BİTTİ Mİ? BİTMEDİ... TIRNAKLARINI BİLİYORLAR!
Önemine binaen 3 sene önce yazılan bu yazıyı affınıza sığınarak sıcak tutulması ve unutulmaması adına değiştirmeden aynen istifadelerinize sunuyorum.
.........
Bu başlığı 15 Temmuz 2020 de yâni nerede ise tam bir yıl önce atmış ve
Bitmiyor...
Bitmez...
Alınan tedbir...
Yapılan baskınlar...
Uzadıkça uzayan mahkemeler ile ne FETÖ nede FETÖCÜLÜK biter. Âdeta lastik gibi uzadıkça uzar. Öyle bir zaman gelir ki bu zındıka grup, şer ordusu ile dişini tırnağına koyup mücadele edecek adam bulamazsınız."
demiş idik. Köprünün altından çok hem de çoooook sular aktı, akmaya da devam etti ve ediyor. Düşman, şer grupları ve cephesi artık tek değil birler yan yana gelmiş 111 yâda 4444 kuvvetinde.
Cumhuriyetin kurulduğu ve çok partili sisteme geçildiği tarihten günümüze gelinceye kadar ülkeme ve insanımıza tasmayı geçirip ipini de eline alıp ülke ve ülke insanını istediği gibi, istediği yere çekmeye çalışan içerideki ve dışarıdaki menhus ruhlar, ihtilal ve ihtilalcilerin döneminin kapanması ile artık ülke içindeki gayelerini KAHPECE ve BİZANS OYUN ve ENTRİKALARI ile değil yüzümüze DİREKT OLARAK söylemekten utanmıyorlar.
Herşey; Biden'in,
"ERDOĞAN'I DEVİRECEĞİZ!!!" sözüyle başladı.
Sonra...
Sonrasında işaret fişeği yanmış mesaj alınmıştı.
Ayakta...
Uyuyan...
Uyudu numarası yapan-avam lisanı ile TİLKİ BAYILMASI YAPIYOR- kripto hücreler EMRET CONİ!! deyip esas duruşları ile normal yurdum insanının deyimi ile ÇAKI GİBİ SELAM VERMEYE başladılar.
Sonra?
İşte asıl oyun...
Asıl oyuncular tezgahlarını şimdi açtılar ve pazarlarında bağırmaya başladılar.
OYUN BAŞLADI.
Ve sırası ile;
-CHP'liler darbe istedi.
-Emekli generaller bildiri yayınladı.
-Viranşehir savcısı harekete geçti.
-Akşener, Rize'de provokasyona kalktı.
-AA muhabiri ise Karlov benzeri bir suikast yapmak istedi. Yönetimi kandırabilseydi eğer basın toplantısını canlı yayınlatacaktı. Kıyameti böyle koparacaklardı. Olmadı...
Yapamadı(lar)...
Herşey Hollywod senaristlerinin senaryoları gibi en ince detaylarına kadar yazılı idi. Senaryo yazılmış, vitrindeki bayatlamış, eski tüfek star(!) oyuncularının yanına, dizinin reyting oranlarının yükselmesi için mafya babalarına da yeni roller verilerek dâhil ediliyordu.
Hulâsa her şey planlı ve programlı gidiyor.
Senaryoya yeni aktörler ve yeni starlar(!) ilave edildi. Tabii ki dekorda değişti. Dubai'de Türkiye için bir masa kuruldu. Kim kurdu ve kim(ler) yönetiyor? Elbette, dün olduğu gibi bugün de CIA ve MOSSAD yönetiyor.
Finansal kaynaklarını da hazırladıkları devasa kostümler ile bütçelerini de ABD ve diğer Avrupa ülkeleri yapıyor. Satın aldıkları gazetecileri, siyasetçileri de masaya dâhil ettiler.
Savaş başlamıştı.
Artık herşey mübah.
Yapılan tüm eylemlerden daha başka ve korkuncu olabilir mi? Bundan başka daha neler yapabilirler?, diyebilirsiniz. Bundan sonrası ne olabir ki? diyebilirsiniz.
Bundan sonraki operasyonların da herşey olabilir.
Yeter ki, kaos olsun...
Yeter ki, umutsuzluk olsun...
Yeter ki,YETER ARTIK denilecek son duruma getirilsin.
Yakında, pekâlâ
KANLI ve BOMBALI EYLEMLER ve SUİKASTLARDA OLABİLİR.
Niçin?
YETER Kİ ERDOĞAN GİTSİN.
Sonrasında ne olmuş şer cephesi ve onların figüranlarının, MENHUS ve İHTİRASLI GRUBUN HİÇ AMA HİÇ UMURUNDA DEĞİL. Yeter ki otarite yâni hükümetlerin iktidar olduğu lâkin MUKTEDİR OLMADIĞI dönemler gibi olsun istiyorlar.
Zira onlar için ülkedeki istikrar ve huzur önemli değil. Tıpkı bir tartışma programında ressam ve milletvekili Bedri BAYKAM " KEŞKE KOALİSYON HÜKÜMETLERİ OLSA" dediği gibi.
Evet nerede ise bir yıl önce 15 Temmuz 2020 tarihinde
"BİTTİ Mİ? BİTMEDİ...
TIRNAKLARINI BİLİYORLAR!
diye başlık atmışız.
4 mayıs 2020 tarihinde de
Bugün, kimin ya da kimlerin söylediği hiç ama hiç önemli değil.
Görünen...
Gördüğüm o ki:
BİRLİK VE BERABERLİĞİN ZİRVE NOKTASINDAYIZ. demişim.
Evet kim ne derse desin, güçlerini bir çatı altında birleştirenler kadar içeride birlik, beraberlik ve kardeşlik hasletlerinin devam etmesini gayreti içinde olanlarda elbette var.
Oldu...
Olacak.
Onlarda tüm gayretleri ile
BİRLİK VE BERABERLİĞİN ZİRVE NOKTASINDA olma cehd ve gayreti içindeler.
Son söz: 11 Mayıs 2020 de yazdığımız makalenin başlığı gibi olsun.
DEMOKRASİNİN SAHİBİ MİLLETTİR,
NE DERSE O OLUR.
Selam ve dua ile
Bülent ERTEKİN
YORUMLAR