“İnsanların elleriyle kazandıkları (yaptıkları) yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Böylece (yanlış yoldan) dönsünler diye (Allah onların) yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır.” (30/41)
Ah o eller, ellerimiz, ellerimizle yapıp ettiklerimiz... Her şeyin sonucunda ne kazanacağımızı belirleyen ellerimiz. Dönüp de onlara bir daha bakalım. Bize şahit olacak olan ellerimize, bizim adımıza konuşacak olan ellerimize. Onları koştuğumuz onca işe. Parmak izimizi bıraktığımız yerlere.
Kaderimizin avuç içlerimizde yazılı olduğunu söyleyenler var ya, aslında yalan değil dedikleri. Hepimizin kaderi avuçlarımızda gizli.
Yaptıklarımızın karşılığını alacağımız tek yer yalnız ahiret değil. Dünyada da bozduklarımızın bir kısmını yaşatacağını söylüyor Rabbimiz. Bir kısmını diyor fark ettiysek yine Rahmeti giriyor devreye, ya yaptıklarımızın hepsinin sonucunu yaşasaydık?
Demek ki, sünnetullah gereği çoğu; yeniden, kendiliğinden, fıtraten iyileşiyor. “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle kazandıklarınız (yaptıklarınız) yüzündendir. (Allah) çoğunu da affeder.”(42/30).
Allah denize köpek balığını, karaya domuzu atık dönüştürücüsü olarak koymuş. Ormanı, atmosferi yeniden temizlesin diye yaratmış. Bataklıkları bile karbonu tutsun, havayı, yer altı sularını temizlesin, iklimi ılıtsın diye yaratmış.
Kim bilir daha nice hayvan, bitki, organizma geri dönüşümde görevli. Yarattığı her şey zerresi ziyan olmayacak şekilde dönüşüyor.
Her mahlukun bir görevi bir gayesi var, hiçbir şey boşuna değilken insan öyle hırslı ki öyle çok bencil ki bir tişört daha üretebilmek için tonlarca su harcıyor. Çorba yapmak için köpek balıklarının yüzgeçlerini kesebiliyor. İhtiyacı olmadığı halde sırtına kürk yapmak için hayvanları katlediyor.
Ormanları yakıp kendine tarla yapmaya kalkıyor. Sahip olma hırsı yüzünden bir ırkı tamamen yok etmeye soyunuyor. Daha çok giymek daha çok yemek daha çok binmek daha çok eğlenmek için doğacak çocuklarının, torunlarının havasını, suyunu, toprağını çalıyor.
Onlara bozulmuş bir dünyayı miras bırakıyor ve bunun adına medeniyet diyor. Ne garip değil mi medenileştikçe aslında ne kadar vahşileşiyor!...
Betül Özer Bölük
YORUMLAR