HIRSIZ - ÇALI - YORUM


Bağımlılıkla Mücadeleye Ailenin Rolü

Yirmi birinci yüzyıl insanlara başta teknoloji olmak üzere birçok yenilik ve kolaylık getirmiş, yaşamın genel anlamda hızı da artmıştır.


ZİYNET APAYDIN

Yirmi birinci yüzyıl insanlara başta teknoloji olmak üzere birçok yenilik ve kolaylık getirmiş, yaşamın genel anlamda hızı da artmıştır. Bu artan hız ile toplum ve insan yapısı değişmiştir. Bireysel ya da toplumsal sorunların oluşması, topluma yayılması ve etkilediği insan sayısı da hız ile birlikte artış göstermiştir.

Genel anlamda bağımlılık kavramı bireysel bir olgu gibi görünse de olayın paydaşı birey sayısı arttıkça konu toplumsallaşmıştır. Oluşan sorunlar artık bir bağımlının yaşayacağı bireysel kötü sonuçların çok ötesine geçmiştir. Özellikle madde bağımlılığında, bağımlının madde etkisi altındayken işleyebileceği suçlar tüm toplumu fazlasıyla ilgilendirir hale gelmiştir. Bingöl’de geçmişte yaşanan ve yurdun birçok yerinde her gün buna benzer toplumu tehdit eden olaylar artık duyulmaktadır. 

Hemen her gün bilim dünyası ve konunun “uzmanları” tarafından bağımlılıkla mücadele başlığında yeni çözüm önerileri duyulsa da bunun sahaya hiçbir katkısının olmadığı, ülkemiz bağımlı sayısının düzenli olarak arttığı bir gerçektir. Burada temel sorun kendisini konunun “uzmanı” tanımlayan birçok akademisyenin teoride kaldığı ve hayatında bir tek bağımlı ile dahi görüşmeden çözüm önerisi sunduğu gerçekliğidir. En iyi çözüm önerileri ise konudan doğrudan canı yanan, evladını bu yolda kaybeden annelerden gelmektedir. Çünkü konudan canı yanmayanların vereceği öğütler her zaman “at üstünden orak biçmek” olarak kalacaktır. Dünyada uygulanan bağımlılıkla mücadele programları da ülkemize bu konuda derman olmamaktadır zira her ülkenin farklı bir sosyokültürel, dini, ailesel veya iktisadi farklılıkları vardır. Türkiye’de Bingöl’de uygulanacak model ile İzmir’de uygulanacak model dahi farklılık gösterebilmektedir. 

Geçtiğimiz 6-7 Aralık 2025 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın da katılımıyla Ankara’da gerçekleşen “Yaşamda Kal” isimli zirvede konu enine boyuna tartışılmıştır. Zirvenin çalıştay kısmında masalar oluşturularak farklı açılardan konuya yeni çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Ancak, akademi dünyasının bakışı ile “canı yananlar” tarafından kurulan sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin konuya bakışını birbiri ile taban tabana zıt olduğu çalıştayda anlaşılmıştır. Bilim dünyası ve devletimizin en üst düzey makamlarından birisi olan Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu üyelerinden birsinin “bağımlı turşuya benzer, çok da uğraşmamak lazım” sözleri konuya nasıl baktığını göstermiştir. Bağımlı anneleri salonda dahi bu söz ile gözyaşlarını tutamamıştır. Bu bakış açısına göre, örneğin, kanser olan bir kişi nasılsa ölecek deyip onu sokağa mı atmalıyız? Hem bağımlılık bir ruh sağlığı hastalığı diyeceksiniz hem de umutsuz konuşmalar yapacaksınız, bu doğru değil. Ancak burada önemli olan “canı yanmışlık” kavramıdır. Bu lafı eden kocaman makamlı ve kocaman rütbeli şahsiyetin çocuğu bağımlı olsaydı böyle konuşabilecek miydi? Ateş düştüğü yeri yakıyor ve bu tarz söylemler incitmekle kalmayıp konunun gönüllüsü bireyleri de süreçten uzaklaştırıyor. Ülkemizde yüzlerce bu konuda kurulmuş STK vardır. Bu STK’lar başta maddi olmak üzere imkânsızlıklarla, bir tek kişi dahi olsa bağımlıya ulaşmak ve onu hayata döndürmek gayretindeyken, maalesef, bilim insanları konforlu alanlarından çıkmadan yorum yapmakta ve karar vericileri de bu konuda yanlış yönlendirmektedirler. Eğer onların söyledikleri doğru olsaydı ülkemizde bağımlılıkla mücadele başarılı olmuş ve artık böyle bir sorunumuz kalmamış olurdu. 

2025 yılı Cumhurbaşkanlığı tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmişti. Aile, milletimizin zaman içinde tüm zorluklara rağmen ayakta kalmasını sağlayan yegâne unsurdur. Hala Anadolu’da cenazede ailenin en büyüğüne “ Başınız Sağ Olsun” denir. Bunun anlamı şudur: ölen öldü, sen veya en büyük başa geçi aileyi sürdür, devam ettir. Kısaca, aile yoksa millet yoktur. Bağımlılıkla mücadelede hem bağımlılık öncesinde hem de bağımlılık sonrasında mücadelenin en önemli değeri ailedir. Çünkü bağımlı birey için değersizlik hissi çok öndedir ve değer, ona geri verecek en önemli kurum ailesidir. Burada, ailenin bilinçliliği öncelikle bağımlılığı önler. Eğer, her şeye rağmen, bağımlılık oluşmuşsa, çözüm için yine aile kavramından başlanacaktır. 

Bir bağımlı için ön önemli sorunlardan birisi de hayata tutunma kavramıdır. Çoğunlukla parçalanmış ailelerin çocuklarının madde bağımlılığı illetine düşmesinin sebebi yine aile kavramı ile ilgilidir. Çocuk ya da genç anne, baba, dede, nene gibi kavramlarla hayata tutunmazsa dışarıda bir aile aramaya başlar ve bu dışarıdaki aile çocuğa sevgiyle yaklaşmaz. Mutlaka onu kullanacak bir yöntem üretecektir. Önce onu bağımlı yapar, sonra satıcı yapar ve en sonunda onu her suçu işleyebilen bir suç makinesine dönüştürür. Kimsesiz kalmış çocuğun acımasız dünyada çok da fazla şansı olamaz. 

Dünyanın birçok yerinde çok büyük sorun olan madde bağımlılığı kavramında artık her ülkeden çığlıklar gelmektedir. 2022 verilerine göre ülkemizde en az 2.5 milyon bağımlı bulunmaktadır. Bu kişilerin annesi, babası ve sadece bir kardeşi olsa bile konu 10 milyon insanı, ilgilendirir hale gelmiştir.  Neredeyse sokakta gördüğümüz her 8 kişiden birinin ya kendisinde ya da birinci derece yakınında artık bu sorun vardır. Dünyanın hemen her ülkesinde tartışılan ve çözüm aranan bu illetten kurtulmak için her ülke kendine göre modeller önermektedir ancak her yıl veriler daha korkunç hale gelmektedir. Zorlu ve uzun bir süreç olan bağımlılıkla mücadele kavramı ülkemizde, bilimsel verileri de inkâr etmeksizin, ahlak, maneviyat ve aile kavramları üzerinden yürümek zorundadır. Ülkemiz için, hala en büyük kurum olan aile üzerinden politikalar geliştirmek bir tercih değil mecburiyettir. Unutmayalım ki en büyük ailemiz ise millettir. Biz, üst ölçekte, 85 milyonluk büyük bir aileyiz. Bağımlılık artık ülkemizin en büyük beka sorunu haline gelmiştir. Bu sebeple, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın başlattığı bu büyük mücadeleye ismi de bizler koyalım: “Milli Bağımsızlık Mücadelesi”. 

 

  Ziynet APAYDIN

 Uzman Psikiyatri Hemşiresi, İletişim Uzmanı ve Bağımlılık Danışmanı

 

 

Çocuğu Unutan Sistem

Hüseyin Mesut ALVER’e Uluslararası Görev!

Yozgat Bozok Üniversitesi TÜBİTAK Destekleri Semineri

Düşünmeyi Unutan İnsan mı Oluyoruz?

Zihnin Karanlık Döngüsü Nedir?

İslâm’a Yenilen Batı

Cumhuriyet ve Bilimin rolü konuşuldu

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi

Kirlenen Hava, Solan Hayat

Isınan Dünya, Hastalanan İnsan

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 16 12 1 3 24 39
2.TRABZONSPOR A.Ş. 16 10 1 5 14 35
3.FENERBAHÇE A.Ş. 15 9 0 6 18 33
4.GÖZTEPE A.Ş. 16 8 3 5 10 29
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 16 7 4 5 7 26
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 16 6 3 7 4 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 16 6 5 5 -2 23
8.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 16 5 6 5 5 20
9.KOCAELİSPOR 16 5 6 5 -3 20
10.CORENDON ALANYASPOR 16 3 4 9 -1 18
11.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 16 4 6 6 -3 18
12.TÜMOSAN KONYASPOR 15 4 7 4 -4 16
13.GENÇLERBİRLİĞİ 16 4 9 3 -4 15
14.KASIMPAŞA A.Ş. 16 3 7 6 -7 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 16 4 9 3 -14 15
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 16 2 6 8 -17 14
17.İKAS EYÜPSPOR 16 3 9 4 -11 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 16 2 11 3 -16 9

YAZARLAR