Hayrettin Alp

Hayrettin Alp

Alp'çe
alp@haberpars.info

DEVLET BAHÇELİ

15 Ocak 2023 - 21:17

Milliyetçi Hareket Partisi sayın Genel Başkanı Bilge Lider Devlet Behçeli beyin siyasi hayatını biraz analiz etmek istiyorum. Çünkü kaçanların, satanları bahane ettiği Devlet bey, ne yaptı ki bazı mihrakların boy hedefi oldu. Şahsım 1969 da yapılan ve partimizin MHP olarak adlandırıldığı kongreye fiilen katılmış biriyim. Bunca yıldır hiç bir siyasi partiye ziyaret için dahi gitmemiş biriyim.54 sene önce nerdeysem şimdi de aynı yerdeyim. Dün ne usöylüyorsam bu gün de aynı şeyleri söylüyorum. İyi kötü de okur yazarım. Gözlerim iyi görür, kulaklarım iyi duyar. Hafızam da ilk okul birden bu yanayı hatırlayacak kadar iyidir.

Kimse bana neden MHP desin demiyor. Sevgili Ülküdaşlarım, kendimden bahsetme nedenim kendimi tanıtmak değildir.1969 dan bu yana Ülkücü hareketin içinde olduğumun bilinmesi içindir. O günden bu güne de hareketin içinde kimlerin omugalı kimlerin omugasız olduğunu müşahade etmiş biriyim.Teşkilatımın her kademesinde de görev yapma şerefine nail olduğum için, bu hareketin hafızasını da iyi irdelemiş bire bir yaşamış ımdır. Ben sayın Devlet beyimizin eğitimcilik yaptığı dönemi ve 1980 öncesi vermiş olduğu Ülkücü mücadeleyi anlatmayacağım. Çünkü maddi ve manevi olarak 1980 öncesini yaşamış hiç bir Ülkücünün, menfi ve müspetini yazmak haddim değildir. Can siperhane mücadele neden birr neslin takdiri de tekdiri de Allahın iradesindedir.

Devlet beyin 1980 öncesi arabasını emanet verdiği arkadaşları tarafından, Adana- Ankara yolunda bagajında portakal sandıkları arasında Fransız Mat marka otomatik tabanca bulunduğunda, Emniyet sorgusunda verdiği ifadesinde söyledikleri sanırım onu tanımak için en büyük vesikadır. Ne demişti hatırlayalım;” Ben Ülküdaşlarımla namusum hariç her şeyimi paylaşırım” Bu ifade çok geniş manaları ihtiva eder. Anlaya anlar. Bu Bilge insan o dönemdeAnkara da okuyan her Ülkücünün “ Devlet Ağbi” siydi. Şimdi de 1980 sonrası Devlet Bahçeli yi tanımaya çalışalım; Ülkücü hareketi üzerinden tankların geçtiği bir dönem de, Kenan Evren denilen, Katil amerikan uşağının haksız saldırılarına uğrayan Ülkücü hareket,1980 ihtilalinin en büyük mağdurudur. Bu darbe Ülkücü harekete yapılmıştır dersek yalan olmaz. Darbe ile birlikte bütün yönetimi, eğitimcileri ve cengaverlerir dönemde zindanlara atılan Ülkücülere sahip çıkan bir tek vatanseverin olmadığı bir dönem de Devlet Bahçeli Akademik kariyerini hiçe sayıp, enerji ve zamanını Ülkücü hareketi toparlamaya ayırmıştır.1980 sonrası siyasi partilerin kurulması serbes bırakıldığında, Ülkücü hareketi toparlayabilir dediğimiz, ve ağabey olarak gördüğümüz çok Babayiğit Ülkücülerin kimi DYP de Kimi Anap da yer edinme gayretindeydiler. Neticede Anavatan partisinde Millet vekili olma yarışında olmuşlardı. Anap dan nemalanmak için yakınlık kurmaya çalışanları gördükçe kahrolduk. Eğitimci dediğimiz sözde bize ders verenler de kayboldular.

İşte tam da bu zamanda Ankara da Ülkücülerin dirilmesi için emek harcayan 3-5 kişiden biri de sayın Devlet Bahçeli idi. İsteseydi bir başka partide Milletvekili de bakan da olabilirdi. Oysa o Bozkurtların Dirilişini gerçekleştirmek için bütün enerjisini seferber eyledi. Rahmetli Başbuğumuzun talimatı üzerine yurt genelinde teşkilatlar kurmak için büyük çaba gösterdi. Bu tarihlerde bizim 1980 öncesi ağabeyleri olarak gördüğümüz gençlik önderleri ya taşmedreselerde çile dolduruyordu ya da geçmiş mücadeleleri sayesinde diğer partilerde ekonomilerini düzeltmekle meşguldüler. Öyle ki 1980 sonrası girdiğimiz ilk seçimde toplantılarda konuşacak adam dahi bulamadığımız oldu. Ne zaman ki Başbuğumuz cezaevinden çıktı, hareket o zaman dirilişe geçti. Ve Ağabeyler ortaya çıkar oldu. Bilinmeli ki zor günlerde büyük yara almış ağabeyler, kendi yaralarını sarmaya çalışırken, “ Devlet Ağbi” de Ülkücülerin toparlanması için çaba sarfediyordu. Uçmağa varana kadar Başbuğumuz bu vefasından dolayı Devlet beyi hep yakınında tuttu. Başbuğumuzdan sonra yapılan ilk Genel kurulda Devlet bey Genel başkan adayı oldu. Ve seçimi kazandı. Kongrede kendisini desteklemediğim halde seçilene biat etmek teşkilatçılık gereği olduğundan o günden bu güne yanında ve emrinde oldum. Bu dönem içinde de ne kendisini makamında ziyaret ettim ne de bir makama aday oldum. Sadece oğlum aday olduğunda makamında ziyaret edip bir resim çektirme şerefine nail olduk.

Şu an bazı çevrelerin itham ve iftira da bulunduğu gibi; Devlet Ağbi Ülkücü hareketi birirmek için değil, ihya ve iktidar etmek için mücadele vermektedir. İlk Genel kurula bir bakalım görev almayı hak etmemiş bir kişi bulamazsınız.1980 öncesinde Kahramanlıklar göstermiş Taş medreselerde çile çeken çok arkadaşımızı meclise taşımıştır. Tıpkı Atatürkün “Milli Meclis” i gibi Ülkücülerden meclisde bir “ Milli Gurup “ oluşturmuştur. Bazı isimleri Hatırlayalım; Mustafa Verkaya- Mehmet Gül- Ahmet Çakar- Nazif Okumuş- Bozkurt Yaşar Öztürk- Mehmet Pak- Koray Aydın- Şevkat Çetin- Yaşar Yıldırım- Süleyman Sazak- Tuğrul Türkeş. Ramazan Mirzaoğlu- Abdül Haluk Çay- Enis Öksüz- Ali Güngör- Recai Yıldırım- Turan Çirkin- Mehmet Nacar- Metin Çobanoğlu- Ali Uzunırmak- Zihni Açba- İsmail Hakkı Cerrahoğlu. Orhan Bıçakcı- Sadi Somuncuoğlu. Hüsnü Yusuf Gökalp.Oktay Öztürk- Sadık Yakutvs gibi kişilere bir bakın nasıl bir kadro değil mi? Ülkücü hareketi bitirmek isteyen kişi hiç böyle bir ekip kurar mı? İlk kurulan hükümetin Ortağı olduk fakat, Allahın bir afeti olarak depremle karşı karşıya geldik.Bakanlarımız yine de üstün başarı gösterdi. Uluslararası ekonomik krizden dolayı ortaklarımızla tenakuza düştük. Erken seçim zaruret oldu. Şimdi nasıl Türkiyede kötü bir durum olduğunda malum çevrelerce MHP ve onun Bilge lideri suçlanıyorsa o zaman da aynısı yapılarak bizi Meclis dışına ittiler.

55 yıldır Çelik bir Çivi gibi dim dik duran, 55 yıl önce söylediğinden hiç taviz vermeyen, aynı düşünceleri dillendiren, Devlet bey mi Ülkücü hareketi bitiriyor? Biraz Vicdan sahibi, biraz İzan sahibi olan kişi bunu asla dillendiremez. Devle bey bu günkü liderler arasında;” Önce ülkem ve ilkem, sonra partim ve ben” diyen tek liderdir. Ömründe haram yememiş, aldığı maaşını dahi Şehid ailelerine dağıtan başka bir lider var mı? Aramıza bir turuva atı olarak sokulan siyasi hayatın da beş parti değiştiren, ve partisinin hiç bir milli ideolojisi ve proğramı olmayan birinin peşinde koşanlar, lütfen kendinizi, partinizi ve Liderinizi de biraz sorgulayın. Bu gün Türkiye yi bölmek ve müstemleke yapmak isteyen iç ve dış düşmanlar kendilerine en büyük engel olarak MHP yi, onun Bilge Liderini ve “ Cumhur İttifakı” nı gördükleri için. Aramıza nifak sokmak için Turuva atlarını içimize soktular. Ülkücü uyanık ve Aydındır bütün bu oyunları bir an önce görmelidir. Ve MHP ye sahip çıkmalıdır.

İçimize giren bir diğer Truva Atı ise Babasının Başbuğumuz tarafından dışlanmasının ezikliği ve kini ile hareket etmektedir. Partimize katılıp önce Baş danışman, Genel başkan yardımcısı ve Milletvekili yapılan bu zat İhtiraslarının kurbanı olarak baş kaldırmış ve ekürüsü ile beraber MHP den ayrılmıştır. Tıpkı Sezarın;” Romada ikinci olmaktan sa tek haneli bir köyde birinci olurum” demesi gibi nefislerinin kölesi olmuşlardır. Ve kendilerine birer oyuncak parti kurmuşlardır. ( ki partisinin ismini de babasından alırken asıl niyetini ifşa ettiğinin farkında bile olmamıştır) Sevgili Ülküdaşlarım Türkiye olarak bir 15 temmuz kalkışması yaşadık. Sayın Devlet bey den önce hangi lider buna karşı durma cesareti gösterebildi? Hangi Lider genel merkezinin ışığını yakıp halka ve orduya “bu bir gayri milli kalkışmadır hiç pirim vermeyin ve karşı durun” diyebildi? Bu feraset ve cesareti Cumhuriyetimizin korunması fitilinin ateşlenmesini sağlamıştır. Balık hafızalı olanlarımız bunları çok çabuk unutuyor. Ülkenin ve Ülkücü hareketin 1980 deki zor günleri gibi 15 temmuza da direnen bir Devlet Bahçeli olmuştur. İkinci Viyana bozgunundan sonra Padişah Merzifonlu Kara Mustafa paşanın idamına hükmediyor. Ve karar Merzifonluya tebliğ edildiğinde” bir diyeceğin var mı? Diye soruluyor. Cevap çok ders alınacak nitelikte. Merzifonlu;” sorun hünkarıma başka bir emri var mı?” Diye karara boyun eğiyor ki bu kişi orduların başkomutanı ve sadrazam. Biz ne yapıyoruz Liderin her kararını eleştirmekten geri durmuyoruz. Üstelik bu davranışımızın Ülkücü hareketin içinde fitneye sebep olacağını da görmüyoruz. Sevgili Ülküdaşlarım son günlerde yaşadığımız çok korkunç menfur bir saldırıda bir kardeşimiz uçmağa vardı. Allahtan rahmet diliyorum.

Bu olayı fırsat sayarak Lidere ve MHP ye saldıranlara bir bakın o bize benzeyip bizden olmayanları lütfen sükunetle izleyin. MHP si Ülkücülerin kalesidir bu kaleye topla tüfekle saldıranlara bir bakın. Kendi sayfasında bir eleştri yapsa vallahi gam değil. Ne kadar şehitlerimizin şehadete ermesinde dahli olanlar varsa onların Tv kanallarına, sosyal medya hesaplarına ve gazetelerine pusulanıp bize kurşun yağdırıyorlar. Hiç mi vicdanınız kalmadı. Hiç mi insanlığınız ve ülkücülüğünüz kalmadı. Sizleri Şehitlerimize, tarihe ve Allaha havale ediyorum. Hiç bir güç, hiç bir hain kalkışma Ülkücü hareketin Turan devletini kurmasına engel olamıyacaktır. Allahtan Sayın Liderimize sağlıklı bir ömür dilerken Ülküdaşlarımıza şunu demek istiyorum” üzerinizdeki ölü toprağını atın ve kıyama kalkın.” Vur eski kölesi utandır onu/ Bırakma uyusun uyandır onu.” Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin. Selam ve dua ile tüm Ülkücülerin önünde sevgiyle eğiliyorum. Hayrettin Alp.

YORUMLAR

  • 0 Yorum