Tarih boyu devletlerin ve toplumların da bir kader yazgısı vardır. Aynı insanlar gibi, toplum ahlakı, değerleri ve seçimleri o toplumların ve devletlerin kaderlerini çizer.
Kimi devletler, gücünü maddiyat üzerine kurarken her türlü hileyi kendilerine mübah görürler. Kimi devletler güçlenmek adına sömürüyle karşımıza çıkar kimi de dünyada terörü finanse eder bunun üzerinden dünyada iktidar kurduğunu zanneder.
Dünya öyle zulümlere şahit olmuş ki; 150 Milyon Kızılderili kendi topraklarında katledilmiş. 130 Milyon Afrikalı sömürü güçler tarafından köleleştirilip akıl almaz işkencelere maruz kalmıştır. Yakın tarihte Avrupa’nın gözü önünde Bosna-Hersek savaşında binlerce Boşnak katledildi. Hiroşima ve Nagazaki deki atom bombalarıyla saniyeler içinde binlerce insan katledildi…Güya barışı ve demokrasiyi getirmek için Irak, Afganistan ve Suriye de milyonlarca insan öldürüldü. Filistin ve son iki senedir Gazze’de binlerce savunmasız Müslüman özellikle çocuklar tüm dünyanın gözü önünde katledildi ve katledilmeye devam ediyor…
Hak ve batılın savaşında taraflar gayet açık. Kimileri bu ateşe odun taşırken kimileri de ellerinden geldiğince o ateşi söndürmeye çalışmışlar. Tarih boyu üzerimize öyle oyunlar oynanmış ki Tüm İslam coğrafyasını kendi haline bırakılmamiş. Ekonomik anlamda güçlenmesine izin verilmemiş. Bağımsız bir ülke; ekonomide, bilimde, sanatta, savunma sanayinde güçlü olmak zorunda. Nerede bir İslam yurdu varsa orasını bir savaş alanına çeviriyorlar.
Kendi tarihimize baktığımızda bizi utanca sokacak başımızı öne eğecek bir olayı bir hadiseyi görmüyoruz. Çanakkale savaşında, yaralı Anzak askerlerine gösterdikleri merhamet şimdilerde bile bize bir gururu yaşatır. Türkler, tarih sayfalarında adil, merhametli ve zulmetmeyen kişiler olarak anılırlar.
Atalarımızın bize bıraktığı bu gurur ve övüncü, gelecek kuşakların bilmemesi için ellerinden geleni yapmaya çalışanlar var. Kendi geçmişine insanına düşman bir nesil inşa etmeye çalışan bu güruhla mücadele etmelidir. Günlük zevkler dünyalık hırslarla atalarımızın davasını bize unutturmayı hedefleyenlere karşın gerekli önlemlerimizi almalı gelecek kuşaklara, yarının büyükleri olacak çocuklarımıza bu dava anlatılmalı. Bir tarih bilinci ve tarih şuuru verilmeli. Bizlerin Kızıl Elma dediğimiz, İlay-ı Kelimetullah davasıdır ki, bizim mihenk taşımızdır. Var olma ve var oldurma çabamızın özüdür.
Küresel şer odakların tek bir yerden beslendikleri ve orada besledikleri şövalyelerini masum insanların üzerine sürdükleri her dönemde olmuş bundan sonra da olacaktır. Onlar korkuları ve nefretleri ne kadar çok ise bir o kadar zulümlerini arttırıyorlar.
Müslümanı ayakta tutan yeğane güç Allah’a olan iman ve ahirete olan inancıdır. Onlara göre ölüm, bize göre şehadettir. Onlara göre yok oluş bize göre sonsuzluğa açılan kapıdır. Cennetle müjdelenmiş yüreklerimizde iman ve inancımız var olduğu müddetçe yenilmeyeceğiz! Bitmeyeceğiz!
Ravza Zeybek
