Tarih: 18.11.2025 15:34

Kirlenen Hava, Solan Hayat

Facebook Twitter Linked-in

Bu hafta ise aynı kitabın — Climate of
Change (Değişimin İklimi) — ikinci bölümünden bahsetmek istiyorum. Bu bölüm, çok daha
ciddi.
Hepimizin her gün soluduğu havanın gizli yüzünü anlatıyor yani hava kirliliğini.
Sabah işe giderken aracımızı çalıştırdığımızda, bu soğuk günlerde evimizi ısıtmak için sobayı
yaktığımızda ya da sanayi bölgelerinde bacalardan tüten dumanları gördüğümüzde…
Aslında hepimiz aynı gerçeğe katkıda bulunuyoruz: havanın kirlenmesine.
Ama o kirli hava sadece gökyüzüne karışmıyor; tüm canlıları yani her şeye karışıyor.
özellikle de bu görünmeyen düşman, geleceğimiz olan çocuklarımıza, yaşlılara ve kronik
hastalığı olanlara zarar veriyor.
Kitapta çok çarpıcı bilgiler yer alıyor ve oldukça akıcı bir üslup kullanılmış. Bilim insanları,
hava kirliliğinin kalp krizi, inme, astım, KOAH ve hatta kanser gibi hastalıkları artırdığını
açıkça ifade ediyor. Günümüzde bu hastalıkların hızla artması da bu bilgileri ne yazık ki
doğruluyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her yıl milyonlarca insan kirli hava nedeniyle erken
yaşta hayatını kaybediyor. Uzmanlar, hava kirliliğinin sigara kadar ciddi bir sağlık riski
oluşturduğunu vurguluyor.
Genelde duman denince "kötü koku" olarak düşünüyoruz.
Oysa o dumanın içinde neler yok ki?
Mikroskobik tozlar, kükürt dioksit, azot oksitleri, karbon monoksit ve ağır metaller… Bir
çırpıda saydıklarımız bunlar.
Nefesimiz ile içeri giriyor, akciğerlerimize kadar ulaşıyor.
Bazıları kana karışıp kalbe gidiyor, damarları tıkıyor, beyne zarar veriyor.
Hava kirliliği, sadece solunum yollarını değil vücudumuzun her alanını etkiliyor.

Bir çocuğun nefes alırken zorlanması, bir yaşlının öksürük krizine girmesi, sadece "hava
değişti" diyerek geçiştirilebileceğimiz şeyler değil.
Yani mesele artık sadece çevre kirliliği değil, sağlımız meselesi.
Bugün hava kirliliğini azaltmak için yapılan her adım, bir insanın daha uzun yaşamasını ve
daha sağlıklı olmasını sağlıyor.
Daha az kömür, daha az duman, daha temiz enerji…
Hepsi bizim sağlığımız için…
Ne yazık ki son yıllarda temiz havayı bulmak lüks olmaya başladı.
Her gün temiz havayı bulmak için kilometrelerce yok kat ediyoruz.
Başka ülkelere de kaçamayız. Çünkü, kirli hava sınıf, ülke veya sınır tanımıyor.
Bir şehirde yanan kömürün dumanı, rüzgârla yüzlerce kilometre öteye taşınabiliyor.
Yani komşu ülkenin bacasından çıkan duman, bizi etkileyebiliyor.
Peki, çözüm ne?
Aslında çok basit ama kararlı adımlar gerekiyor.
Toplu taşıma kullanmak ve toplu taşıma sistemlerini modernize etmek, yenilenebilir enerjiye
yönelmek, gereksiz yakıt tüketiminden kaçınmak, filtre sistemlerini iyileştirmek ve çevreye
duyarlı üretimi teşvik etmek…
Hepimizin küçük katkısı, büyük bir fark oluşturabilir.
Unutmayalım, hava görünmez ama etkisi derindir.
Temiz hava, insanın en temel hakkıdır yani insanın sağlığını korumaktır.
Ne yazık ki "Gökyüzü Grileşirken Sağlığımız Soluyor"
Önlemler almaz isek vay halimize…

 

Prof. Dr. Hamdi TEMEL

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —