Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

HAMOĞLU HOLDİNG NASIL PEŞKEŞ ÇEKİLDİ?

YAĞMA VE TALAN DURMUYOR Başlıklı ihbar mektubuyla gelen bilgi, belge, ve deliller istenildiğinde ilgili kurum ve kuruluşlara verilmek üzere dile getirdiği Hamoğlu Holding Vurgunu ve Dedayları.  İhbarcı "Memleket sorunlarına değinmenin artık bir zaruret haline geldiği de bir hakikattir.  Bu nedenle bu gün bir yağmadan söz edeceğim. " Diye Gelen İhbar Mektubu ve Metin Kamuoyunun dikkatine sunulur.

HAMOĞLU HOLDİNG NASIL PEŞKEŞ ÇEKİLDİ?
19 Haziran 2024 - 12:31

TV kanallarına çıkan siyasetçilerimiz söz de “Feto ve PKK ile mücadeleyi taviz vermeden sürdürüyoruz.” Derlerken Fetonun finansörlerinin servetlerine, servet kattıklarını da üzülerek izlemekteyiz. 
Bu devlet için, bu millet için, hayatlarını hiçe sayan nesilin sarılamayan yarası kanamaya devam ederken, Fetö sayesinde Parayı, hayal bile edemeyecek kadar büyük boyutlarda bulanlar, yine aynı şekilde devletin bütün imkanlarını, şahsi çıkarları doğrultusunda kullanarak, servetlerine servet katmaya devam ediyorlar.  
Size bugün yaşanmış bir hikayeden özet sunacağım. 
Bir Holdingin nasıl batırıldığını ve çalışanlarının nasıl mağdur edildiğini anlatacağım bunu yayınlayan cesur bir gazeteci olursa elbet ülkesini seven cesur ve kararlı bir Cumhuriyet savcısı çıkıp bu yolsuzluğa dur deme cesaretini gösterir umudunu taşıyorum.
 “HAMOĞLU HOLDİNG
 Birkaç sene öncesine kadar neredeyse Türk milletinin tamamının tanıdığı ülkemizde en güçlü sermayesi olan böyle bir Holding vardı. 
Çorum'dan çıkıp İstanbul'a gelen, iş kolik bir insan Ahmet Hamoğlu tarafından kurulmuş bir holding ciddi sermayesi ile Türk ekonomisine katkı sunup istihdam yaratıyordu.
 İstanbul'a delikanlı çağında gelen Ahmet Hamoğlu, amcasının teşvik ve desteği ile, Tuğlacılık işine girmiş İstanbul Silivri'de Kurduğu Fabrikada çalıştırılacak işçi bulamadığı için, Doğu ve Güneydoğu'dan işçi getirerek faaliyetlerini devam ettirmişti. Babasının ölümünden sonra hissesine düşen payı da kendine sermaye yapmış ve köy görüntüsünde olan Silivri güzel bir kıyı kasabası olmuştu. 
Silivriye hiç kimsenin yapmaya cesaret edemediği,İstanbul'un en büyük otelini klassis Otelini kurmuştu.  Temelden çıkardığı toprağı tuğla haline getirdiğinde kendisine "Deli" diyenlere aldırış etmeden muhteşem bir oteli klasis otel olarak kullanıma açılmıştı. "Bukadar büyük oteli kim dolduracak” söylentilerine aldırış etmemişti.  Otel açılmış (casino) "Kumarhane" olarak ülkenin en çok rağbet gösterdiği aranılan bir yer olmuştu. 
Otel yaz kış ful çalışıyordu, kazancını bu ülkede yeni eserler oluşturmaya harcıyordu. 
Orman bakanlığından kiraladığı binlerce dönüm arazi üzerinde uluslar arası etkinlikler yapılabilecek AB ülkelerinden zengin golf meraklılarını çekmek adına bir Golf sahası ve muhteşem bir Otel daha açmıştı.
 Hızını bu da kesmemiş kazancıyla Trakya'nın en büyük Alışveriş merkezini "Maksi AVM" yi açmıştı. 
Binlerce insan istihdam edilmiş çalışanlar asgari ücretin iki üç katı maaş alarak evinin geçimini sağlıyordu. 
Küçük yaşta yanına gelen hem ağabeylik hem de babalık yaptığı kardeşiyle birlikte evlatlık kızını nüfusuna aldığı için arası açılmıştı. 
Kardeşi hissesini sıralı çekler karşılığı devir etmişti. 
Ahmet Hamoğlu yaşı ve hastalığından dolayı işlerini eskisi gibi takip edemediğinden dolayı her zorda kalan şirket gibi Devletin bir bankasından 30,000,000 €uro (Otuz milyon Avro) kredi kullanmıştı.
Birkaç taşınmazını satarak bu kredinin On Milyon Eurosunu ödemişti.
Bu arada kardeşine verdiği çeklerin günü gelmiş, kardeşine ”Benim hisselerimi teminat olarak al çekleri yenileyelim, çeklerim yazılırsa itibarım sarsılır banka ve alacaklılar beni zorlar” demişti.  Birçok aracı olmasına rağmen kardeşi bu teklifi kabul etmeyip çekleri yazdırmıştı. 
Bunu fırsat bilen banka Ahmet Hamoğlunu sıkıştırmaya başlamış, temerrüt uygulamakla tehdit etmişti. 
Dünyanın her tarafında bankalar alacaklarının en fazla %50 sini teminat olarak tapu şeklinde alabilirken, alacaklı banka Klassis Otel, Maksi AVM ve diğer değerli arsalarının tapusunu Hamoğlu'ndan alarak “ Vefa” sözleşmesine zorlamıştı. 
Neticede bütün mallar, 30,000,000 € borçdan dolayı bankanın kontrolüne geçmiş oldu. 
Bir Holding nasıl batırılıp kimlere nasıl peşkeş çekildiğinin anlaşılması için detaylandırma yapmam bu nedenledir.

İŞTE ORJİNAL BELGELER


 

 


Bu tarihte banka tarafından alınan tapuların eksper değeri Türkiye Saniyi ve Kalkınma bankası tarafından yapılmış Toplam:199,245,000$ Yüz doksan dokuz milyon İki yüz kırk beş bin Amerikan doları Euro olarak da değer:139,917,000€uro yüz otuz dokuz milyon dokuz yüz on yedi bin Euro olarak değer bişilmişti.
Holding Patronu Ahmet Hamoğlu'nun borcu ise toplamda sadece 30,000,000€uro "Otuz milyon" Yani alacağından Yüz milyon Euro daha fazla olan mülke banka adeta çökmüş oldu. oturdu.
Kansere yakalanan Ahmet Hamoğlu hastalığı ile uğraşmaktan dolayı işini gücünü ihmal ediyor sağlığını düşünmeye başlamıştı.
 Ahmet Hamoğlu ile iyi bir dost olan İstanbul'da güvendiği hem arkadaşım hem de kirvesi olduğu bir iş insanı H....A... isimli dostuna bazı taşınmazlar ve bankanın çöktüğü bu yerleri satması için yetki vermişti. Bu iş insanı elindeki yetkiyle bankaya bir kaç kez müşteri götürmüş İlk müşteriye banka 55 milyon Euro istemişti, kısa bir süre sonra başka bir müşteriden 62,5 milyon Euro istemiş yine son bir üçüncü müşteriden ise rakamı biraz daha yukarı çekerek 70 milyon Euro istemişti. 
30 milyon borcun karşılığı artık 70 milyon Euro olarak isteniyordu.
 Bu zora sokmalarının tek anlamı vardı tüm servete el koymak olarak anlaşılıyordu. 70 milyon Euro'yu masaya koyduğumuzda dahi rakam daha yukarıya çıkacağı sinyalini almıştılar.



   

   


 Neticede Vefa sözleşmesinin süresi bitince banka burası artık benim demeye başlayacaktı.
Banka dediğini yaptı ve benim artık bu servet dedi.
Banka kimlerden aldığı emirle hareket ettiyse onlarla bu holding'in nasıl planlanarak kime kimlere peşkeş çekileceğinin hesaplarını yapmaya çoktan başlamıştı.
Ahmet Hamoğlu ise kardeşine ve yeğenlerine kendisini bu duruma düşürdükleri için çok kızgındı.
Adeta çöküşüne zemin hazırladıkları için hastalığında batan gemiden ne kurtarırsak kardır misali tutumları neticesinden dolayı aşırı tepkiliydi.
Hala bankanın el koyduğu serveti için Devlet el koydu onu mutlaka iyi değerlendirir diye düşünecek kadar samimi bir devletçi olduğunu vurgulayarak kızgın olduğu yakınlarına birşey bırakmamak için dostu olan H....A...'e bu vefasızlara malım mülküm kalmasın devletimiz alsın bunun için ne yapılması gerekiyorsa onu yap talimatı verdi.
  Bu arada Hamoğlu holding'in işlettiği tarihi Kız Kulesinin de kira süresinin bitimine 23 sene varken hiçbir tazminat ödemeden devlet el koymuştu. Banka ise işçi tazminatını da vergiyi de ödemeyi reddetti çünkü bir el bu çöküşün devamını istiyordu.
 Kardeşi ayrıca boş durmayarak bankayla anlaşıp benden mal kaçırdı diye çekleri işleme koydu ve bu yerlere haciz koydu ve tedbir aldı. 
Tedbir sonra kaldırıldı. 
Ama haciz kaldı. 
Bunların hepsi belgeleriyle sabittir. 
 Şimdi Hamoğlu holding nasıl kuruldu nasıl büyüdü konusuna hakim olan siz okuyucular bu talanın sonunda gelelim bu günümüze.
Duyduğum kadarıyla bütün bu mülkler, Fetö'cülük şüphesinden dolayı Türkmenistan'a kaçan, daha sonra ilişkiler ağından dolayı büyük bir parayla Türkiye'ye dönen, siyasi ortakları ve eskistihbaratçılardan  bir danışma ekibi olan,dünya markası bir Otomobilin Türkiye distiribütörlüğünü elinde bulunduran kara para akladığı söylenen bir şahısla beraber hareket eden bir zat,ve şirketi tarafından satın alınmış. Bu şahsı Türkmenistan'a Götüren Fetö'den aranan kişi de kimlerin desteği sayesinde geldiyse artık Türkiye'ye gelmiştir.
Bu şahsın maharet ve özellikleri saymakla bitmez. Eski bir Belediye başkanı ve Oğullarıyla ortaklığınımı söylesek yoksa devletin önemli kademelerinde görev yapmış kişilerle kol kola olması kafalarda hep soru işareti oluşturmaktadır.
Bilgi ve belgelere göre bu dev tesisler sadece arsa bedelinin 1/4 üne bu şahsa verilmiş. 
Klassis Otelini bilmeyen yoktur. 
Banka el koyduğundan bir hafta önce açık ve %70 dolulukla hizmete açık haldeydi. 
Banka aldıktan sonra Otelin eşyaları çalındı denilerek kaybolmuştur.
Ayrıca bakımsızlıktan çatıları akmış bina harap hale getirilmiştir. 
Bankalar böyle tesislerin sahiplerine yeni ödeme kolaylığı sağlayıp buraların çalışmasına imkan tanıma yerine el koyup harabeye dönüştürmektedir, burada ne amaçlanmıştır?
Milli servetlere bu davranış reva değildir?
Söylenenler ve belgeler gösteriyor'ki bu bir yağma ve talandır.
Devletimizin bu satıştan dolayı bir soruşturma açması gerekir diye düşünmekteyim. 
Çünkü peşkeş çekilen büyük tesisler ve haksız kazanç elde edilme durumu söz konusudur. 
İhale yok açık arttırmayla ve ilanla bir satış duyurusu yok.
 Gel burayı sana vereyim diye insan babasından kalma malı dahi böyle rahat veremiyorken bu göz göre göre peşkeş çekilen holding ve taşınmazları araştırılmalıdır.
Yangından mal kaçırır gibi bir el altı satışla elden çıkartılan bu yerlerde binlerce işçinin alın teri ve tazminat hakkı var. 
Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan devletimizin vergi alacağı var. 
Sosyal devletlerde böyle bir uygulama olmaz. Verdikleri şirket ve kişiler de Fetö bağlantısı şüphesiyle bilinen bir kişi olması da ayrı bir handikaptır.
Bu tür uygulamalar yapılırken tv'lere çıkıp Fetö ile ve PKK ile mücadelemiz sonuna kadar devam edecek derseniz hiç de inandırıcı olamazsınız.
Ben bu ihbarımla Vatandaşlık görevimi yerine getiriyorum. 
Bu hususta bilgi ve belgeleri gerekli merciilere vermeye hazırım. 
Ötesi yetkililerin bileceği bir iştir diyor bu yazılı ihbarımı belgeleriyle kamuoyuna ve devletimizin ilgili kurumlarına duyurmak adına haberpars aracılığı ile arz ediyorum.

www.haberpars.com 
İstihbarat servisi

YORUMLAR

  • 0 Yorum