14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Etkinliğe fiziki olarak katılamayan İlber Ortaylı ise panele görüntülü bağlantı yoluyla katılım sağladı. Panele ayrıca büyükelçilik temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda vatandaş katılımlarıyla ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, gün özelinde hazırlanan videonun seyredilmesi ile başladı.
Türk dili üzerine bu kadar derinlemesine bir tartışmanın yapılması, hem geçmişimizi anlamak hem de geleceğimizi şekillendirmek açısından büyük bir fırsat. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu gibi alanında uzman isimlerin bir araya gelerek Türk dilinin bugünü ve geleceği üzerine görüşlerini paylaşması, bu konunun ne kadar ciddi bir mesele olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İlber Ortaylı’nın, Türkçenin geniş bir coğrafyada konuşulan bir dil ailesi olduğunu vurgulaması oldukça etkileyici. Türkçenin farklı coğrafyalarda geçirdiği değişimler, dilin zenginliğini ve aynı zamanda korunması gerektiğini gösteriyor. Özellikle Kırım Türkleri gibi baskı altında yaşayan toplulukların dillerinin korunması gerektiğine dair sözleri, bu konuda daha fazla çaba harcamamız gerektiğini hatırlatıyor. Ayrıca, Ortaylı’nın Türkçenin prodental bir dil olması nedeniyle diğer dilleri kolayca öğrenme avantajına sahip olduğumuzu belirtmesi, dilimizin ne kadar güçlü ve esnek bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Ahmet Bican Ercilasun’un, Türk dilinin tarihsel kökenlerine yaptığı vurgu ve Ergenekon gibi destanların sahne sanatlarına taşınması gerektiği yönündeki önerisi de oldukça ilham verici. Türk kültürünün ve tarihinin sanat yoluyla yaşatılması, gelecek nesillere aktarılması açısından son derece önemli. Türkçe’nin 9 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirtmesi, dilimizin ne kadar köklü bir mirasa sahip olduğunu anlamamızı sağlıyor.
İskender Öksüz’ün dil, kültür ve millet arasındaki bağı vurgulaması da çok yerinde bir tespit. Dilde birliğin önemi, millet olmanın temel taşlarından biri. Türkçeyi korumak, yaymak ve gelecek nesillere aktarmak, sadece bir dil meselesi değil, aynı zamanda bir kültür ve kimlik meselesidir. Yusuf Halaçoğlu’nun “Türkçe düşüneceğiz, Türkçe konuşacağız” ifadesi ise bu konferansın belki de en çarpıcı mesajı. Türkçe, Türk milletinin varlığının temel taşıdır ve bu dilin korunması hepimizin sorumluluğudur.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Türk dili ile kültürüne dair önemli bir buluşma niteliği taşıyan bu etkinlik, büyük bir ilgiyle karşılanmış gibi görünüyor. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu gibi alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşen program, Türk dünyasının ortak değerlerini ve birliğini ele almayı hedeflemiş. Ancak, Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın rahatsızlığı nedeniyle etkinliğe fiziken katılamaması ve telekonferans yöntemiyle bağlanması, etkinliğin en dikkat çeken detaylarından biri oldu.

Etkinlik öncesinde yaşanan yoğun ilgi ve salonun tamamen dolması, programın ne kadar büyük bir yankı uyandırdığını açıkça ortaya koyuyor. Özellikle Kutlu Parti lideri Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nu dinlemek isteyen kalabalığın, salon kapasitesini aşarak izdihama yol açması, bu etkinliğin sadece bir kültürel program olmanın ötesine geçtiğini ve siyasi bir mesaj içerdiğini de düşündürüyor. Salona giremeyen katılımcıların daha büyük bir mekan talebi, organizasyonun geniş katılımcı kitlesini öngörememiş olabileceğini gösteriyor.
Bununla birlikte, içeride yer bulabilen katılımcıların Türk bayraklarıyla oluşturduğu coşkulu atmosfer, Türk kültürüne ve birliğine duyulan bağlılığın güzel bir göstergesi olmuş. Ancak, organizasyonun bazı yönlerinin eleştiri aldığını da göz ardı etmemek gerekiyor. Özellikle, protokolde yer aldığını düşünen bazı isimlerin dahi salona girememesi, planlamada daha dikkatli olunması gerektiğini işaret ediyor.

Kutlu Parti'nin bu etkinlikte yoğun bir ilgiyle karşılanması ve liderine duyulan teveccüh, partinin yükselen bir ivme kazandığını gösterir nitelikte. Bu program, yalnızca Türk dili ve kültürüne olan ilgiyi artırmakla kalmamış, aynı zamanda siyasi arenada da önemli bir mesaj vermiş gibi görünüyor. Her ne kadar organizasyonel aksaklıklar yaşanmış olsa da, etkinliğin genel anlamda başarılı geçtiğini söylemek mümkün. Bu tür etkinliklerin daha geniş kitlelere ulaşabilmesi adına, gelecekte daha büyük alanların tercih edilmesi ve daha iyi bir organizasyon planlaması yapılması, katılımcıların memnuniyetini artıracaktır.
www.haberpars.com