Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Hayrettin Alp

Hayrettin Alp

Alp'çe
alp@haberpars.info

BAKMAK ve GÖRMEK ...

02 Haziran 2022 - 09:54

     
 Bu günkü çağımızda, gerek sosyal hayatı yaşarken, gerekse siyasi hayatın içerisindeyken, ekonomik ön görülerde, Tarihe bakışta, gelecek tahminlerinde, “ bakma” ile “ görmeyi” birbirine karıştırma alışkanlığından nedense bir türlü vaz geçemiyor, ya da kurtulamıyoruz. Şöyle ki, Türkiyenin  sosyal ve siyasi analizini yaparken, bakanların, baktıklarını görmediklerini gözlemlemekteyiz.  
                   
Bu yazıyı kaleme alma nedenim, bu günlerde sosyal medyada dolaşan bazı videolardır. Öyle ki, Sayın Bilge Lider Devlet Bahçeli beyin, geçmişte, sayın Recep Tayip Erdoğan bey hakkındaki söyledikleri, ya da Sayın Recep Tayip Erdoğan beyin, Sayın Devlet Bahçeli ve Ülkücüler hakkında söyledikleri, Maksatlı olarak sürekli canlı tutulmak istenmektedir.
                                
 Bilinmelidir ki, beşeri ve siyasi hayatta, dün ve bu gün, çok farklı bir yaşayış şeklini alabilir. Diyelim ki bir Hristiyan 40 yaşından sonra İslamı seçti ve müslüman oldu. Şimdi bu kişinin din değiştirmesini, kınayıp, ikide bir onun Hristiyan iken söylediği sözleri gündeme mi taşımak gerekiyor. Ya da bir cinayet işleyen kişi, sonradan nadim olmuşsa, ve cezasını çekip toplum içine karışmışsa, bu kişiyi yadırgayıp, toplumdan tecrit mi etmeliyiz?                    
 Siyasetin duayeni olarak bilinen, rahmetli Demirelin bir sözü vardı;” dün dündür, bu gün de bugündür” Kısa bir izahtan sonra, şimdi Türkiyede yaşananlara bir bakalım. Fakat özellik le rica ediyorum, görelim de...    
          
 Her nedense Türkiyedeki siyasiler, birbirlerini eleştirirken, onlara nasıl bakıyorlar sa öyle anlatımda bulunuyorlar. Yani gördüklerini değil, baktıklarını dillendiriyorlar.  

 Bu konudaki düşüncelerimi, öncelikle” Cumhur İttifakı” nın ortağı, MHP ve onun Bilge Lideri ile ilgili sosyal medyaya hazırlanıp sunulan, Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili geçmişteki konuşmaları temcit pilavı gibi ısıtılıp kamuoyuyla paylaşıyorlar.   

Ne yazık ki ömrünü Ülkücülük davasına vermiş bir çok arkadaşlarımız da bu videoları ciddiye alıp gaflet içinde hareket etmektedirler. 
Şöyle ki,” vay efendim Devlet bey, sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili dün hesap sormaktan bahsederken, bu gün, onun yanında nasıl durur” muş.” Nasıl onunla birlikte hareket edermiş”, “ dün dediklerini bu gün unutmuş” filan gibisinden, video paylaşımları yapmaktadırlar. Bakın arkadaşlar, yazımda belirttiğim gibi, siyasette bir gün bile çok önemlidir.  
 
 Bugünün doğrusu yarın yanlış, bugünün yanlışı yarın doğru kabul edilebilir.  Ayrıca Sayın Bilge Lider Devlet Bahçeli o videolardaki söylediklerinin çoğunu bugün yapmıştır. Ama siz onun bu yaptıklarına sadece bakıyorsunuz, GÖRMÜYORSUNUZ.               
 5-6 yıl öncenin Türkiyesini bir gözünüzün önünden geçirin; Bölücü terör örgütleri, adeta sokakları ve dağlarımızı ele geçirmiş, Türkiye ye kafa tutar hale getirilmişti. Çünkü savaştığımız pkk değildi. 

Amerika, Rusya? 

Avrupa ve Siyonist dünya idi. Bize sattıkları silahlar teröristlere karşı kullanmamızı istemezken, pkk ya silah yardımı yapmaktan geri durmuyorlardı. Türk hükümetine baskı üzerine baskı kuruyorlardı. Açılım, saçılım dayatması karşısında naçar kalan iktidar, her denilene uymak zorunda bırakılmıştı. 

Türkiye bir müstemleke devletmiş gibi muamele görür olmuştu. Bunların bir kaçını hatırlayalım; Haburda kurulan “ Çadır mahkemesi”, Diyarbakır Nevruz kutlaması bahanesi ile Şivan Perver ve Barzani ile söylenen Megri Megri türküsü ve akan göz yaşları, Dolmabahçede yapılan AKP ve hdp seranatları, Akil insanlarla beraber Anayasanın ilk Dört maddesini değiştirme gayretleri,Güneydoğu yaylalarında, yolun bir tarafında pkk militanları, yolun karşısında ise Askerlerimiz buna seyirci kalmaktaydı, Şehirlerimizde Bebek katilinin fotoğrafları elden ele dolaşıyor,Otobüsler molotoflar ile yakılıyordu.    

Dış güçler karşısında direnç gösteremiyen iktidar  ( çünkü çökmüş bir ekonomi, dünyada lobisi olmayan bir ülkeyiz, korunması için lazım olan silahı dahi dışardan alan bir devlet idik) mecburen baskılara boyun eğmek zorunda kalıyordu. 

Bütün bunlara hem Türkiye Cumhuriyeti halkı ve hem de siyasi partilerin üst yöneticileri, bakıyor fakat sonu göremiyordu. 
İşte böyle bir ortamda Bilge Lider Devlet Bahçeli, bütün bunlara sadece bakmıyor,GÖRÜYOR ve hatta daha ötesini de görüyordu. Bir Türk olarak Bakıyor ve bir Türkün görmesi gerekenleri görüyordu.Ecdat kanıyla sulanmış kutsal Vatan toprakları bölünmeye doğru giderken, Bin yıllık kardeşlik de hasımlığa dönüşmekte idi.                                
 Bakar körlerin göremediğini gören Bilge Lider, Sayın Recep Tayip Erdoğanla görüşerek, gördüklerini ona da aktarıp, bütün iç ve dış düşmanlara karşı dik dur ölümüne yanındayız mesajını vermiştir. Sayın Erdoğan da, etrafını saran düşmanlardan dolayı göremediği gerçekleri bu dost sesden duyunca, Devletin bekası noktasında, geçmişteki birbirleri hakkında yaptıkları unutup,” Milli Beka” için, bütün enerjilerini birleştirmeye karar verdiler. Ve o günden sonra ne mi oldu? Bakıp da görmeyenler için tekrar tekrar yazalım. 
Anlatalım belki gaflet uykusundan uyananlar olur. 

Ne mi oldu?  

Çadır mahkemeleri yerine, teröre ve teröristlere taviz vermeyen mahkemeler göreve başladı.Megri megri ağıdının yerini Türkiyem türküsü aldı. Açılım saçılım açılmamak üzere kapatıldı.Anayasanın ilk dört maddesinin dokunulmazlığı vurgulandı. 

Pkk ve feto terör örgütleri, sokaklarımızda ve dağlarımızda darbe üstüne darbe yiyerek sınırlarımızın dışına kaçmak zorunda kaldılar. Silahlı güçlerimiz kaçtıkları yerde de yaptıklarının hesabını sordular, sormaya da devam ediyorlar. Akil insanların akıl noksanı oldukları kabul gördü.    
          
 “ Milli Ülkümüz” olan “ Kızıl  Elma Ülküsü” şimdi Türkiye devletinin resmi “ Milli Ülküsü” olarak kabul edildi. 
Türkçülük baş tacı edilerek üstün değer haline getirildi, Türk insanının isimleri Arapça yerine öz diliyle isimlendirilir oldu. Tv lerde çocuklarımız ve gençlerimiz için milli duyguları ve Türkçülüğü öğreten diziler konuldu. 

Sayın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanımız “ Bozkurt” işareti yaparak Türk milletinin milli sembolünün Bozkurt olduğunu dünyaya ilan ettiler. Teröre karşı mücadele ederken,  "Silahımı kullanma” diyen batıya, “ Al silahını başına çal” diyerek, Milli savunma sanayii hamlesi başlatıldı. 

Çok şükür şu an %70 den fazla kendi silahımızı ve savaş gereçlerini kendimiz yapar olduk. Yıllardır Ermenistanın işgalindeki Karabağ kurtarıldı. 
Doğu Akdenizdeki varlığımız her türlü dayatmalara karşı kabul ettirildi. Irak da Suriyede Libyada bizde varız dedik ve var olmaya devam ediyoruz. Son 5-6 senede Türkiyede daha çok şeyler yapıldı hepsini yazsak sayfalar yetmez.

 En önemlisi de her Ülkücünün gönlünde yeşertip büyüttüğü “TURAN” ülküsünün temeli Sekiz Türk devletinin katılımıyla çok şükür atıldı.

 Ey Ülkücü kardeşim bu dahi Bilge Liderin edrafında toplanmak için yetmez mi?   Elinizi vicdanınıza koyun ve bakmayın görün. Devlet beyin geçmişte muzdarip olduğu hangi konu çözülmemiştir? Biliyorum şimdi bazı arkadaşlar şimdi yorum yapacak ve; TC diyecek Andımız diyecek. Bunun cevabı televizyondaki Türkçülük kokan dizilerde çok var yeterki görmek isteyin. 

Badem bıyıklıların kaçtığı Hilal bıyıklıların Varlıklarının kabullenildiği bir Türkiyedeyiz. 
Özel kuvvetler ve Özel Harekatın yemin törenlerini izlemenizi tavsiye ederim bakın bakalım Ülkü Ocaklarının yemin töreninden bir farkı var mı? Şimdi siz bir eksik bulmak isteyip, diyeceksiniz ki, enflasyon şu kadar, ekonomi dar boğazda, her gün zam üstüne zam geliyor. 

Haklısınız bu da bir realite ama öncelikle devletin bekası teminat altına alınmadan, Vatan bağımsız hale getirilmeden, bunların ne önemi olur. Elbet onlara da sıra gelecek. Bir Türk Milliyetçisinin itiraz etmesi gereken olaylar yok mu? 

 Elbette var.

 Fakat Bilge Lidere %10 destek vererek bunları istemek de pek adil değidir. Bu şuna benziyor; Çocuğun eline 10 lira verip oğlum git 10 kg domates, 10 kg patlıcan,10 kg patates almaya benziyor. On lirayla nasıl ki bu kadar şey alınmaz ise bizim verdiğimiz %10 ilede bundan daha iyisi olamazdı. Gelin Canlar, bir olalım iri olalım.
 MHP nin oylarını %25-30 lara çıkaralım ve o zaman Liderimizden çok şey istemeye yüzümüz olsun.  
        
Sevgili Ülküdaşlarım bu gün Türkiyemizin en büyük handikapı, yaşananlara Türk olarak bakıp, Amerikalı, Rus, Avrupalı ve İsrailli gibi görmemizden kaynaklanmaktadır. Olaylara sadece bakmayalım, görelim ve hatta daha ötesini de görelim.                                                   
  Bu gün MHP den ayrılanların tek söylediği şudur ” MHP Ak partinin payandası, stepnesi oldu” Allah aşkına yazdıklarımı okuyun ve bu düşüncenizi tekrar tekrar sorgulayın.  Devlet bey, Türkiyede nerdeyse kaybolmakta olan Milli kimliğimizi yeniden can suyu ile hayata geçirmiş Milli Devletin, Turanın temelinin atılmasını sağlamıştır.

 Şair ne diyor ” Vur eski kölesi utandır onu/ Bırakma uyusun uyandır onu.                  
Bu gün “ Cumhur İttifakını” oluşturan siyasi partiler, Türk Milliyetçiliği çizgisinde bir politika yapmak noktasında, nerdeyse bizimle aynı duyguları paylaşır olmuştur. Bunu da bizim Görmemiz gerekir.  
                    
Allah herkesi bakar kör olmaktan korusun..                  
  Ne mutlu geçmişlerinde verdikleri Anda sadık kalanlara..                                        
Ne mutlu TÜRKÜM diyene.      
Selam ve dua ile..                         

Hayrettin Alp

YORUMLAR

  • 0 Yorum