"AÇ İT FIRIN DELER..."

Türk milleti tarafından çok kulanılan bıu atasözü önemli bir atasözüdür.

Sıkça kullanılan bu söz neredeyse yokluk ve yoksullukla ilgili her alanda kullanılır.
Bizi yönetenlerinde sık kullandığı bı söz nedense iktidar olunmadan önce kullanılsada iktidar olunduğunda unutulur.

Ülkemizin ekonomik göstergesi ortada, zengini çok zengin fakiri çok fakir. Bu arada neredeyse bir uçurumu andıran fark vardır. Birileri sahil bölgesinde 4 kişilk alkolsüz ve kırmızı etsiz öğlen yemeğine 26.000 TL ücret öderken  "Anahaber Bültenlerine konu olmuştu" diğer bir aile ayda 2.500 TL ile koca bir ay geçinmeye çalışır.

Bu ücret içinde elektrik, su, doğal gaz, kira, yiyecek ve içecek hatta giyeceğini almanın yollarını bulmaya çalışır.

Şimdi 26.000 TL öğlen yemeğine ödeyen bir fert bu paranın alın teri kazancı olduğunu söylerse kim inanır?

Bu ve benzeri harcamaları yaparak böyle okkalı hesaplar ödeyen kişilerin istisna olarak adlandırılması mümkün değildir.

Bu işte o adil olmayan uçurumun oluştuğu ülkenin yarısı ve diğer yarısı olarak adlandırılabilir.

İşte bu hesapları ödeyenler 15 TL olan bir paket sigara için faturaya yansıyan 60 TL için aldırış etmezken işte o  2.500 TL ile hayatını idame etmeye çalışanlar ise 15 TL olan sigarayı alırken elleri titrer.

Akla ilk gelen şey parası yoksa içmesinler...

Sigara sağlığa zararlıdır.

Ekonomik olarak sigara alacak gücü yoksa sigara kullanmayı bırakmalıdır.

Peki 60 TL vererek bir paket sigaraya ücret ödeyen için, aptalmısınız 60 TL bir paket sigaraya para ödenir-mi denmez...

Sonuç ; Kamu spotu ile reklamlar yaparız "çok uluslu şirketler kazançlarına kazanç katarken binlerce insan sigaradan ölür, ve hergün yeni müşteriler bulurlar" denir.

Çok uluslu bu şirketler sigaraya 60 TL ödeyenlere zarar vermez... ama 15 TL ücreti ödeyemiyeni ise öldürür....

Haydi gelde bu konuyu biraz irdeliyelim.
15 TL ödeyerek bir paket sigara alamayan vatandaş çok uluslu şirketlerin çok pahalı sigaraları yerine kendi ulusunun ürettiği kaliteli bir sigarayı neden içemez.

Ülkemizde son dönemlerde sahte alkolden ölen insanlarımızı anahaber bültenlerinde çok sık duymaktayız. Zamanla toplu ölümlere şahit oluruz...

Hatta Rakı üretimi ile ünlü Tekirdağ Rakısının merkezinde dahi bir anda dokuz kişinin sahte rakıdan ölmesi sizce mantıklı-mı?

Rakı üreten bir ilin insanları rakının pahalı olmasından dolayı kaçak alkol içerek hayatını kaybeder. Bunun analizini yapmak ekonomistlerin-mi işi, yoksa sosyolojik bir problem-mi?
Hatta iyi düşünülürse ekonomik olarak gerçek alkole gücü yetmediği için yapılan sahte alkole yönelmesi acaba psikolojik olarak-mı araştırılmalıdır?

İnsanlarımızın çoğu ekonomik sıkıntılar ile boğuşurken ödeyemediği, kirası, elektriği, suyu, doğalgazı nedeniyle sigarayı ve alkolü daha çokmu tüketir?
Yoksa; kaderim bu param yok sigara ve alkolü bırakmalıyım-mı der?

Bunu açıklaması gereken bir bilim dalı varsa bu millete doğruları bir rapor ile sunmalıdır.

Yoksa sigara alışkanlığı olan, alkol tüketme arzusunda olan biri alkolü sahtesini içerek canıyla bedelini öder, Sigaraya yüklenen bukadar aşırı vergileri görmezden gelip " sigara üreten çok uluslu şirketler paraları alır gider, siz sağlığınızdan olursunuz" kamu spotları bir işe yaramadığı gibi sigara tüketicisini ya kaçak tütüne ya-da kaçak sigaraya yönlendilir.

Milletin sigarasını vergiyle pahalatma sonucu sigara tüketimini düşüremediğiniz gibi, sigaralardan vergiyi makul bir seviyeye çekip ücreti düşürmeyle sigara tüketimini arttırmış olmazsınız.

Kimse sigara ucuz diye bir paket yerine iki paket , bir şişe alkol yerine iki şişe alkol tüketmez.

Alkolün sarhoşluk etkisi bir insanda iki duble ise ucuzladı diye dört duble olmaz. 
Eskiye özlem artmış durumda yaşlılarımız nerede o bizim üretimimiz olan Samsun 216 sigarası derken eskiden akşamları bir ufak alır evime gider efkar dağıtırdım şimdi bu artık hayal oldu diyor...

Benden hatırlatması  "aç it fırın deler" Milleti açlıkla yoklukla terbiye etmeyin...


İbrahim Erdem Karabulut