Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
E. Yarbay Halil Mert

E. Yarbay Halil Mert

hmert@haberpars.com

BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU.

26 Nisan 2024 - 13:11

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 1
SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE


TEKLİFLER

Savunma Sanayii; Türk Devletleri Teşkilâtı, Osmanlı Milletler Topluluğu ve D-8
Ülkeleri içinden seçilecek devletlerle büyük bir üretim birliğine, bu birlik uluslararası
müttefikliğe dönüşebilir.
Bu büyüme liyàkâtli kadrolarla olur.
Bu konudaki değerlendirmem aşağıdadır.
SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL GÜÇ OLMAK İÇİN LİYÀKÂTLİ, FEDÀKÂR VE MİLLÎ

KADROLAR ŞARTTIR.

Değerlendirmem açıklamaları ile https://youtu.be/pKUGeDA_c1M buradadır.
2023, 2053, 2071....
İçerik? Kim dolduracak?
Yeniden tertiplenme zamanı...
Liyàkât, Ehliyet, Sadàkât, Feràset.. Fedàkârlık... Kamuda aranması gerekenler...
Kamudaki yönetici kendi içinden kadro yetiştiremiyorsa işini yapmıyor demektir.
Gayretleri bilerek ya da bilmeyerek akâmete uğratanlar hesap vermeli ve derhal
uzaklaştırılmalı..
SSB İÇİNDEKİ ŞİRKETLER BİRBİRİNİN İŞİNİ ZAMANINDA VE TAM YAPIYORLAR MI?
Kamuda referans olanlardan imza istenmeli ve özgeçmiş özeti bizzat
dinlenmelidir.
Savunma Sanayii Cumhurbaşkanımızın Büyük Türk Milleti önündeki en önde
yüzakıdır. Millî İràde şahsının duruşu ile varlık göstermiştir. Bunu göremeyenler
CAHİLDİR.
"Bize oy kazandıracak şeyler söyleyin." diyen adamlar ülke projelerinden, proje
üretenlerden bì'haber... Nasıl olacak?
Hàlà FETÖ tarzı belaltı, sığ, ötekileştirici siyâset yapanlar bu günden gàfildirler.
Derin Millet ve Devlet aklı Cumhurbaşkanımız ile... Liderlik vasfı ile bu imkân Millî
Cephede en iyi R. Tayyip ERDOĞAN ile değerlendirilebilir.
Yıkıntılarla mı?
Pansuman tedbirlerle mi?
Yeniden yaparak mı?
Tercihimiz bizi kurtaracak..
Derin Millet ve Devletimizin büyük aklı bizimle iken yeniden tertiplenme ve
teşkilatlanma şarttır.

KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU. HANGİ ÜLKELERLE?

ŞARTLAR/HÂL TARZLARI? SAVUNMA SANAYİİ..

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU..
KİMLERLE?

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 2
HANGİ ÜLKELERLE?
ŞARTLAR VE HÂL TARZLARI…
Yazıyı açıklamaları ile https://youtu.be/iAKvXLr0zOg buradan izleyebilirsiniz.
Birlikte çalışılacak ülkeler jeostratik ihtiyaçlarla belirlenir. Yönetim şekli ya da
ideolojik-siyasi durumları ile değil.
Muharebe sahası ihtiyaçlarını üretici şirketler değil, savaşan muharipler belirler.
Savunma Sanayii stratejiktir. Sivil/Özel şirketlerin inisiyatifine bırakılamaz.
Savunma Teknolojileri ve üretimi KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRETİMİN önünü
açacaktır. Üretime katılacak ülkeler arasında Yatırım ve Kalkınma Bankası kurulmalı..
Üretim ortaklığı diplomatik ve siyâsi ortaklığın ve birlikte karar vermenin önünü
açacaktır.
Savunma Sanayii muharebe sahasıdır. Torpil, iltimas, adamcılık olamaz.
Personelini yetiştirmek amirin görevidir. Kamu Şirketlerinin yöneticileri
sorumluluk almalıdır. Devlet yatılan, istismar ve ahbaplıkla yer tutulacak bir yer
değildir.
Unutmayalım ki DEVLET MALI YETİM MALI..
Yeniden tertiplenme zamanı...
Liyàkât, Ehliyet, Sadàkât, Feràset.. Fedàkârlık...
Kamuda aranması gerekenler...
Referans olanlardan imza istenmeli ve özgeçmiş özeti bizzat dinlenmelidir.
Kamudaki yönetici kendi içinden kadro yetiştiremiyorsa işini yapmıyor demektir.
Gayretleri bilerek ya da bilmeyerek akâmete uğratanlar hesap vermeli ve derhal
uzaklaştırılmalı..
Savunma Sanayii büyük bir mefkûrenin sonucudur. Zayıflatılamaz.
Savunma Sanayii MİLLÎ GÜÇ unsurudur.
Cumhurbaşkanımız R. Tayyip ERDOĞAN ile Savunma Sanayii çok büyümüştür.
Yerlilik oranı çok yüksektir. NATO hız kaybetmiştir.
Derin Millet ve Devlet aklı Cumhurbaşkanımız ile... Liderlik vasfı ile bu imkân Millî
Cephede en iyi R. Tayyip ERDOĞAN ile değerlendirilebilir. Derin Millet ve Devletimizin
büyük aklı bizimle iken yeniden tertiplenme ve teşkilatlanma şarttır.

TEKLİF VE DEĞERLENDİRMELERİMİZ AŞAĞIDADIR.
Cumhurbaşkanımız “2023, 2053, 2071” dedi.
“Hedef yıllarımız.” dedi...
Bu hedeflere ulaşmak için atılması gereken adımlar, yapılması gereken işler
nelerdir, kimlerle ve hangi ülkelerle hareket edilmelidir?

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 3
ABD, İngiltere, Fransa gibi güçlü, emperyalist ülkeler dahi büyük yatırımları,
stratejik savunma konseptlerini alternatifli ve birlikte yapmıyorlar mı?
Meselâ F-35 Projesi...
Hangi ülkeler var bu projede?
ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Avustralya, Norveç, Danimarka, Kanada, İsrail,
Japonya, Güney Kore, Belçika ve Singapur, Almanya…
Nedenlerini ve ülkelere faydalarını lütfen düşünün..
Hedeflerimiz olmalı…
Sınırlarımızın ötesine taşmış mücadelemiz için, sınırlarımızın ötesindeki
dostlarımızı müttefikliğe taşımak gerekmez mi?
Kalkınmakta olan ülkelerle savunma sanayisinde belirlenen ürünler üzerinden
üretim, tasarım ve teknolojik eğitim odaklı sistemin kurulması ve paydaş ülkeler
arasında bir ortak girişim oluşturulması gerekmez mi?..
Öncelik ortaklar olmak üzere kalkınmakta olan müşteri ülkelerin ihtiyaçlarını
karşılayacak Türkiye Yüzyılı girişimi…
HEDEF SAVUNMA SANAYİİ İLE BAŞLAYAN TÜRKİYE YÜZYILI GİRİŞİMİ
SAVUNMA SANAYİİ ÖRNEKLİĞİNDE DOST VE MÜTTEFİK ÜLKELERLE TARIM BAŞTA
OLMAK ÜZERE BİRLİKTE ÇALIŞILABİLİR.
SAVUNMA SANAYİİ’NDE YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ ÜRÜNLERİ:
Milli Muharip Uçak (KAAN), Uçak Gemisi, MİLGEM, Hava Savunma Sistemleri, STM-
500 Denizaltısı, Atak-II Helikopteri, Hürjet Eğitim Uçağı/Silahlı Yakın Hava Destek
Uçağı... Bunları devletimizin SSB bünyesindeki şirketleri yapıyor. İsterlerse BAYKAR
gibi, NUROL gibi özel şirketlerde oluşturulacak uluslararası ortaklık ve çalışmalara
katılabilirler. Ancak karar verici kamu tarafı olmak kaydıyla…
Yeniden keşfetmeye gerek yok. Büyük güçler nasıl yapıyorsa dikkate alınmalıdır.
Savunma Sanayii üretimini uluslararası yatırım ve üretim şirket/ajansı oluşturup
aşağıdaki ülkelerle birlikte, ihtiyaçlarını da dikkate alarak üretmek…
Hedef budur…
HANGİ ÜLKELER?
Seçilen ülkelerde yönetim şekli ve ideolojisine bakmak uygun bir hareket tarzı
değildir. ABD, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Savunma Sanayii’nde üretici
ülkeler müşteri ya da birlikte çalıştıkları ülkelerde karşılıklı menfaatlerini ve
bağımlılık oluşturmak istedikleri ülkeleri Millî menfaatleri penceresinden bakarak
seçiyorlar.
Geleceğimiz dostlarımızla daha güçlü olacaktır. Birlikte yatırım yapmak, maliyet
ve riskleri dağıtacaktır. En önemlisi de ilgili paydaş ülkeleri birçok zeminde birlikte
hareket etmeye zorlayacaktır.
Savunma Sanayii Ortak Girişimi Kurucu Ülkeler Türk Devletleri Teşkilatı, Osmanlı
Milletler Topluluğu ve D-8 Ülkeleri dikkate alınarak önerilmiştir.

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 4
KURUCU ÜLKELER (Önerdiğim Ülkeler):
Türkiye, Endonezya, Malezya, Pakistan, Azerbaycan, Katar, Suudi Arabistan,
Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Nijerya, Bangladeş, Macaristan, Hatta Irak,
Libya…
Türkiye öncülüğünde Ortak girişim belirlenen projeleri, girişim ortaklarına,
ortakların taleplerine, ortaklık payları ve katılımlarına uygun olarak, ortaklık dışındaki
talepleri de dikkate alarak, üretim pazarlama ve satış organizasyonunda öncelikle 100-
120 Milyar USD sermayeli bir Yatırım Kalkınma Bankasının Finansman amacıyla
kurulması sağlanacak ardından, 3-6 trilyon USD’lik iş hacmi ve en az 100.000 adet
muhtelif ürünün müşterek geliştirilmesi ve üretimi sağlanacaktır.
Üretim yeter mi?
Elbette hayır!
Lojistik, bakım, idâme, personel ve orduların eğitimi… mevcut silah
sistemlerine entegrasyon… Bunların tamamı Türkiye’nin öncülüğünde
yürütülecektir.
Ortak girişim tarafından aşağıdaki fabrikaların ortak ülkelerde kurulması ve bu
fabrikalarda;
Jet, Helikopter, Gemi ve Denizaltı motorlarının Tasarımı ve Üretimi,
Çip tasarımı ve üretimi,
Optik Mercek ve Elektro-optik Sistemleri Tasarımı ve Üretimi,
Nitelikli Çelik ve Özel Alaşımlar, Uçak Alüminyumu ve Titanyum Üretimi yapılmış
olacaktır.
Sorunumuz KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETMEK değil miydi?
Gelişmiş dünya gibi Türkiye ve ortaklarında da sanayii ve üretime savunma sanayi
öncülük edecek ve ürün üretecek.
Bu üretimler diğer sanayii alanlarına da hizmet vermez mi? Tabii ki verir.
Kurulacak banka sektöre katkı sağlayacak tüm girişimlere destek verecek.
İş sırası da zor değil.
Ortak girişim ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları ile ön mutabakat
muhtırasının imzalanması ve projenin uluslararası kamuoyuna duyurulması…
Ortak ülkelerde en az birer fabrika veya bir Askeri tersane kurulacağının
açıklanması,
Her ülkenin alacağı talepleri, üretimdeki payı gibi hususların ön muhtırada
belirtilmesi.
Ortak girişim ülkeleri ile üniversite ve teknik eğitimde dönüşüm ile nitelikli
istihdam oluşturma projesinin açıklanması, üretimin teknik ve iş gücü desteğinin
planlanması.
Projenin tamamında muhtemelen 100-150.000 mühendis ve 500.000 teknisyenin
görev alacak olması, yardımcı sanayi ile birlikte en az üç milyon kişiye istihdam
sağlanacağının açıklanması. Bu yönü ile varsa BM fon ve desteklerinden talep
oluşturulması. İstihdam yönüyle proje ayrıca sosyal bir projedir.

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 5
Türkiye’deki seçkin 50 üniversite ve girişim ülkelerinden en az 100 üniversitenin
ortak müfredat uygulayacağının ve öğrenci ile hoca değişimlerinin gerçekleştirileceğinin
açıklanması. Proje vesilesi ile eğitimin entegrasyonu.
Ortak müfredata sahip mühendislik öğrencilerinin başarı durumları dikkate
alınarak son sınıftan itibaren aday mühendis olarak maaş almaya başlamaları ve iş
garantili eğitimden geçeceklerinin açıklanması.
Proje kapsamında başlangıç olarak 100 Milyar USD sermayeli bir Yatırım Kalkınma
Bankasının 2025 içerisinde kurulacağının açıklanması.
4 Trilyon USD’lik bir ekonomik proje, 100 Milyar USD’lik bir Yatırım Kalkınma
Bankasının Kurulması ve yaklaşık 3 Milyon teknik personelin istihdamın
oluşturulması ülkemizin ve bölgenin gelecek vizyonunun göstergesi olacaktır.
Proje lansmanı sonrasında para piyasaları ve borsalarda olumlu etkilerin
oluşacaktır.
Faizlerdeki düşüş desteklenecektir.
Yurt içi ve yurt dışı yatırımcılarda oluşan güven sonucu ülke geneline hızlı fon
girişleri olacaktır.
Borsada savunma, teknoloji, kimya ve demir-çelik hisselerinde ciddi alımlar
gerçekleşecektir.
2023 seçimlerindeki “TÜRKİYE YÜZYILI” söylemi güçlenecek. Daha da önemlisi
ete-kemiğe büründüğü için siyasetin kamu ve halk nezdinde itibàrı artacak, Türkiye’nin
uluslararası arenada etkinliği de yükselecektir.
2024 sonrası orta ve uzun vadeli muhtemel ekonomik ve politik etkilerine gelince;
2026-2035 yılları arasında tam sanayileşmiş ilk 7 ülke arasına girilmesi, 2040 senesine
kadar ise ilk 5’e girilmesi, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeliği için güçlü
bir pozisyona ulaşması değerlendirilmiştir.
Bu gün Türkiye ve ortak olarak önerdiğimiz ülkelerde halkta oluşan çaresizlik hâli
ibrettir. Bundan medeniyetimizin kurtarılması hizmetlerin en büyüğüdür.
Geçmişte yerli savunma sanayii başarısız gösterilerek bizzat Adnan MENDERES gibi
bir insana tasfiye ettirilmiştir. Aynı şekilde 1977 yılında eğitim uçağı üretimi
girişimlerimiz İtalya ile başlamış, İngiltere ile sözde devam ederken tasfiye edilmiştir.
Hâlihazır ülkemizde 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonra uygulanan ambargo ile
Merhum Necmettin ERBAKAN öncülüğünde adeta GÜMÜŞHÂNEVÎ Hz.nin vasiyeti
ASELSAN, HAVELSAN gibi şirketler kurulmuş, bunları ROKETSAN, TUSAŞ gibi yerli
şirketler devam etmiştir.
TÜBİTAK başlı başına bir değerdir.
Bu gün savunma şirketleri ne kadar verimlidir?
Atanan yöneticiler kurumsal hafızaya ne kadar vakıftır? Bu şirketler ehil ellere
emanet midir? FETÖ bu şirketlerde cinayetler işletti. Bu şirketlerde Millî sırlarımız
vardır. Her çalışan maddî, manevî karşılık bekler. Şu anda bu şirketlerde ikbâl

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 6
görmeyip, yurtdışına giden, başka şirketlere giden teknik adamlarla ilgili bir çalışma var
mı? Birbirine verdikleri işleri bitirme zamanları ve başarı oranları nedir? Meselâ TUSAŞ,
ASELSAN’a verdiği işlerden memnun mu?
Şimdi Muhterem Cumhurbaşkanımızın vicdanına arzım… Şu anda savunma
şirketlerinin yöneticileri ve yönetim kurulları konularına ne kadar vakıftır? Millî
Mücadelemize inanan adamlar mıdır? Bu adamlar kendilerine referans olan kişilere mi
bakıyorlar yoksa ülkemizin Millî menfaatlerine mi?
Buralar gerekli sorumluluk duygusu ve Millî Bilinç ile yönetilmez ise, kurduran
Necmettin ERBAKAN’ın en değerli talebelerinden R. Tayyip ERDOĞAN eliyle tasfiye
ettirilebilir, el değiştirebilir, geçmişin kamu sektör fabrikaları gibi bedelinin çok altında
kamunun ve Savunma Sanayimizin elinden alınabilir..
Kim olur bunun sorumlusu?
Savunma Ortak Girişimi İş Aşamalarını da şöyle değerlendiriyoruz.
1. Hükümet ve Devletlerin Adımları. Müşterek Proje Ofisi’nin teşekkülü. Burada en
büyük tuzak başta Türkiye olmak üzere görev yapacakların ahbap ilişkilerinden
teşekkülüdür. Bu cinayet olur. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, O’nun
omuzdaşları bizler ve bizlerle beraber Aziz Türk Milleti bu tarz liyàkâtsiz, ehliyetsiz,
sadàkâtsiz atamaların bedelini aslında çok ağır ödüyoruz. Bu konu feràsetinden emin
olduğum Aziz ve münevver milletimizce takip edilmelidir. Bu ofis çekirdektir. Buradan
kocaman bir çınar çıkacaktır.
2. Devletlerarası Anlaşmanın Hükümetler tarafından imzası.
a. Devletlerin sorumlu firmalarını belirleyerek görev bölüşümlerini
tanımlamaları. Burada devletlerdeki özel şirketlerde görev alabilirler. Mahiyet itibâri
ile savunma şirketleri olmaları da gerekmiyor. Üretici ve teknoloji şirketleri olmaları
kanımca yeterli olur. Çünkü üretime katılacaklardır.
b. Hükümetlerin Ortak Girişime Resmi Satın Alma Emirlerini Yayınlamaları
(kesin ve opsiyon siparişler)
3. Ülkelerdeki İlk Kuruluşların yapılması
a. Ortak Kuralların Belirlenmesi ilgili Kurumların İhdâsı
b. Müşterek Proje Ofisleri’nin ve Ofis Temsilciliklerinin Kuruluşuu (İlk kurulan
Merkez Ofis Türkiye’de koordinasyona vetakibe devam edecektir.)
4. Fonlama ve Finansman Yönetimi:
a. Devlet Borçlanma Kağıtlarının Katılımcı Ülkeler tarafından tahsisi
b. Yatırım ve Kalkınma Bankası’nın Kurulması, Şubelerinin Ülkelerde İhdâsı ve
Kredi Dağıtım Modellerinin Oluşturulması
5. Halka Arz:
a. Banka ve yatırım için Mali Değerleme Yapılması ve Hisse Başı Fiyatın
Belirlenmesi
b. Halka Arz Oranının Belirlenmesi, Üye Ülkeler ve Uluslararası Finans
Piyasalarında Halka Arz İşleminin Alınması
Ülke Bazında Organizasyon Yapısı:

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 7
Örnek Ülkemiz olsun. Misal; Havacılık Projeleri için; ana yükleniciler TUSAŞ ve STM
olabilir. Alt Yükleniciler, ASELSAN, ROKETSAN, STM, BAYKAR, TEI, ASPİLSAN olabilir.
Projelere destek veren koordinatör Bilimsel Enstitüler; TÜBİTAK ve altındaki kuruluşlar
olabilir. BİLGEM, MAM, SAGE gibi. Projelerde çalışacak Üniversiteler YÖK ile koordineli
planlanabilir. Bu üniversitelere sorumluluklar verilebilir. Mesleki Teknik Eğitim
anlamında MEB, OSB Yönetimleri ve Sanayii Bakanlığı bileşenleri, Savunma
Şirketlerimizin meslek edindirme organizasyonları sorumluluk alır.
İnsan Kaynağı Modeli’ne gelince; Üniversite, yüksekokul ve teknik liseler son iki
sınıflarında ilgili fabrika ve üretim yerlerinde staj yapmalı, bitirme tezleri yapacakları
görevlerine göre planlanmalıdır.
Her türlü mücadele ehil ve fedàkâr kadrolarla olur. Savunma Sanayii’nde
kadrolar içinden yetişmiş kişilerle teşekkül etmelidir. Bu hem ehliyet hem de
emniyet yani devlet güvenliği açısından şarttır.
Savunma sanayiinde karar vericilerin ve tepe kadroların üniversite referansı ve
payeleri gerekçesi ile dışarıdan belirlenmesi uygun değildir. Bu gün bir tane proje
yönetmeden, fabrika görmeden profesör olmuş maalesef insanlarımız vardır. Hele de
FETÖ tahribatlarının hiçbir kurumda telâfi edilmediği şu günlerde Sayın
Cumhurbaşkanımız imzalı ve özgeçmiş özetine vukûfiyeti olmayan hiç kimsenin
referansını kabul etmemelidir.
Genel olarak;
Dışişleri, büyükelçilik ve temsilcilikler kamu ve özel şirketlerimizin yurtdışında iş
takiplerini yapmalıdır.
Kamu Şirketleri yöneticileri, işleri, projeleri ve personelleri ile ilgili teklif
yapmalı, sorumluluk almalıdır. Kendi emrindeki adamı yetiştirmek, üst görevlere
hazırlamak kimin işidir? Bir kamu yöneticisi emrindekilerden değil de dışarıdan
birilerini teklif ediyorsa -hele de bir iki yıl çalışmış olmasına rağmen hâlâ bunu
yapıyorsa- Cumhurbaşkanımız buradaki beceriksizliğini ilgili tepe yöneticisine
sormalıdır.
Savunma sanayi gerek devletin gerek siyasetin elindeki kozların en başında
gelmektedir. Asker Millet vasfını koruyan milletimiz savunma sanayine ve askerine çok
değer vermektedir. Bu itibarla SSB ve kadroları şunun bunun adamı değil, devletin
adamı olduğunu asla unutmamalıdır. Buna uygun olarak da gerek vatandaşlarımıza,
gerek uluslararası dış dünyaya etkin mesajlar verebilmelidirler.
CUMHURBAŞKANIMIZLA YAŞADIĞIMIZ ŞU SÜREÇTE; NATO
YAVAŞLAMIŞTIR. BİZ BÜYÜK BİR HIZLA YÜRÜYORUZ.
Tekli, ikili sistemlerden çoklu sistemlere ve üretim şartlarına geçmeliyiz. İlgili
ülkeler gücü kadar ortak olsun. Üretimdeki bağımlılık siyasi bağımlılığa, birlikte karar
vermeye gidecektir. Bu diplomasi ve etkinliğimize doğrudan tesir edecektir.

SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU

Halil MERT, SAVUNMA SANAYİİNDE KÜRESEL ETKİNLİK VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONU 8
Cumhurbaşkanımıza akıl verdiğini düşünen bazı MYK Üyeleri ve ARGE-Komuoyu
araştırmacıları “BİZE OY KAZANDIRACAK ŞEYLER SÖYLEYİN.” diyerek gerçek manada
oy da saygınlık da, Millî Birliğimize katkı da kazandıracak programları dinlemiyorlar
bile.. Dinleseler de anlayacaklarını sanmıyorum. Onlar FETÖ’den kalan belaltı sığ ve
ucuz siyasetle toplumu maniple ederek oy alacaklarını zannediyorlar. Televizyonlarda
hâlâ ısrarla sığ tartışmalara toplumu çekmeye çalışanlar ne muhalefetteki dönüşümü,
ne ülkenin gerçek taleplerini, ne gençliği, ne de sokağı okuyamıyorlar. Görünen o ki
onlar kolay ulaştıkları büyük menfaatlerinden vaz geçmek istemiyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanım ve Aziz Milletim…
Karar zamanı..
Mevcut yıkıntıları ve bozulmuşlukları muhafaza mı?
Tahribatı onararak, makyajla ve pansuman tedbirlerle devam mı?
Yoksa yeniden daha prensipli, şeffaf, àdil, liyàkât, ehliyet, sadàkât, fedàkârlık
gibi umdelerle yapılanma mı?
Bunu cephemizde yapabilecek en güçlü ve tecrübeli lider sizsiniz. Devlet aklı
ve derin millet size arkasını dönmedi…
Şunu biz sizin dava kardeşleriniz üzülerek görüyoruz. Ana muhalefet Millî
değerlerimizi kullanarak, ötekileştirme tuzağına düşmeden toplumda yer tutmaya
çalışıyor. Derin Millet, bizimle olan, bizden yana olan kanaatlerini değiştirmeden biz
gerekli dönüşüm ve tedbirleri almalıyız.
Savunma Sanayi ile başlayan küresel ortaklıklarımızı diğer alanlarda da süratle
oluşturup ülkemiz ekonomisine, sanayiine ciddi katkılar sağlayabiliriz.
Saygı ve dua ile arz ederim.
Strateji ve Yönetim Uzmanı
Emekli Yarbay Halil MERT

YORUMLAR

  • 0 Yorum