İbrahim Erdem KARABULUT

Tarih: 10.12.2023 19:58

Türk İslam Ordusu Nerede?

Facebook Twitter Linked-in

Filistin meselesi, dünya tarihinin en trajik ve karmaşık konularından biri olarak karşımızda duruyor. Bugün, Filistin topraklarında yaşanan insanlık dışı olaylar, uluslararası toplumun vicdanını derinden yaralamakta ve bu durum karşısında alınan kararlar, dünya düzenindeki adaletsizliği bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle Gazze'de süregelen katliamlar, savaş kurallarının hiçe sayıldığı, sivillerin hedef alındığı ve insanlık onurunun ayaklar altına alındığı bir tabloyu ortaya koymaktadır.

Birleşmiş Milletler'de alınması planlanan ateşkes kararına ABD'nin veto hakkını kullanarak engel olması, Filistin'deki insanlık trajedisinin devam etmesine zemin hazırlamıştır. İsrail'in, uluslararası hukuku hiçe sayarak gerçekleştirdiği saldırılar, savaş suçları ve soykırım niteliğindeki eylemleri dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmektedir. Ancak bu durum karşısında etkili bir müdahale yapılmaması, uluslararası sistemin çifte standartlarını ve güç dengelerinin adaletsizliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Tarih boyunca yaşanan savaşlar ve katliamlar incelendiğinde, Gazze'de yaşananların insanlık tarihindeki en karanlık dönemlerden biri olarak kaydedileceği açıktır. Hiroşima'ya atılan atom bombası, Vietnam Savaşı'nda yaşananlar, Bosna'daki Srebrenitsa katliamı gibi tarihin kara lekeleri, bugün Gazze'deki olaylarla kıyaslandığında, modern dünyanın barbarlıkta ne kadar ileri gidebildiğini göstermektedir. Özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların hedef alındığı bu saldırılar, savaşın dahi bir ahlakının olması gerektiğini hatırlatmaktadır.

Türkiye'nin bu süreçteki duruşu, uluslararası alanda adalet arayışının bir sembolü haline gelmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya beşten büyüktür' söylemi, küresel sistemin adaletsizliklerini eleştiren önemli bir mesajdır. Ancak bu çağrıların, uluslararası arenada yeterince yankı bulmaması, mevcut dünya düzeninin ne denli çıkar odaklı olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim anlayışı ve adaletli yaklaşımı, bugün dünya düzenine örnek olacak nitelikte bir miras bırakmıştır. Ancak Osmanlı'nın parçalanmasının ardından, sömürgeci güçlerin dünya üzerindeki hâkimiyeti, kaynakların talan edilmesi ve halkların sömürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bu süreçte, özellikle Müslüman coğrafyaların maruz kaldığı zulüm ve adaletsizlik, günümüzde de devam etmektedir.

Bugün Gazze'de yaşananlar, sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın ortak sorunu olmalıdır. Türk dünyası ve İslam ülkeleri, bu adaletsizlik karşısında birleşmeli ve zulme karşı güçlü bir duruş sergilemelidir. Türk Devletleri Teşkilatı'nın bu konuda daha aktif bir rol üstlenmesi, uluslararası arenada adaletin sağlanması için önemli bir adım olacaktır. 'Türk İslam Ordusu' gibi bir oluşumun hayata geçirilmesi, mazlum halkların korunması ve dünya üzerindeki sömürge düzenine karşı bir denge unsuru oluşturulması açısından kritik bir öneme sahiptir.

Artık kınama ve söylemlerle sınırlı kalmanın ötesine geçilmesi gereken bir dönemdeyiz. Güçlü bir birliktelik ve kararlı bir duruş sergilenmediği takdirde, adaletsizliklerin devam edeceği açıktır. Türk dünyası ve İslam coğrafyasının liderliğinde, barışı ve adaleti tesis edecek bir düzenin kurulması, insanlık adına atılacak en büyük adımlardan biri olacaktır. Dünya üzerinde adil bir düzenin sağlanması, ancak zulme karşı birleşen güçlü bir irade ile mümkün olacaktır.


İbrahim Erdem Karabulut
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —