“Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Nisâ Suresi 135. Âyeti)
Ashab-ı kiramdan Amr ibn-ül As (r.a) şöyle anlatır: İslamiyet’ten önce Ömer (r.a) ve ben beraber İran’ın başkentine develerimizi satmaya gitmiştik. Gece bir handa konaklamaya karar verdik. Hancı paranızı ve develerinizi ücret karşılığı bana emanet edin, yoksa çalınabilir dedi. Biz ise düşük bütçeli tüccarlar olduğumuz için buna yanaşmadık. Develerimizi hana bağladık, altın keselerini de yastıklarımızın altına koyarak uykuya daldık. Sabah uyandığımızda develer de altınlar da yoktu.
Bu durumu Hancı’ya sorunca: Ben sizi uyarmıştım dedi, Mahallenin güvenlik sorumlusuna bizi gönderdi, o da Hancı’ya emanet etseydiniz, beni ilgilendirmez dedi başından savdı. Bunun üzerine adaletiyle nam salmış İran hükümdarı Nuşirevan’ın huzuruna çıkmaya karar verdik ve durumu Nuşirevan’a anlattık.
Hükümdar Nuşirevan; “peki develeriniz ve altın keseleriniz güvende değilken, niye uyuyordunuz?” diye sordu
Hz. Ömer, “biz sizi ve idarecilerinizi uyumuyor biliyorduk, onun için rahat rahat uyuduk” dedi. Amr ibn-ül As, Hz. Ömer’in bu cevabının kellelerine mal olacağını düşünürken, hükümdar Nuşirevan bu cevabı çok beğendi. Hey çölün Arap çocukları doğru söylüyorsunuz, halkımın huzuru için benim her zaman uyanık olmam gerekir dedi.
Olayı araştırmak için bir hafta süre istedi ve o hafta boyunca sarayında bizi misafir etti. Bir hafta sonra Nuşirevan bizi huzuruna davet etti.
Artık develerimiz bulunmuştu ve keselerimiz de oradaydı, içindeki altınlar da tamdı ve Nuşirevan’a teşekkür ederek, çok adil olduğunu söyleyerek, işimiz halloldu artık müsaadeniz ile gidebiliriz dedik. Nuşirevan, şehirden biriniz Doğu, biriniz Güney kapısından çıkın dedi, o zaman daha âdil olduğumu göreceksiniz.
Hz. Ömer, kendi çıktığı kapıda Nuşirevan’ın oğlunun asılı olduğunu gördü. Sebebini sorunca, hırsızlarla iş birliği yaptığını öğrendiği için, Nuşirevan kendi oğlunu da astırmıştı.
Amr Bin As (r.a) da Doğu kapısından çıkarken, o kapıda birinin asılı olduğunu gördü. Bu adam kaldıkları yerin güvenliğinden sorumlu kişiydi, hırsızlık olayında kusurlu olduğu için asılmıştı.
BÜTÜN DİNLERİN ÖZÜNDE, EŞİTLİK VE ADALET VARDIR.
YORUMLAR