DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR
ACİL TEKLİFLER…
Halil MERT, NEVRUZ BAYRAMIMIZ VE BÜYÜK MİLLİ BİRLİĞİMİZ 1
YEREL SEÇİMLERE DÂİR…
DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR. ACİL TEKLİFLER…
Yazıyı açıklamaları ile https://youtu.be/KetR_uQz640 buradan izleyebilirsiniz.
Millî Cephe dağıldı mı diyelim yoksa her siyasi partide Millî insanlar var mı?
Siyaset toz-duman…
Kafalar hiç bu kadar allak bullak olmuş mudur geçmişte? Ya da Millî zemindeki
insanlar oy kullanmaya gitmeyecek kadar ümitsiz ya da làkâyt olmuş mudur?
Tüm siyasi partilerde tanıdıklarımız var, arkadaşlarımız var, akrabalarımız var.
Dostlarımız var. Dinliyoruz… Herkes çok haklı…
Ben bir süredir çıkar gruplarının siyaset eliyle devleti kendi menfaatleri için
sürekli yaraladığını görüyor ve önüne geçilmesi gerektiğini ifade ediyordum.
Ama ne gâm?
“Boş tencere hükümet devirir.” Bu cümle idealsiz, hedefsiz toplumlar için
geçerli. Azîz Milletimiz değerleri ile dirilmiştir. Peki, şimdi nasıl oldu da bu sonuçlar
çıktı ortaya…
Muhalefet susarak oy topladı. İktidar konuşarak oy kaybetti. FETÖ’nün belaltı
alışkanlıkları artık yemiyor.
Türkiye eski Türkiye değil.
Güneydoğu’da İslâmî duyarlılığı yüksek insanların çoğu dahî bölücü ve ateist
PKK ile birlikte hareket ediyor.
Tüm Ülkede tek başına Dindarlık’ın yeterli olmadığını görmeliyiz. Töre ve Millî
Terbiye, Devlete Sadàkât, Vatanseverlik gibi diğer değerlerinde gündemde olması
gerekmez mi? Kemalizm diye küçümsediğimiz sistemin okullarında verilen Millî Değerler
Bütünü ile bu gün verilenleri lütfen vicdanınızla değerlendirin. Kaldırılan tektip önlük
uygulamasının bile sosyal sonuçlarını birisi incelesin. Birisi bizim nesildeki idealizm ile
bu günün cemaat ve tarikatların dahi özgürce cirit attığı merdivenaltı okul, kurs vb.
serbest olduğu eğitimini sonuçları ile düşünsün artık…
FETÖ’nün devlet kurumlarında yaptığı olumsuz düzenlemelerin hiç biri
yeniden düzenlenmedi. Hala onların kurduğu liyàkâtsiz yapı devam ediyor. Savunma
Bakanı başta olmak üzere kimse bunu görmüyor mu? Kim yeniden düzenleyecek
peki?
Devlet ile siyasetin faaliyet alanları ayrıdır. Cumhurbaşkanımızın siyasi balkon
konuşmasını İletişim Başkanı mı duyurur, parti genel merkezi mi? İletişim Başkanı
“Sosyal medyada alan kaybettirmek yerine aslî görevin Psikolojik Harekâta kafa
yorsana… Bak insanlarımız el değiştiriyor. 12 Eylül Öncesi Adıyamanlı Ülkücü’nün oğlu
bu gün PKK ile. Dün PKK’nın katliam yaptığı köyler bu gün PKK için nara atıyor.”
YEREL SEÇİMLERE DÂİR… DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR ACİL TEKLİFLER…
Halil MERT, NEVRUZ BAYRAMIMIZ VE BÜYÜK MİLLİ BİRLİĞİMİZ 2
Tabii sizde cevap hazır.. 1990’larda asker polis dağa taşa “Ne mutlu Türküm
diyene” yazdı böyle oldu değil mi? Yahu “T.C.” ibaresini kaldıralı 15 sene oldu. Vicdan
artık…
Muhalefet yerel seçimleri çoklukla yerelden yönetti. Polatlı, Yozgat vd. Cumhur
İttifâkı açısından acı örnekler.. Daha önce de yaşanmadı mı benzer kayıplar? O’nun
yakın arkadaşı, bunun akrabası… Bu nedir Allah aşkına? Devlet bir grup idrâksizin çiftliği
mi?
Cumhurbaşkanımızın yakın çevresi olarak gördüğümüz insanlara yalvardık.
Kendisine birkaç ayrı kanaldan bilgi gitmeli. Meselâ eski arkadaşlarından bir
MÜRACAAT VE İSTİŞÂRE KURULU oluşturabilir. Cumhurbaşkanlığı’na danışman olarak
da atayabilir bu insanları… Bu heyet bazı CİMER Müracaatlarını da inceleyebilir.
Hâsılı Cumhurbaşkanımıza ulaşacak birden fazla kanal olmalı. Mevcut kişilere
AKPARTİ teşkilatları dahî güvenmiyor. Bunların başında da Hasan DOĞAN geliyor. Millî
insanların önünün kesilmesinde, makama ulaşamamada en baş sorumlu olarak bu kişi
söyleniyor. Son zamanlarda da bir Haluk BAYRAKTAR sorunu var.
Biz “DÜŞMANIN OKU DOSTU GÖSTERİR.” prensibince davranmaya devam
edeceğiz. Yeter mi? yetmez…
Artık açık, özel Millî Menfaatlerin icâbını yapmaktan, Millî İnsanları bir araya
getirmekten, maskeli, bir kısmı alenî münafık adamlara “DUR!” demekten başka
çaremiz yoktur. Bunun için artık tevazu zannettiğimiz sünepelik ve müràilikten
dönmeliyiz. Buraya kadar…
Cumhurbaşkanımız mutlaka yeniden düzenleme yapar diye umuyorum. Bunun
için öncelikle haber ve bilgi kaynaklarını çeşitlendirmelidir. Yoksa sahadan bilgilerin
doğru gitmediğini sadece ben düşünmüyorum.
Bu menfaatperest gruplar her tür yalan ve iftira ile AKPARTİ’deki Millî, fedàkâr
kişileri tasfiye edebilirler. Çünkü menfaatperest, liyàkâtsiz kişilerin ebedîlik hedefleri
yok ki… Ahiret İnancı zayıflamış kişilerin girdiği boya aldatıcıdır.
“İtibardan tasarruf olmaz.” diyerek israflarını alenileştiren tüm kadrolar
tasfiye edilmelidir. Yerlerine “Devlet malı, yetim malı..” diyen ve diyecek kadrolar
getirilmelidir. Bir adamın beş yerden maaş vb. almasının önüne geçilmelidir.
Farklı kılıklara girmiş FETÖCÜ’leri himaye edenlerde FETÖCÜ’lerle tespit edilip
tasfiye edilmelidir.
Adamcılık yerine devletimizin liyàkât, ehliyet, sadàkât sistemi
oluşturulmalıdır.
Ekonomi nereden bozuldu? Depremden çok önce bozulmuştu. Cumhurbaşkanımız
gerekirse Ali BABACAN dâhil çalışma arkadaşlarını bir araya toplamalıdır.
Cemaat/Tarikât-Hükümet İlişkileri devletimize de Cumhurbaşkanımıza da zarar
veriyor. Hele de bu yapıların siyasete ve kamuya baskısı ve dahli toplumu özellikle
YEREL SEÇİMLERE DÂİR… DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR ACİL TEKLİFLER…
Halil MERT, NEVRUZ BAYRAMIMIZ VE BÜYÜK MİLLİ BİRLİĞİMİZ 3
FETÖ İhàneti’nden sonra çok rahatsız ediyor. Gerçekten de bu grupların tamamının oy
oranı toplasanız ülke sathında %2 etmez. Sonra tüm mensupları emirle oy vermiyorlar.
Cumhurbaşkanımız mevcut Cumhur İttifâkı’nı genişletmelidir. Siyaset dışı
kalan farklı siyasi partilerden insanlar var. Akademisyenler var. Bürokratlar, medya
mensupları var. Bu insanlar da davet edilmelidir.
Parti içi farklı şeyler söyleyenlere, muhalefet edenlere, farklı tekliflere
Cumhurbaşkanımız kulak vermeli, değer vermelidir. Özellikle parti içi düşünce
gruplarından yararlanılmalıdır.
Siyaset-Devlet İlişkisi yeniden tanzim edilmelidir.
Sosyal olarak durduğumuz yerin doğruluğu, bizi toplum nezdinde her manada
haklı kılmaz.
“Nerede yanlış yaptık.” değil, “Nereyi düzeltelim…” diyerek yola çıkılmalıdır.
Geçmişte siyasi olarak işe yarayan kaba tarafgirlik, iftira ve şahıslar üzerinden
siyaset artık toplumumuza sevimsiz ve itici gelmektedir.
Çok konuşmak itici gelmektedir. Muhalefetin seçim sonrası konuşmalarında
“Sevinç gösterisi vb. yapmayın!” ricası vardı.
Muhalefet siyasetini çeşitlendirmiştir. Tüm bu mücadele şekil ve hareketleri de
doğru analiz edilmelidir.
Türkiye’de yerel seçimlerle genel seçimlerin psikolojisi farklıdır. Genel
seçimlerde Millî menfaatler ve bekâ kaygısı ile oy veren halkımız yerel seçimlerde ders
vermek gibi bir hesapla hareket etmektedir. Ancak her seçim sonucu ülkemizin
uluslararası zemindeki pozisyonunu ve gücünü doğrudan etkilemektedir. Dost ve
düşman ülkelere bizden giden mesajdır seçim sonuçları… Bunu da gerek siyasilerin
gerek halkımızın vicdanına arz ediyorum.
Strateji ve Yönetim Uzmanı
Emekli Yarbay Halil MERT
YORUMLAR