştığı bir anda Paylaşılan MHP Lideri ve Alaattin Çakıcı fotoğrafı için yüzlerce yorum yapıldı.
Çakıcı paylaşımına, dün Buda heykeli dediğiniz liderin yüzüne bugün nasıl bakıyorsunuz? ifadeleri kullanılırken MHP Lideri için size buda heykeli diye mektup atan bir Mafya Babasına gösterdiğiniz müsamahayı Ordu ili MHP Milletvekili Cemal Enginyurt, Atilla Kaya, Suat Başaran, Ozan Arif gibi Ülkücülüğünden şüphe duyulmayan insanlara neden göstermediniz soruları sorulmaya başlandı.
Toplum, Millet, Siyasi seçmen tutumuyla gösteriyor-ki Ülkede Devleti yönetmeye talip Siyasi Parti liderlerinin senin mafyan kötü, benim mafyam iyi gibi söylemlerden uzak durması ve Devlet-i ile Millet-i için çalışmalı ve bunu yaparken Liyakat-i öncelikli kılmalıdır.
İbrahim Erdem Karabulut.
YORUMLAR