Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Linda Gözde Karasu

Linda Gözde Karasu

gozde@haberpars.com

FEYZİOĞLU DEDESİNİN İZİNDEN Mİ GİDİYOR ? 

23 Haziran 2020 - 11:47

Son birkaç günde ne oldu?
AKP hükumetinin baroların seçim sistemi ve yapısını değiştirmeye ilişkin kararına karşı çıkan çeşitli illerdeki baro başkanları, durumu protesto için Ankara'ya yürüdü.

Şehrin girişinde çok sert müdahaleyle karşılaşan baro başkanları, oturma eylemi başlattı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin gönderdiği çadırların baro başkanlarına verilmesine engel olan polis, aynı zamanda Ankara Barosunun gönderdiği yemeklere de el koydu.

Birkaç saat sonra, yağmur altındaki direnişi meclise taşımak kararıyla dağıldı baro başkanları. 

Feyzioğlu ise, adalet arayan baro başkanlarını itibarsızlaştırma ve bastırma çalışmaları sürdürüyordu. Protestocu baro başkanları 30 kişi var yok diyordu. Yürümekle neyi amaçlıyorlar ?
Bu neyin yürüyüşü? diyordu...

Tam 58 baro başkanı protestodayken Feyzioglu 15 baro başkanı ile birlikte "ANITKABİR"(!) ve İçişleri Bakanlığı ziyaretleri yaptı. Baro başkanları, Feyzioğlu'nun kendilerini temsil etmediği, varlığını tanımadıkları yönünde duruş ve açıklamalar sergiledi.

Öyle ya; Feyzioğlu hükümetin çizdiği algı politikası rotasında, durduk yere ANITKABİR ve bakanlık ziyaretleri yapıyordu. 

Feyzioğlu ailesine kısaca göz atılacak olursa; Metin beyin evrensel hukuk kurallarına aykırı, hükümet yanlısı tavır ve tutumlarına şaşırmamak gerektiği kanısına kolaylıkla varılabilir.

Etkili bir hukukçu ve siyasetçi olan Dede Turhan Feyzioğlu, 1966 senesinde kendisinin de dahil olduğu 8 kişilik ekiple: CHP'nin "Ortanın Solu" sloganına şiddetle karşı çıkıyor; CHP'nin asla sosyalist bir parti olmadığını, olamayacağını savunuyordu.

Parti içinde partiye sağ muhalefet tutum sergileyen Turhan Feyzioğlu'na İnönü tarafından cevap gecikmiyor ve CHP’yi sosyalist olmaktan kurtarma görüşü içinde faaliyetlerini zirveye çıkardıklarını söylediği 8'lerin partiden ihracının önünü açıyor.

Bundan sonra Güven Partisini kuran Dede Feyzioğlu, 68 öğrenci ve işçi olaylarına şiddetle karşı çıkmış; kendisine ülkeyi komünizmden koruma misyonu yüklemiştir.

12 Eylül 1980 darbesini destekleyen Feyzioğlu, Kenan Evren tarafından destekleniyor; seviliyordu. Hatta 12 eylül darbesinden sonra dönemin siyasi parti başkanları: Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan tutuklanıp sürgüne yollanırken, Turhan Feyzioğlu Kenan Evren tarafından ihtilal hükümetinin başbakanı olarak düşünülmüştür.

 Lafı fazla uzatmadan; özetle Metin Feyzioğlu kökenden sağcı bir dedenin torunudur; ve hiçbir zaman "Sol Atatürkçü" çizgide olmamıştır. Bu algının suçlusu da Feyzioğlu değil; görmek istediği etiketi Feyzioğlu'na yapıştıran Atatürkçü kesimdir. 

Son olarak; "Münevver Karabulut" davası için Metin Feyzioğlu'nun, testereli cani Cem Garipoğlu'nun avukatlığını yaptığı iddialarını bile unuttuk değil mi...

Feyzioğlu iddialar için, baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun avukatlığını üstlendiğine dair bir açıklama yapmıştı.

Sahi, Münevver katledilirken kan izlerini temizlemeye, cesedi ortadan kaldırma ve oğlu Cem Garipoğlu'nu saklama işlerini organize eden baba Nida Garipoğlu değil miydi?

Metin bey olay sırasında babanın orda olmadığını savunduğunu iddia etse de, böyle kan dondurucu bir konuda katil ve ailesini korumuş olmadı mı ? 

Yorum sizin..
Linda Gözde Karasu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum