Birkaç gün önce, bir parfüm imalathanesinin duvarları arasında, altı kadın işçiyle birlikte bu ülkenin vicdanı da yandı. Rakamlarla konuşmayı severiz biz "Altı kişi hayatını kaybetti" deriz, o kadar. Ama o altı kişi, birer sayı değil; sabah işe koşarken, ailesine "akşam görüşürüz" diyen ve evine bir lokma ekmek götürmek için çalışan kadınlardı. Daha da acısı, aralarında 18 yaşın altında genç kızlar ve 65 yaşında bir kadın vardı. Kamuoyunda yer alan haberlere göre, işçiler sigortasız ve asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılıyordu.
Meslek hayatım boyunca, incelediğim iş kazası olaylarının; neredeyse tamamın alınacak tedbirlerle önlenebileceğine rağmen, işverenlerce maddi külfet görülerek tedbir alınmaması nedeniyle, gerçekleştiğine şahit oldum. "Boş ver, bir şey olmaz" mantığıyla düşünülen tek şey daha fazla kar elde etmekti. Pişmanlık ise her zaman kaza olduktan sonra gelirdi akıllara.
İşverenin görevi yalnızca üretimi sağlamak ve kar elde etmek değildir; çalışanlarının evine sağ salim dönmesini de temin etmektir. Bir ülkenin gelişmişliği, yalnızca fabrikalarının sayısıyla değil, o fabrikalarda çalışan insanların, işe devamlılığıyla ölçülür.
Çalışma hayatının standartları için devletimiz tarafından birçok kural belirlenmesine rağmen bu kurallar birtakım çevrelerce suiistimal edilmektedir. Devlet her iletmenin başına bir polis ve denetçi koyacak değildir, burada polis ve denetçinin vicdanlarda olması gerekmektedir. Sonuçta işyerinde meydana gelecek kaza yalnızca işçiyi değil, tedbir almayan işvereni de etkisi altına alacaktır.
Tedbir almak, büyük bir maliyet değildir. Basit bir risk analizi, uygun ekipman, düzenli iş güvenliği eğitimi ve denetimi. Bunların her biri, can kurtarır. Ama biz çoğu zaman bu adımları "kazadan sonra" hatırlıyoruz. Oysa gerçek sorumluluk, önceden önlem almakta yatar. Yangından sonra itfaiye çağırmak değil, yangını çıkmadan önlemektir marifet.
Bir ülke, emeğine sahip çıkmadıkça geleceğine de sahip çıkamaz. İş güvenliği, bir formalite değil, bir yaşam hakkıdır. Tedbir alındığında, dikkatsizlik ortadan kalktığında ve usulsüzlük yapılmadığında kazalar olmaz.
Şerafettin YILDIZ