Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Emine İpek

Emine İpek

ipek@haberpars.com

"KUR'AN BİZE YETER" SÖYLEMİ.

30 Aralık 2022 - 01:26

"KUR’AN BİZE YETER" SÖYLEMİ.

"Kur’an Bize Yeter" söylemi          İslam dünyasının son iki asırdır içine düşmüş olduğu zillet, müslümanları bir çıkış yolu bulmak için çözüm üretmeye sevk etmiştir. 

Bu bağlamda bazıları, kendilerine göre güvenilir olmayan ve Müslümanların tefrikaya düşmesine sebebiyet veren hadislerin bütünüyle bırakılması gerektiğini, kurtuluşun yalnızca Kur’an’da olduğunu öne sürmüştür. 

Söz konusu yaklaşım ülkemizde de oldukça taraftar toplamıştır.

Sade Kur'an bize yeter, diyenlere ithafen aşağıda Asrı Saadette yaşanmış olayı  yayınlamak herhalde tefrika çıkaranlara bir mesaj olsa gerek. Mesajı alırlar mı, almazlar mı orasını bilmem. Lâkin yazmak zaruri oldu.

Rabb'im tüm Ümmet-i Muhammed'e, Kuran, Sünnet, İcmai ümmet kıyası fukaha ile gerçek müslümanlığı bize yaşatmasını nasip eylesin. (amin)

Resûl-i Ekrem Efendimizin Müslüman beldelere vâli ve zekât tahsil memurları gönderdiği sıradaydı. Bir gün sabah namazından sonra cemaata dönerek,

"İçinizden hanginiz Yemen'e gider?" buyurdu.
Hz. Ebû Bekir, 

"Ben giderim, yâ Resûlallah." dedi.
Peygamber Efendimiz hiçbir cevap vermeyip sustu. Az sonra tekrar, 
"Hanginiz Yemen'e gider?" diye sordu.

Bu sefer Hz. Ömer ayağa kalktı, 
"Ben giderim, yâ Resûlallah." dedi.

Peygamber Efendimiz, Hz. Ömer'e de cevap vermeyip sustu. Bir müddet bekledikten sonra tekrar, 

"İçinizden Yemen'e kim gider?" diye sordu.

Muaz bin Cebel (r.a.) kalkıp, 
"Ben giderim, yâ Resûlallah." dedi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (a.s.m.), 
"Ey Muaz! Bu vazife senindir." buyurdu.

O sırada Yemen üç vâliliğe ayrılmıştı. Hz. Muaz vâliliklerin en büyüğü olan Cened Vâliliği'ne tayin edilmişti. 

Orada kadılık yapacak, halka İslâmiyeti, Kur'an-ı Kerim okumayı öğretecek, Yemen ülkesinde tahsil edilen zekât ve sadakaları da vazifelilerden teslim alacaktı.

Hz. Muaz, Medine'den ayrılacağı sırada Peygamber Efendimiz ona,

"Sana, hâlli için herhangi bir dava getirildiği zaman nasıl ve neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. 

Hz. Muaz,

"Allah'ın kitabındaki hükümlerle hüküm veririm." dedi. 
Resûl-i Ekrem Efendimiz,

"Eğer Allah'ın kitabında onunla ilgili bir hüküm bulamazsan neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. 
Hz. Muaz,

"Resûlullahın sünnetine göre hüküm veririm." dedi. 

Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer,

"Resûlullahın sünnetinde de onunla ilgili bir hüküm bulamazsan, ne yaparsın?" diye sordu. 

Hz. Muaz,

"O zaman, kendi görüşüme göre içtihad eder, hüküm veririm." dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz bundan son derece memnun oldu. Bu memnuniyetini şöyle ifade etti:

"Allah'a hamdolsun ki, Resûlullahın elçisini, Resûlullahın razı olduğu şeye muvaffak kıldı."

Hz  Allah c.c selamı rahmeti ; Feyzi ve Bereketi üzerimize olsun İnşallah.(amiin)

Not: 
FUKAHÂ (ﻓﻘﻬﺎﺀ) i. (Ar. faḳіh'in çoğul şekli fuḳahā') Fıkıh âlimleri, fıkıh ilminde söz sâhibi olan kimseler, fakihler

Cuma gününüz hayırlara vesile olmasını temenni ederim.

Emine İPEK

YORUMLAR

  • 0 Yorum