Hayrettin Alp

Hayrettin Alp

Alp'çe
alp@haberpars.info

ANAYURDUM...

08 Şubat 2022 - 09:53

Kartal Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevinde yatarken, Anadolu da bir köy hikayesini şiirsel bir üslup ile anlatmaya çalıştım. Sizlerle paylaşmak istedim. Okursanız mutlu olurum. Sevgi ve saygılarımı “Anadolu’mda bir köy hikayesi “

 “Gözden ırak unutulmuş bir köy, Durda selam ver ,Bura Anadoludur Hey “

Gönül seyrine çıktı,yoksul Anadolu’mun
Bakışlarım toplandı,ücra bir köyde kaldım.
Burada bittiğini hisseyledim yolumun
Köylüye görünmeden,köyün içine daldım
Dile getirmek gayem,köydeki yaşantıyı

Yoksa ziyaret değil Emmi ile Dayıyı
Tozlu yolun tozunu içtim hep nefes nefes
Bu sırada çınladı,kulaklarımda bir ses
“Irgatlar hazır olun,artık yola çıkalım 

Nerdeyse gün doğacak,işimize bakalım.
Bir canlılık kapladı,köyün orta yerini 
Yanımdan geçerlerken,gördümki ellerini
Ele benzer yeri yok ,hep Nasır’lar kaplamış.

Anladımki bu eller toprağı tokatlamış 
Çapa tutmuş Bel tutmuş tırpan tutmuş tu belli
Sade çile görmüştüm köye geldiğim geleli.
Bir çeyrek saat sonra Irgatlar toplanmıştı

Ve bir römorkun içi Hüzünle kaplanmıştı
Haraket etti araç,tarlaya varmak için 
Ben de camiye gittim Hakka yalvarmak için
Rabbimden yoksullara hep merhamet diledim

Bu dengesiz “Duzene “kinlendim diş biledim 
Camiden çıktım sonra,gittim köy mektebine
Şehirde gördüğüm,mektep değildi mektep 
Aradaki fark neydi ,bilemedim neydi sebep

Duvarları yıkılmış bir harabe gibiydi
Demekki çile çekmek buranın nasibiydi.
Bin bir düşünce ile bir sınıfına girdim 
Olduğum yerde kaldım,birden bire irkildim.

Baktım ki sıralara derme çatma bir tahta
Hayret bu halde bile isyan etmezler bahta.
Hepisinde bir azim,ve öğrenim aşkı var
Bir soru sorulunca,hemen kalkar parmaklar

“Ben diyeyim öğretmenim,sorunun cevabını”
Mevlam bunlara vermiş çilenin sevabını.
Daldım gözlerim yaşlı bir sevinç içindeydim
Birden kendime geldim,baktım yine köydeydim.

Anladım ayaklarım beni köye çekmişti
Neyleyim “köhne düzen”sade çile çekmişti
Dedim birde bu köyün,kahvesini göreyim
Biraz sohpet ederek ,ordan da dert dereyim

Girdim köy kahvesine bir masaya yaklaştım
Biraz sohbet diledim “Milli Ruh”ile taştım
Bir İstiklal gazisi,harbi anlatıyordu
Birdenbire gençleşmiş o anı yaşıyordu 

Diyordu :”Trablusgarp ve birde Çanakkale “
Orada Türk ordusu ,destan olmuştu dile
Coştum coştum biranda ,kabıma sığmaz oldum 
Ve birde köye baktım,ızdırap ile doldum

Benliğin unuturken , bu vatanı sömürenler Gürûhu.
Bunlarda yaşıyordu,Türklüğün “Milli Ruhu”
Sarılıp öptüm,Koca gazinin Nasırlı ellerini
Bir Bülbüle benzettim söz eden dillerini

Sonra çıktım Kahveden Gazi kalmıştı orada 
Dolaşmak arzu ettim ,biraz tozlu yollarda
Bir Nazar ettim şöyle,kaldıkları evlere
Bu mu yakışacaktı , Böyle Milli devlere

Bir Mağarayı andıran  huğları çamurdandı
Helal ile yapılmıştı ,görünüşü Nurdandı 
Her evin etrafı,çevrilmişti ağıl ile 
Dikkat eyledim Herkes değer vermişti Güle

Her havlu rengarenk güllerle doluydu 
Burası Bülbül yurdu,mahzun Anadoluydu
Devam ettim yoluma yavaşça adım adım
Bir müddet yol gidince çocuklara rastladım

Tozun toprağın içinde oynuyorlardı bilye
Bir çocuk ağlıyordu “Benim bilyem yok “ diye
Yalvarıyordu Ağabeyine ,sümüğünü çekerek .
Bir bilye de bana al ne olursun diyerek.

Yaklaştım bu çocuğa sevindirmek istedim 
Cebimden çıkararak bir miktar para verdim
Çocuk baktı yüzüme ve sonra “Almam”dedi
Yabancıdan alınmazmış,burada adet böyleydi 

Sonra ısrar eyledim,dedim “olsun hediyem”
Hayır alamam dedi ,kabul etmez terbiyem
Öyle güzeldi buranın Töreye bağlılığı
Her şey öze göreydi ,Konuşması kılığı

Çocuğu yaşlısıyla Hepsi Türkün malıydı
Türk-İslam ağacının en kuvvetli dalıydı
Daha fazla duramadım ,dertli köyden ayrıldım
Irgatların gittiği ,tarlalara yol aldım 

Onları çalışırken görmek istedim birde 
Nasıl katlanıyorlar ?Acaba bunca derde
Bir müddet yol gidince yaklaştım bu tarlaya 
Baktım biraz ilerde Duruyordu bir Kaya 

Gidip ona oturdum,seyreyledim uzaktan 
Yüzlerinden kanlı ter,akıyordu sıcaktan
Harcıyorlar geçim için,kutsal emeklerini
Bu sayede kazanırlar ,Günlük yemeklerini

Gayeleri,evlatları aç ve sefil kalmasın
Kendileri ezilsin de yavruları solmasın
Bu sıcakta şehirli duramazken gölgede 
Köylü ise çalışır ,Mutludurlar yinede 

Hızla inip kalkıyor,kazmaları toprağa
Gayret verir onlara başlarındaki ağa
Aldıkları ücreti ,Hak etmek istiyorlar 
Kamburlaşan belleriyle,toprağı deşiyorlar 

Bir müddet zaman sonra Güneş çıktı tepeye
Elçi başının duyuldu sesi”Haydi yemeğe “ diye
Kazmalar oldukları yerelere bırakıldı
Yorgun,argın,iştahsız,Azıkları açıldı

Öyle pek zengin ,değil idi yemekler
Kurumuş bir haldeydi,Yufka idi ekmekler
Haşlanmış Patatesle Bulgur pilavı vardı
Biriside azığından kuru soğan çıkardı 

Hep birlikte Bismillahla yemeğe başladılar 
Acıkan midelerini lokmayla taçladılar 
Elhamdulillah deyip bitirdiler yemeği
Adet edinmişlerdi, Yarap şükür demeyi

Yemek faslından sonra erkekler tütün sardı
Kadınlar bir köşede oturup lafa daldı
Ve de sıra gelmişti şimdi Abdest almaya 
Biraz sonra bir Ezan hakim oldu tarlaya 

Sonra saf bağlayarak Hak önünde durdular 
Büyük Hüşu içinde ,toprağa yüz sürdüler 
Namazları bitince herbiri gölgeye sindi
Kimisi çocuk yaşta Kimi taze gelindi

Erkeklerin kimi genç ,kimide ihtiyardı 
Gördüğüm Anadolu,işte böyle diyardı 
Oturduğum kayadan kalkarak yavaş yavaş 
Döndüm geldiğim yere gözlerimden akar yaş

Kaplamıştır Ruhumu bu köylerin tasası
Değişmelidir Mutlak bu düzenin yasası
Gördüm de bu köyleri ,bende dertlisi oldum
Çözüm yolu aradım ve de sonunda buldum

Dengesizliğe karşı olmak istenirse Bent
İnşa edilmelidir derhal cazibe bir Kent
Bu köylerin ayağına hizmet götürmek için 
Bunca çekilmez derdi silip bitirmek için 

Tarım Kent kurulmalı on köyün ortasına 
Hastahane yapılmalı ,bakmalı yarasına
Olmalıdır bu kentte orta okul ve lise
Amaç bu yörelere yardamcı olmak ise

Burda Tarım,modern ,şekilde yapılmalı
İlkellikten kurtulup Tekniğe sapılmalı 
Irgatlık olmamalı Milletimin kaderi 
Hep el ele vererek yükseltelim bu yeri

Anadolu’m güzel yurdum ,yazamadım derdini
Mutlu eyle gönlümü,bağrına bas ta beni
Yemin ettim yoluna,canımı vereceğim 
Ve bağrına düştüğüm an,Murada ereceğim

Ey kutsal toprak,kamçılandım derdin ile kudurdum....
Anadolu’m ,Ecdadımdan yadigar ,Anayurdum... .

       
28-12-1982.  Maltepe Cezaevi  D-Koğuşu 

Hayrettin ALP..
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum