Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Dr. Halise Heves Özyılmaz

Dr. Halise Heves Özyılmaz

halise@haberpars.com

BEYİN VE İŞLEVLERİ.

23 Haziran 2022 - 21:41



Beyin vücudumuzun en ilgi çeken ve en karmaşık organıdır. 

Kalp gibi atmaz, akciğer gibi genişleyip sönmez, acımaz, diğer organlarımıza benzemez.   

Kafatasımızın içinde ortalama 1400 gr ağırlığında, sinir hücrelerinden oluşan, düşünce, duygu ve hareketlerimizi kontrol eden  yönetim merkezimizdir.   

Yapısında tuz, yağ su ve protein bulunur. Amacı organizma olarak bizi hayatta tutmaktır ve bunu yüz milyar nöron yani sinir hücresinin iletişimi ile gerçekleştirir.   

Dış dünyadan gelen uyarılar sinyaller olarak synapse denilen bağlantılarla beynin uygun bölümlerine iletildiğinde, değerlendirilir, ayrıştırılır, eldeki eski verilerle birleştirilir, karşılaştırılır ve kullanıma hazır hale gelir.   

Beyin, her ne kadar farklı bölümlerinin farklı işlevleri olsa da aslında bütünsel olarak işler. Konnektom denilen sinir ağı tüm beynimizin içindeki nöron ve glia hücrelerini kaplar.   

Beynin nasıl çalıştığı benim hep çok ilgimi çekmiş, hep onu çok iyi anlamak istemişimdir. Sanki bilirsem çalışmasına bir katkıda bulunacakmışım gibi hissederim, komik ama his işte bu.   

Çok genel hatlarıyla sizlere de aktarmak istedim, elbette çok iyi bilenler vardır, naçizane en basit haliyle bilmeyen ve merak edenler için derledim…. 

Bölümlere ayırırsak; 

1) aşağıdan yukarı doğru en önce oluşan ve altta olan bölüm beyin sapı sürüngen beyin (reptilian) diye geçer ve adından da anlaşılacağı gibi yaşamsal kontrol merkezimizdir. Solunum, kalp hızı, kan basıncı, yutma ve kusma reflekslerimizin yönetildiği bölümdür.   

2) Cerebral cortex kıvrımlardan oluşan dış yüzey kısımdır, iki yarı küreden ve bu küreleri bağlayan corpus callosum dan oluşur. Bu yarı küreler de 4 lobdan oluşur.   

Frontal lob (ön lob) düşünme, planlama, problem çözme, kısa dönem hafıza ve hareket gibi çok önemli görevler üstlenir. Parietal loblar duyusal verileri işler. 

Temporal loblar koku ses ve tat duyularından gelen bilgileri işleme merkezidir, aynı zamanda hafıza deposu olarak da işlevi vardır. occipital loblar gelen görüntüleri işleme fonksiyonuna sahimg2ptir...

3) Cerebellum yani beyincik de motor hareketler, duruş, denge gibi çok önemli fonksiyonlara sahip olan bölümdür.  

Beynimizin sağ yarı küresi sezgisel, yaratıcı ve bütünseldir, sol yarı küresi ise realist, mantıksal, parçaya odaklı ve sayısaldır. Nöronların arasındaki boşluklar yani sinapslar nöronlar arası ilişkiyi ve nörotransmitterlerın geçişini sağlar.   

Böylece alıcı ve verici nöron birbirine mesajı iletmiş ve iletişim sağlanmış oluyor. Kendi başına ne yapacağını bilemeyen tek organımız olan beynimiz geri bildirim yoluyla öğreniyor ve parmak izi gibi kişiye özgü ve subjektif olarak bizi biz yapmış oluyor.    

Bazı özel işlevleri olan çok duyduğumuz bölümler; talamus duyulardan gelen verileri serebral korteksdeki ilgili kısıma yollar, hipotalamus duyguları kontrol eder, vücut ısısı yeme uyuma gibi temel dürtüleri kontrol eder, hipokampüs hafıza ile ilgili bölümdür, amygdala tehlikeyi hesaplayan ve korku panik ve endişe ile ilgili duyuları yönetmekle ilgili bölümdür, insula (insular cortex) vücut ve zihnin entegre olduğu bölüm, insan olmanın gereklilikleri burada hissedilir, adalet duyguları, beğenmeme, iğrenme gibi duygular burası ile bağlantılır, ayrıca bağımlılıklar ile ilgili çok önemli bir yerdir. 

Broca’s alanı konuşma ile ilgili bölüm, akkumbens çekirdeği de ödül merkezidir beynimizin, o nedenle yine bağımlılıkları anlamak ve belki de çözmek için bolca araştırma yapılsa çok yararlı olabilir insanlığa. 
    
Beyin bebek doğduktan sonra ilk aylar ve ilk yıllar çok hızlı gelişiyor, elbette çevre faktörünün özellikle annenin rolü çok büyük bu gelişimde. Daha çok uyarana maruz kalan beyinde sinapslar ağaç dalları gibi gelişiyor, zeka ve algı yükseliyor.   

Buraya kadar olan bilgiler çok normal ama sürpriz şu ki; beyin sadece belli yaşlara kadar değil yaşam boyunca gelişebiliyor. Beyinde yeni yollar, patikalar açılabilmesi ya da tam tersi kullanılmayan patikaların kaybolması yani sinapsların budanması da söz konusu olabiliyor.   

İşte benim de ‘bilirsem işime yarayabilir diye düşündüğüm bölüm de burası belki de: Beynimizdeki bağlantı hatlarını geliştirebilirsek, kapasitemizi becerilerimizi artırabiliriz, hatta alışkanlıklarımızı da yönetebiliriz, beyni zorlamak onu işlemek üzerinde çalışmak gerekiyor.   

İşte bu şekilde DNA’da değişiklik olmadan stres, beslenme, egzersiz, öğrenme, çalışma, yeni deneyimler, hobiler gibi çevresel koşullardan etkilenen beynimizde RNA da kalıtsal değişiklikler oluyor ve bu sonraki nesle de aktarılıyor. 

Bu bilim dalının adı ise Epigenetik. 
    Bence son nefesimize kadar gayret etmemiz gerekiyor. 

Sevgiyle kalın,
 Dr. Halise Heves Özyılmaz

YORUMLAR

  • 0 Yorum